Aşk(21) Askeri (39) Ateş M harfi ile başlayan fontlar - Sayfa 5 Şu anda M harfi ile başlayan fontların 5. sayfasını görüntülemektesiniz. Önizle.
Kelimearama motorunda motorunda İngilizce, Türkçe oluşan kelimeleri bulabilirsiniz. Kelime bulucu hızlı ve esnek yapısı ile kelime bulma konusunda avantaj sizde. Arama kısmında başlayan kelimeler , biten kelimeler veya içerisinde geçen seçenekleri size büyük kolaylık sağlayacaktır.
Azerice Aşk Sözleri Her zaman derin bağların bulunduğu kardeş ülke olan Azerbaycan’ın dili Azerice aşk sözleri ile insanlara güzel anlamlar sunar. Sevgilinize bu dilde hitap ederek onu sevindirebilir, ilişkiye yeni bir heyecan getirebilirsiniz.
MHarfi İle Başlayan Şiirler - Güncel ve popüler 2183 şiire ulaşabilirsiniz. Mabet Ve İnsan (M.fettullah Güven) (706) Madem Ki Aşk Cemresidir
Secretile başlayan bu kavramı uyarlamadığımız alan hemen hemen kalmadı gibi birşey Bunlardan bir tanesi de "Aşk Kuantumu" Ne yalan söyleyeyim bahar modundayız diye elime düşen bu kitabı okumadan geçemedim açıkçası.
Vay Tiền Nhanh. İngilizce M harfi ile Başlayan Erkek İsimleri – M Harfi ile Başlayan Bayan Kız İsimleri – M Harfli Unisex ingilizce İsimler Listesi , A dan Z ye Kadar İngilizce Erkek bayan İsimler Listesi m harfli ingilizce bayan isimleri UNISEX İSİMLER KIZ İSİMLERİ ERKEK İSİMLERİ Madison Mabel Mace Maik Macy Maddox Maitland Maddy Madison Manning Madelia Maik March Madeline Maitland Mare Madelyn Manning Marley Madge Manton Marlow Madison Marcell Marrim Mae March Massey Magdala Mare Mattie Magdalen Marley Matty Magdalia Marlow Mayes Maggie Marrim Mead Mahogany Marston Mercer Maik Marty Merle Maisie Marvin Merrick Maitland Massey Merrill Malaya Maston Merritt Manda Matt Merton Manning Matthew Meryl March Mattie Metcalf Marcie Mattox Mikey Mare Matty Miller Margaret Maxton Mills Margie Maxwell Milne Marian Mayes Mizell Mariel Maynard Mobley Marietta Mead Moody Marigold Melvin More Marissa Melvyn Morley Marjorie Mercer Moroccan Marley Merle Morrison Marli Merric Murray Marlo Merrick Marlow Merrill Marly Merritt Marrim Merton Massey Meryl Matilda Messiah Mattie Metcalf Matty Mick Maud Mike Mavis Mikey May Miller Maya Mills Mayes Milne Mead Milo Meg Milt Melba Milton Melia Mizell Melody Mobley Mercer Montague Mercia Monte Mercy Montgomery Merle Monty Merrick Moody Merrill More Merritt Morley Merry Moroccan Merton Morrison Meryl Morse Metcalf Mort Michaela Mortimer Mikey Morton Mildred Moss Miller Mowgli Millicent Murray Millie Mycroft Mills Milly Milne Mimosa Mina Minnie Minty Mirabel Mizell Mobley Molly Moody Mopsa More Morley Moroccan Morrison Murgatroyd Murray Myla Myra Myrtle Mystery .İngilizce kelimeler, hayvanlar, eşyalar, yiyecekler, fiiller, ingilizce tüm sözcükler, ingilizce a dan z ye tüm sözlükler. A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İngilizce Eşyalar Sözlüğü A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İngilizce Fiiller Verbs A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – W – V – Y – Z İngilizce Hayvanlar Sözlüğü A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İNGİLİZCE ZIT ANLAMLI KELİMELER SÖZLÜĞÜ A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – Y İngilizce Sebze & Meyveler Sözlüğü Vegetables & Fruits A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z
Kelime Bulucu Başlangıcına göre M ile İlgili Kelimeler MA, ME, MI, Mİ, MN, MO, MÖ, MU, MÜ, MY Bitişine göre M ile İlgili Kelimeler ZM, EM, IM, AM, İM, OM, UM, ÜM, ÖM, TM, SM, ŞM, RM, MM, LM, YM, -M, VM, CM, HM, ĞM
1 M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. m ile biten kelimeler sonu m ile biten kelimeler başlayan sonu isimler başlayan ingilizce Haydi bakalım M ile başlayıp M ile başlayan kelimeleri hoş bi oyun .. 2 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. ilk ben başlayım.. MiliM *MeleK* Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım 3 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. ozaman 2. ben olim masum *MeleK* Ben Aşık Olduğum Adamın Aşık Olduğu Kadınım 4 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. modem................... 5 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. bende diyem bari mum 6 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. efem bende müdavim diyeyim 7 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. MÜHİM hadi bakalım kızlar... 8 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. müphembelirsiz müneccimyıldız falcısı mahküm, maksimum,materyalizm,merhem,mevsim,magnezyum,monogam, 9 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. kız öznurr biz kalmadıı 10 Ce M ile başlayan ve biten kelimeleri bulmaca.. dolu kelımeler var oda sıze bırakıyorummmm.... 100 tane buldum oda yazmıyorumm... 15 ğün sonra 10 tane yazarımm Son düzenleme 4 Şubat 2008
M major minor male female man woman many few, some marriage divorce married divorced, single to marry to divorce master servant maximum minimum mean generous to melt to freeze men women to mend to break mess order midnight noon minimum maximum minor major to miss to hit, to catch moderate extreme modern ancient, old monarchy republic moon sun more less morning evening mountain valley much little İngilizce kelimeler, hayvanlar, eşyalar, yiyecekler, fiiller, ingilizce tüm sözcükler, ingilizce a dan z ye tüm sözlükler. İNGİLİZCE KELİMELER İngilizce Eşyalar Sözlüğü A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İngilizce Fiiller Verbs A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – W – V – Y – Z İngilizce Hayvanlar Sözlüğü A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İngilizce İnsan İsimleri A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z İNGİLİZCE ZIT ANLAMLI KELİMELER SÖZLÜĞÜ A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – Y İngilizce Sebze & Meyveler Sözlüğü Vegetables & Fruits A – B – C – D – E – F – G – H – I – J – K – L – M – N – O – P – Q – R – S – T – U – V – W – X – Y – Z
M ile başlayan İngilizce kelimeler ve anlamlarını aşağıda sıraladık. 1000 adet en çok kullanılan m harfi ile başlayan İngilizce kelime listesi;a.master haritasını yapmak, plan, planlamak, orta doğu teknik üniversitesimaannemaamefendim, hanımefendi, madamma’amefendim, hanımefendi, madammacoğlu, zademacabreölüme ait, ölümle ilgili, ürkütücümacadamşosemacadamizeşose yapmakmacaronikarmakarışık şey, makarna, züppemacaroonacıbadem kurabiyesimacawamerika papağanımacegözyaşartıcı bomba sıvısı, gürz, küçük hindistan cevizi kabuğu, topuz, tören sopasımacedonianmakedonya, makedonyalımacerateıslatarak yumuşatmakmacerationıslanıp yumuşamamachetepalamachiavellianmakyavelce, sinsi ve hilekârmachiavellianismmakyavelcilikmachinatedolap çevirmek, entrika çevirmek, kumpas kurmakmachinationdolap, entrikamachinationsdolap, entrikamachinemakine, makine ile yapmak, mekanizmamachinedmakine ile yapmakmachinegunmakineli tüfek, mitralyözmachinerymakinalar, mekanizmamachiningmakine ile yapmakmachinistmakinistmacintoshyağmurlukmackintoshyağmurlukmacklebulanık basmak, bulanıklık, lekemackledbulanık, lekelimacleikiz kristalmacoronikarmakarışık şey, makarna, züppemacrobüyük, makro, uzunmacrocephalousbüyük beyinlimacrocephalybüyük beyinlilik, makrosefalimacrocosmevren, kâinatmacroeconomicsgenel ekonomi, makro-ekonomimacrographdoğal boyutlu resimmacronuzatma işaretimacroscopicgözle görülebilir, makroskobikmaculabenek, leke, noktamaculateleke oluşturmak, lekelemekmaculatedbenekli, lekelimaculationleke, lekelenmemadazgın, çılgın, deli, kızgın, kudurmuş, kuduz, sinirlimadagascarianmadagaskarmadambayan, genelev patronu, madammadam!bayan, genelev patronu, madammadamebayan, hanımefendi, madammadcapdelifişek, delişmen, zıpırmaddendeli etmek, delirtmekmaddeneddeli etmek, delirtmekmaddeningçıldırtıcı, delirtici, sinirlendiricimadderkızılkök, kök boyamadegarantili, üretilmiş, yapılmışmademoisellematmazelmadhouseakıl hastanesi, tımarhanemadlydeli gibi, delicemadmandelimadnessçılgınlık, cinnet, delilikmadonnameryemanamadridmadridmadwomandelimadwortdeliotumaecenashamimaelstrombüyük girdap, yıkıcı güçmaestromaystro, orkestra şefi, üstâdmafiamafyamagazinecephanelik, dergi, fişek haznesi, şarjörmagazinescephanelik, dergi, fişek haznesi, şarjörmagesihirbazmagentamorumsu kırmızı renkmaggotarzu, heves, kurtçuk, sinek kurdumaggotykurtlumagimecusilermagicbüyü, büyücülük, sihir, sihirbazlıkmagicalbüyü gibi, büyülü, sihirselmagicallybüyüleyerek, sihirlemagicianbüyücü, sihirbazmagisterialamirane, hakim, hakime aitmagistrateadliye yüksek memuru, polis mahkemesi hakimi, sulh hakimimagistratesadliye yüksek memuru, polis mahkemesi hakimi, sulh hakimimagmamacunsu bileşim, mağmamagnanimityalicenaplık, bağışlayıcık, yücelikmagnanimousasil ruhlu, bağışlayıcı, yücemagnateileri gelen, kodaman, patronmagnesiamagnezyum oksit, manyezimagnesiummagnezyummagnetmagnet, mıknatısmagneticçekici, manyetik, mıknatıslımagnetismcazibe, manyetizma, mıknatıslıkmagnetizationmıknatıslamamagnetizeçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetizedçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetizingçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetomanyetomagnetsmagnet, mıknatısmagnificmuazzam, muhteşemmagnificalmuazzam, muhteşemmagnificationbüyütmemagnificenceazamet, görkem, ihtişammagnificentazametli, görkemli, muhteşem, olağanüstü güzel, şahanemagnifiedabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagnifyabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagnifyingabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagniloquencetumturaklı konuşmamagniloquentabartılı, büyük, mübâlâğalımagnitudebüyüklük, kadir, önemmagnoliamanolyamagnumbüyük şişemagpiesaksağanmagusrahip, yıldız falcısımagyarmacar, macarcamahalebmahlebmaharajahmihracemahjongçin dominosumahlstickressam dayanma değneğimahoganykızıl kahverengi, maunmahometanmüslümanmahometanismmüslümanlıkmahoutfil seyisi, fil sürücüsümaidbâkire, hizmetçi, hizmetçi kız, kız, temizlikçi kadınmaidanalan, meydanmaidenbakire, bâkire, el değmemiş, genç kız, ilk, kız, yenimaidenhairbaldırıkara otumaidenheadbakirmaidenhoodbakirelik, bekâretmaidenlykız gibi, mahçupmaidservanthizmetçimailörgü zırh, posta, postalamak, postaya vermek, zırhmailbagposta çuvalımailboatposta vapurumailboxposta kutusumailerposta gemisi, posta makinesimailingpostalamak, postaya vermekmailmanpostacımaimsakatlamakmaimedsakatlamakmaimingsakatlamakmainana, ana boru, asıl, başlıca, belli başlı, deniz, esas, horoz dövüşü, kuvvet, okyanus, zormainlandanakaramainlineana hatmainlybaşlıca, çoğumainmastana direkmainsana boru, deniz, horoz dövüşü, kuvvet, okyanus, zormainsailmayistra yelkenimainspringana yay, baş neden, başlıca etken, esas sebepmainstayana istralya, dayanak noktasımaintainbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintainedbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintainingbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintenancebakım, geçindirme, koruma, nafaka, onarımmaisonetteküçük evmaisonnetteküçük evmaizedarı, mısırmajesticgörkemli, haşmetli, heybetli, muhteşemmajestygörkem, haşmet, heybet, majestemajorbaşlıca, binbaşı, branş, büyük, konusunda uzmanlaşmak, majör, önemli, reşit kimse, yetişkinmajordomobaşkâhya, kâhyamajoredkonusunda uzmanlaşmakmajorettebando önünde yürüyen kızmajorityçoğunluk, ekseriyet, reşitlik, yetişkinlikmajorsbinbaşı, branş, konusunda uzmanlaşmak, majör, reşit kimse, yetişkinmajusculebüyük harfmakebiçim, elde etmek, etmek, ilişki kurmak, kazanç, sağlamak, varmak, verim, yapı, yapılış şekli, yapmak, yaptırmakmakebelieveinanmış numarası, sahte, sahtekâr, samimi olmayan, yalandan inanmamakefastiskele babası, şamandıramakeoveryenilemekmakerbono imzalayan kimse, fail, yapan, yaratanmakersbono imzalayan kimse, fail, yapan, yaratanmakesbiçim, elde etmek, etmek, ilişki kurmak, kazanç, sağlamak, varmak, verim, yapı, yapılış şekli, yapmak, yaptırmakmakeshifteğreti, geçici, geçici çözüm, geçici önlem, geçici önlem türündenmakeupbütünleme sınavı, düzen, düzenleme, makyaj, makyaj malzemesi, mizanplaj, süs, uydurma hikâye, yapı, yapım, yaradılışmakeweightfasulyeden oyuncu, önemsiz şey, ufak ilavemakingbaşarı sebebi, etme, yapı, yapmamakingsküçük kazançlar, malzeme, özelliklermalachitebakır taşı, malakitmaladieshastalık, illetmaladjusteduyum sağlamayan, uyumsuzmaladjustmentuymama, uyumsuzlukmaladministrationgörevin aksatılması, kötü yönetimmaladroitbeceriksiz, sakarmaladroitnesssakarlıkmaladyhastalık, illetmalagaispanya şarabı, malagamalagasymadagaskar dili, madagaskarlımalaisekeyifsizlik, rahatsızlıkmalapertarsız, arsız kimse, küstah, küstah tipmalaproposmünasebetsiz, uygunsuz, uygunsuzca, yersizmalaryanak, yanak kemiğimalariamalarya, sıtmamalarialsıtmalımalarioussıtmalımalarkeyboş lâflar, saçma, saçmalıkmalawimalawimalaymalaya, malaya dili, malayalımalcontenthoşnutsuz, şikâyetçi, tatminsizmaldupaysvatan özlemi, yurt özlemimaleeril, erkekmaledictionbeddua, iftira, lanet, lanetlememalefactorcani, kötülük eden kimse, suçlumaleficmuzır, zararlımaleficencezararmaleficentzararlımaleserkekmalevolencekin, kötü niyetmalevolentart niyetli, kindar, kötü niyetli, kötücülmalfeasancekötülük, kötüye kullanma, suistimalmalfeasantkötülük eden, kötülük eden kimsemalformationkusurluluk, sakatlıkmalformationskusurluluk, sakatlıkmalformedkusurlu, özürlü, sakatmalfunctionişlev bozukluğumalfunctionsişlev bozukluğumalicelma, elmadan yapılmışmalicefesat, garez, haset, kötü niyet, kötülükmaliciousfena, hain, kötü niyetli, kötücül, şeytancamaliciouslyart niyetle, inadına, kasten, kötü niyetlemalignçamur atmak, dil uzatmak, habis, iftira etmek, kötü, kötücülmalignancyhabis tümör, habislikmalignanthabis, kötü niyetli, kötücül, zarar vericimalignedçamur atmak, dil uzatmak, iftira etmekmaligneriftiracımalignityderin nefret, habislik, kin, kötülükmalingerhasta numarası yapmakmalingererhasta rolü yapan kimse, numaradan hastamalingeringhasta numarası yapmakmallağaçlı yol, alışveriş merkezi, dövmek, mesire, tokmak, tokmaklamak, vurmakmallardyaban ördeği, yeşilbaşmalleabilitydövülebilirlik, yumuşaklıkmalleabledövülebilir, tokmaklanabilir, uysal, yumuşakmallemuckfırtına kuşu, kutup fırtına kuşumalletçekiç, tokmakmalleusçekiç kemiğimallowebegümecimalmseytatlı yunan şarabımalnutrionbeslenme bozukluğu, gıdasızlık, yetersiz beslenmemalnutritionbeslenme bozukluğu, gıdasızlık, yetersiz beslenmemalodorouskötü kokulu, pis kokulumalpracticegörevi kötüye kullanma, yanlış tedavi, yolsuzlukmalpractisegörevi kötüye kullanma, yanlış tedavi, yolsuzlukmaltmalt, malt yapmak, maltlaştırmakmaltedmalt yapmak, maltlaştırmakmalthakatranlı harçmaltosemaltozmaltreateziyet etmek, hırpalamak, kötü davranmakmaltreatedeziyet etmek, hırpalamak, kötü davranmakmaltreatmenteziyet, hırpalama, kötü davranmamaltstermaltçımalvaceousebegümecigillerdenmalversationkötüye kullanma, rüşvet yeme, zimmete geçirmemamannemamaannemamasanhanımmambomambomamelukeköle, memluk, mısır köle sınıfımamillamememammaanne, mememammalmemelimammalianmemelimammalogymemeliler bilim dalımammalsmemelimammiferousmemelimammillameme, meme şeklinde organmammillarygöğüs, memelere aitmammonhırs, ihtiras, kötü yola sevkeden servet, servet tanrısımammothdev gibi, kocaman, mamutmammyanne, zenci dadımanadam, adam atamak, adam yerleştirmek, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakman!adam, adam atamak, adam yerleştirmek, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakmanadoğaüstü güçmanaclekelepçe, kelepçelemekmanacledkelepçelemekmanacleskelepçemanagebecermek, çekip çevirmek, çevirmek, geçinmek, halletmek, icabına bakmak, idare etmek, işletmek, kıvırmak, terbiye etmek, yolunu bulmakmanageableidare edilebilir, kullanışlı, uysalmanagementidare, idarecilik, işletme, müdürlük, yönetimmanageridareci, işletmeci, menejer, müdür, yönetici, yönetmenmanageressmüdiremanagerialidari, yönetim ile ilgili, yönetimselmanagersidareci, işletmeci, menejer, müdür, yönetici, yönetmenmanagingidare etme, mesul, sorumlumananaçıkmaz ayın son çarşambası, yarın, yarınkimanatarmsasker, süvarimanateedeniz ineği, denizayısı, manatimanchestermanchestermanciplelevazımcı, malzemecimandamusyüksek mahkeme emrimandarinmandalinamandatarymanda uygulayan devlet, mandatermandateemir, manda, manda altına almak, vekâletmandatorymanda uygulayan, zorunlumandibleçene, çene kemiğimandiblesçene, çene kemiğimandolinmandolinmandrakeadamotu, kankurutanmandrelfener mili, malafa, mandrelmandrilfener mili, malafa, mandrelmaneyelemaneaterinsan yiyen canlı, yamyammanegeat terbiyesi, atın yürütüldüğü alan, manejmanègeat terbiyesi, atın yürütüldüğü alan, manejmanesölmüşlerin ruhları, ruhmaneuverdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmaneuverabledolandırılabilir, manevra yapılabilirmaneuveringdolap çevirmek, manevra yapmak, önlem almakmaneuversdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanfulmert, yiğitmanfullyerkekçe, mertçe, yiğitçemanfulnessmertlik, yiğitlikmanganatemanganatmanganesemanganezmanganitemanganez filizimangeuyuzmangeryemlikmangeycimri, iğrenç, pinti, pis, uyuzmangilycimrice, cimriliklemanginesscimrilik, uyuzlukmanglebozmak, çamaşır mengenesi, ezmek, mengeneden geçirmek, sıkma silindiri, silindirden geçirmekmangledbozmak, ezmek, mengeneden geçirmek, silindirden geçirmekmangomangomangonelmancınıkmangrovemangrovmangycimri, iğrenç, pinti, pis, uyuzmanhandlekaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhandledkaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhandlingkaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhattanmanhattan, viski ve vermutlu kokteylmanholeiniş deliği, lağım kapağımanhooderkeklik, mertlikmaniacinnet, delilikmaniacmanyakmaniacalçılgın, manyakmaniacallydelice, manyakçamanicmanyakmanicuremanikürmanicuristmanikürcümanifacturefabrikatör, imalatçı, üreticimanifestaçıkça göstermek, apaçık, aşikâr, belirgin, belirtmek, belli, beyan etmek, göstermek, gümrük bildirimi, manifestomanifestationbelli olma, cilve, görünmemanifestlyaçık olarak, açıkça, besbellimanifestnessaçıklık, aşikârlıkmanifestobeyanat, beyanname, bildiri, tebliğmanifoldbirçok, çeşitli, çoğaltılan yazı örneği, çoğaltmak, dağıtım borusu, kopya, teksirle çoğaltmak, türlü türlümanikincüce, manken, modelmanilafilipinler’in başkenti, manilamaniocmanyokmaniplebölükmanipulateel ile işletmek, hile yapmak, idare etmek, oynama yapmakmanipulationel ile işletme, hile, tahrifmanipulatoridareci, kalem oynatan kimse, manipülatör, tahrif eden kimsemankinderkekler, insan soyu, insanlar, insanlık, insanoğlumanlikeerkek gibi, erkekçemanlinesserkeklik, mertlikmanlyerkekçe, mert, mertçe, yiğitmannakudret helvasımannedadam yerleştirilmiş, tayfalımannequinmanken, modelmannerdavranış, eda, hareket tarzı, tarz, tavır, ton, tutummanneredsahte, yapmacıklımannerismüsluba bağlılık, yapmacıklıkmanneristüslubunu abartan sanatçımannerlessgörgüsüz, terbiyesizmannerlinessgörgülülük, kibarlık, terbiyelilikmannerlykibarca, nazik, terbiyeli, terbiyeli bir biçimdemannersedep, görgü, hareket tarzı, terbiyemannisherkek gibi, erkekçe, erkeksimannishlyerkek gibi, erkeksimanoeuvrabledolandırılabilir, manevra yapılabilirmanoeuvredalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanoeuvresdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanometerbasıölçer, manometremanormalikâne, tımarmanpowerinsan kuvveti, işgücü, personelmanquebeceriksiz, hevesli ama başarısızmansadam atamak, adam yerleştirmekman’sadam atamak, adam yerleştirmekmansepapaz evimanservantuşakmansionkâşane, konak, köşkmanslaughteradam öldürme, kasıtsız öldürme, kazara adam öldürme, öldürmemanslayerkasıtsız öldüren kimse, kazara adam öldüren kimsemansuetudeuysallık, yumuşak başlılıkmantatropik dev balıkmantelşömine rafımanteletkısa manto, top kalkanımantelpieceşömine rafımantickehanete aitmantillakısa manto, şalmantispeygamber devesimantissalogaritmanın ondalık kısmı, mantismantleharmani, kabuk, kolsuz manto, lüks gömleği, örtümantledörtülümantletkalkan, kısa mantomantrapizinsiz girenlere tuzak, tehlikeli durummantuabol mantomanualel kitabı, elle yapılan, kılavuz, kitapçık, klâvye, manuelmanuallyel ilemanufactureimal, imal etmek, üretim, üretmek, uydurmak, yapımmanufacturedüretilmişmanufacturerfabrikatör, imalatçı, üreticimanufacturersfabrikatör, imalatçı, üreticimanufacturesimal, imal etmek, üretim, üretmek, uydurmak, yapımmanufacturingimal etmek, üretmek, uydurmakmanumissionazat etme, serbest bırakılmamanumitazat etmek, serbest bırakmakmanuregübre, gübrelemekmanuringgübrelememanuscriptel yazısı, el yazması, el yazması metinmanxman adası, man dili, manlılarmanybir hayli, bir yığın, birçoğu, çokmaoismmaoculukmapharita, haritasını yapmak, plan, planlamak, suratmapleakçaağaç, isfanden çınarımappingharitasını yapmak, planlamakmarbozmak, sakatlamakmarabouhint leyleği, ince floş, marabumaraboutderviş, murabutmarasmuszayıflayıp erime hastalığımarathonmaraton, uzun mesafe koşusumaraudçapulculuk etmek, yağmalamakmarauderçapulcu, yağmacımaraudingyağmalamamarblebilye, damarlı, duygusuz, ebrulamak, mermer, mermer gibi boyamak, mermerden yapılmış, misket, soğukmarbleddamarlı, ebruli, mermerlimarblingebrulamak, mermer gibi boyamakmarcposa, üzüm posasımarcescentkurumuş ama dökülmemişmarchhudut, marş, sınır, sınır bölgesi, uygun adım yürümek, uygun adımla yürüyüş, yürüyüş yaptırmakmarcheduygun adım yürümek, yürüyüş yaptırmakmarcheruygun adım yürüyen kimse, yürüyüşe katılan kimsemarchesmartmarchinguygun adım yürümek, yürüyüş yaptırmakmarchpaneacıbadem kurabiyesimareaydaki karanlık düzlük, kısrakmare’saydaki karanlık düzlük, kısrakmargarinemargarinmargekenarmarginayrım, fazlalık, ihtiyat akçesi, kenar, kenar yapmak, kenara yazmak, mesafe, pay, toleransmarginaliaçıkmalar, haşiyelermarginallydeğeri az olarakmarginsayrım, fazlalık, ihtiyat akçesi, kenar, kenar yapmak, kenara yazmak, mesafe, pay, toleransmargueritemargrit, papatyamariaaydaki karanlık düzlükler, mariya, meryemanamarigoldkadife çiçeğimarihuanaesrar, haşhaşmarijuanaesrar, haşhaşmarimbaklisifonmarinamarina, yat limanımarinadeşarap turşusu, şarap turşusu kurmakmarinatesalamuraya koymak, zeytinyağlı salamurada bırakmakmarinatedsalamuraya koymak, zeytinyağlı salamurada bırakmakmarinedeniz, deniz kuvvetleri, denizcilik, denize aitmarinerdenizci, gemicimarinersdenizci, gemicimaritalevlenme, evliliğe ait, evlilikmaritimedeniz, deniz kıyısındamarjorammercanköşkmarkbelirti, çizgi, çizmek, damga, damgalamak, dikkate almak, hedef, işaret, işaretlemek, iz, marka, mimlemek, nişan, not, not vermek, puanmarkdowndüşürmek, ucuzlatmakmarkedbelirgin, dikkat çekici, işaretli, mimlimarkerdamga, fosforlu kalem, işaret, işaretleyici, keçeli kalemmarketalışveriş yapmak, borsa, çarşı, panayır, pazar, pazarlamak, piyasa, satmakmarketablepazarlanabilir, satılabilirmarketingalışveriş yapma, pazarlamamarketplacepazar, pazar yerimarketsalışveriş yapmak, borsa, çarşı, panayır, pazar, pazarlamak, piyasa, satmakmarkingişaretleme, işaretlermarksizlermarksmanatıcı, nişancımarksmanshipnişancılıkmarlbesmisketlermarlinatlantik kılıçbalığımarlinespikekavelamarmalademarmelat, portakal reçelimarmitegüveç, toprak tenceremarmorealmermer, mermer gibi, mermersimarmoreanmermer, mermer gibi, mermersimaronitemarunimaroondünya ile ilişkisini kesmek, ıssız adada bırakmak, kestane rengi, maron, patlayıcı fişek, vişne çürüğü rengimarooneddünya ile ilişkisini kesmek, ıssız adada bırakmakmarqueebüyük çadır, otağ, tentemarquessmarkimarquetrykakma işimarquismarkimarquisebeyzi yüzük, markizmarquisetteince dokuma, markizetmarredbozmak, sakatlamakmarriageevlenme, evlilik, nikâhmarriageableevlenme çağında, gelinlikmarriedevlimarringbozmak, sakatlamakmarronkestanemarrowilik, öz, sakız kabağımarrowboneilik kemiğimarrowyilik gibi, ilikli, iliksimarryevermek, evlendirmek, evlenmekmarry!allahım!, ya!marryingevermek, evlendirmek, evlenmekmarsmars, merih, savaş tanrısımarseillekalın pamuklu bir kumaşmarshbatak, bataklıkmarshaldizmek, mareşal, polis müdürü, sıralamakmarshaleddizmek, sıralamakmarshalingdizmek, sıralamakmarshallingdizmek, sıralamakmarshmallowhatmi, lokuma benzer şekerlememarshwortsu maydanozumarshybataklık gibi, sulakmartçarşı, pazarmartensansar, zerdevamartialaskeri, cesur, savaşa ait, savaşçımartianmerih, merih’limartinkırlangıçmartinetotoriter yönetici, sert amirmartingalemartingal kayışımartinimartinimartletkırlangıçmartyrişkence çekerek ölen kimse, işkence etmek, kurban, mağdur, şehit, şehit etmekmartyrdomşehitlikmartyrizeşehit etmek, şehit kılmak, şehit olmakmarvelgaripsemek, harika, hayret etmek, mucize, olağanüstü şey, şaşmakmarvellousfevkalade, harika, harikulâde, hayret verici, nefis, olağanüstümarvellouslyhayret verici biçimdemarvelousfevkalade, harika, harikulâde, hayret verici, nefis, olağanüstümarvelouslyhayret verici biçimdemarxismmarksizmmarxistmarksistmarymary, meryemanamarzipanacıbadem kurabiyesi, badem ezmesimascaramaskara, rimelmascotmaskot, uğurmasculineeril, erkeğe ait, erkek, erkek gibi, erkeksimasculinityerkeklikmashezme, ezmek, lapa, lapa yapmak, püre, püre yapmakmashedezmek, lapa yapmak, püre yapmakmasherezici, hovarda, kadın avcısı, zamparamashiedemir uçlu golf sopası, golf sopasımashingezmemaskalçı yüz kalıbı, gizlemek, kamuflaj, kamufle etmek, maske, maske takmak, maskelemek, maskeli kimsemaskedgizli, maskeli, örtülümaskermaskeli kimsemaskinggizlemek, kamufle etmek, maske takmak, maskelemekmasochistmazoşistmasonduvar örmek, duvarcı, farmason, mason, taş ile örmek, taşçımasonicmasonluğa aitmasonryduvarcılık, masonlukmasquemaskeli piyesmasquermaskeli kimsemasquerademaskeli balo, maskeli balo kostümü, maskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır, sahte tavır takınmak, taslamamasqueradedmaskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır takınmakmasqueraderkarnaval, maskara, maskeli kimsemasqueradingmaskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır takınmakmassaşai rabbani ayini, aşai rabbani ayini müziği, kitle, küme, kümelemek, kütle, toplamak, yığın, yığmakmassacrekatliam, katliam yapmak, kılıçtan geçirme, kılıçtan geçirmek, toplu cinayet, toplu katliam yapmakmassagemasaj, masaj yapmak, ovmakmassesaşai rabbani ayini, aşai rabbani ayini müziği, kitle, küme, kümelemek, kütle, toplamak, yığın, yığmakmasseurmasörmasseusekadın masajcı, masözmassifkitle, yerküre parçasımassiveağır, iri, masif, som, yekparemassivelyağır olarak, masif olarak, tek parça halindemassivenessağırlık, irilikmassydev, tek parça halindemastdirek, gemi direği, kozalak, palamutmastectomygöğüs ameliyatı, meme ameliyatımasteratarmssavaş gemisi güvenliğimastercardmastercardmasteredhakim olmak, öğrenmek, yenmekmasterfulamir, buyurucu, hükmeden, ustacamasterfulnessamirlikmasteringhakim olmak, öğrenmek, yenmekmasterlinessustalıkmasterlyustacamastermindbeyin, çekip çeviren kimse, çekip çevirmek, idare etmekmastermindingçekip çevirmek, idare etmekmasterpieceşaheser, sanat eserimasterpiecesşaheser, sanat eserimastersağa, akıl hocası, efendi, hakim olmak, hoca, kalıp, kaptan, öğrenmek, öğretmen, sahip, usta, üstâd, yenmekmaster’sağa, akıl hocası, efendi, hakim olmak, hoca, kalıp, kaptan, öğrenmek, öğretmen, sahip, usta, üstâd, yenmekmastershiphocalık, sahiplik, ustalıkmasterstrokeusta işi, ustaca iş, ustaca önlemmasterworkşahesermasteryegemenlik, idare, ustalık, üstünlükmastheaddirek ucu, gazete yöneticileri listesimasticmastika, sakız, sakız ağacımasticateçiğnemekmasticatingçiğnemekmasticationçiğnememasticatoryçiğneme, çiğnenen şey, sakızmastiffmastı, samsunmastitismeme iltihabımastoidmastoid çıkıntısımasturbatemastürbasyon yapmak, otuzbir çekmekmasturbationkendi kendini tatmin, masturbasyon, mastürbasyonmatbardak altlığı, buzlu, dolaşık yığın, dolaşmak, donuk, hasır, hasır gibi yapmak, hasır ile örmek, keçe, keçeleşmek, mat, paspasmatadorboğa güreşçisi, matadormatchbenzemek, benzer, birleştirmek, denk, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenme, karşılaşma, karşılaştırmak, kibrit, maç, rakip, uygun olmak, uymak, yarışmamatchboxkibrit kutusumatchedbenzemek, birleştirmek, eşlemek, evlendirmek, karşılaştırmak, uygun olmak, uymakmatchesbenzemek, benzer, birleştirmek, denk, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenme, karşılaşma, karşılaştırmak, kibrit, maç, rakip, uygun olmak, uymak, yarışmamatchingdenk, eş, uygunmatchlessbenzersiz, emsalsiz, eşsiz, rakipsizmatchmakerçöpçatan, kibrit yapımcısı, yarışma düzenleyicisimatchmakingçöpçatanlıkmatchwoodkibritlik odunmatearkadaş, çiftleşmek, dengini bulmak, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenmek, mat, mat etmek, ortak, paraguay çayı, uymakmaterannematerfamiliasaile reisi kadınmaterialbedensel, gereç, gerekli, kumaş, madde, maddeci, maddesel, maddi, malzeme, zarurimaterialisecisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterialismmaddecilik, materyalizm, özdekçilikmaterialistmaddeci, materyalistmaterialisticmaddeciliğe ait, maddimaterialitygereklilik, lüzum, maddilik, maddiyatmaterializationgerçekleşme, maddileşmematerializecisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterializedcisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterialsbez, kumaş, levazım, malzemelermaterielgereç, malzeme, materyalmatérielgereç, malzeme, materyalmaternalanne, anne tarafından olanmaternallyanne gibi, anne tarafındanmaternityanalık, annelikmathmatematikmathematickesin, matematiksel, tammathematicalkesin, matematiksel, tammathematicianmatematikçimathematicsmatematikmathsmatematikmatineematinematingçiftleşme, çiftleştirmematinskilise sabah ibadetimatrassuzun boğazlı imbikmatressminder, şilte, yatakmatriarchaile reisi kadın, kabile reisi kadın, maderşahimatriarchalanaerkilmatriarchateanaerkil toplummatriarchyanaerkimatricideana katili, ana katilliğimatriculateokula kaydetmek, üniversite sınavına girmekmatriculationöğrenci kaydı, üniversite sınavı, yeterlik sınavımatrimonialevlenmeye ait, evliliğe aitmatrimoniallyevlenme yoluyla, evlenmeye aitmatrimonyevlenme, evlilikmatrixdölyatağı, kaide, kalıp, matris, rahimmatronana, başhemşire, evli kadın, kadın yöneticimatronlyağırbaşlı, ana gibimattbuzlu, donuk, matmattedhasır kaplı, hasırlı, keçeleşmişmattercerahat, cisim, husus, iltihap, iltihaplanmak, irin, konu, madde, mesele, önem, önemi olmak, önemli olmak, öz, şeymattersumurmatteryçapaklı, cerahatli, iltihaplımattinghasır örgüsü, hasır örmemattockkazmamattressminder, şilte, yatakmattressesminder, şilte, yatakmaturateiltihap toplamak, olgunlaşmakmaturationcerahat toplama, olgunlaşma, olmamatureergin, kemâle ermiş, olgun, olgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, tamam, vadesi gelmek, vadesi gelmişmaturedolgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, vadesi gelmekmaturenesserginlik, olgunluk, vadematuringolgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, vadesi gelmekmaturityergenlik, olgunluk, vadematutinalerken, sabahmatzahhamursuz ekmekmatzohamursuz ekmekmaudliniçip ağlayan, sarhoş ve duygulanmışmauldövmek, hırpalamak, tokmak, yaralamak, yarmakmaulstickressam dayanma değneğimaundhint ağırlık ölçüsü, maundmaunderboş boş dolaşmak, tutarsız ve anlaşılmaz konuşmakmaunderingboş boş dolaşmak, tutarsız ve anlaşılmaz konuşmakmauritaniamoritanyamausermavzermausoleaanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemausoleumanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemauveleylak rengimaverickbaşına buyruk tip, damgalanmamış dana, partiyle uyumsuz politikacı, sahipsiz buzağımavisardıçkuşumawanne, gırtlak, kursakmawkishaşırı içli, iğrenç, tiksindiricimaxazami, maksimummaxibüyük, maksi, uzun, uzun etekmaxillaçene kemiğimaxillaeçene kemiğimaxillaryçene kemiğine aitmaximözdeyiş, özlü söz, vecizemaximalazami, en büyük, en fazlamaximiseen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximizeen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximizingen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximumazami, en fazla, en yüksek, maksimummaxwellmaksvel, mıknatıs akımı birimimayakdiken, bahar, gençlik, mayıs, mayıs çiçeğimaybebelki, olabilirmaybe!belki, olabilirmaydaybahar bayramı, bir mayıs günü, imdat işareti, yardım sinyalimayfloweralıçmayflymayıs sineği, su sineğimayhapbelki, olabilirmayhemsakatlama suçu, savunmasız bırakma suçumayonnaisemayonezmayorbelediye başkanımayoraltybelediye başkanlığımayoressbelediye başkanı kadın, belediye başkanı karısımaypolebahar bayramı çiçekli direğimazdaismmazda dini, zerdüştlükmazehayret, labirent, şaşkınlıkmazinessdolaşıklık, karışıklıkmazydolaşık, karışıkmcoğlu, zademebana, benimeadbal likörü, çayır, yeşillikmeadowçayır, çimenlik, ovameadowlarkçayırkuşumeadowsçayır, çimenlik, ovameageraz, kıt, yavan, yetersizmeagreaz, kıt, yavan, yetersizmealkaba un, öğün, yemekmealskaba un, öğün, yemekmealtimeyemek zamanımealykırçıllı, solgun, un gibi, unlumealymouthedsamimiyetsiz, yapmacık tatlı dillimeanadi, ahlaksız, anlamına gelmek, aşağılık, cimri, demek istemek, demek olmak, demeye gelmek, eli sıkı, hasis, huysuz, ifade etmek, ılımlılık, kastetmek, keyifsiz, kılıksız, niyet etmek, orantılı, orta, ortalama, tasarlamak, utangaç, vasati, zormeanderboş boş dolaşmak, dolambaçlı yol, dolambaçlı yoldan gitmek, kıvırmak, kıvrılmak, kıvrım, labirent, menderesmeanderingdolambaçlı yol, kıvırarak, kıvırma, kıvrımlımeaningamaç, anlam, anlamlı, içerik, kasıt, kasıtlı, manâ, manâlı, niyetlimeaningfulanlamlımeaninglessabes, anlamsız, boş, içeriksiz, manâsızmeaningsamaç, anlam, içerik, kasıt, manâmeanlyalçakça, cimricemeannessadilik, alçaklık, cimrilik, hasislikmeansaraç, para, servet, varlık, vesilemeantanlamına gelmek, demek istemek, demek olmak, demeye gelmek, ifade etmek, kastetmek, niyet etmek, tasarlamakmeantimebu arada, ikenmeanwhileaynı anda, bu arada, ikenmeaselskızamıkmeasleskızamıkmeaslyadi, cimri, değersiz, kızamıklımeasurableölçülebilir, ölçülü, sınırlımeasurablyölçülebilir şekilde, ölçülü olarakmeasureayarlamak, dikkatle bakmak, had, miktar, ölçek, ölçmek, ölçü, ölçüm, ölçüsünü almak, önlem, oran, süzmek, tartmak, tedbir, vezinmeasuredağır, ölçülümeasurelesshesapsız, ölçüsüz, sınırsızmeasurementölçme, ölçü, ölçümmeasurementsölçme, ölçü, ölçümmeasuresayarlamak, dikkatle bakmak, had, miktar, ölçek, ölçmek, ölçü, ölçüm, ölçüsünü almak, önlem, oran, süzmek, tartmak, tedbir, vezinmeasuringölçmemeatet, öz, zevkmeatballköftemeatloafet dilimi, rulo köftemeatmankasapmeatuskanal, yolmeatyet gibi, etli, özlümeccaherkesin görmek istediği yer, mekkemechanicaraba tamircisi, makine ile yapılan, makineci, makineye ait, makinist, mekanik, tamircimechanicalmakine ile yapılan, makineye ait, mekanikmechanicallymekanik olarakmechanicianmakinistmechanicshareket bilimi, mekanikmechanismişleyiş, mekanikçilik, mekanizma, teknikmechanistmakinacı, makinist, mekanikçimechanizationmakinalaşma, makinalaştırmamechanizemakinalaşmak, makineleştirmek, motorize etmekmechanizedmakinalaşmak, makineleştirmek, motorize etmekmedalmadalya, nişanmedalistmadalya kazanan kimse, madalya yapımcısımedalledmadalyalımedallionehliyetli taksici, madalyon, taksi ehliyetimedallistmadalya kazanan kimse, madalya yapımcısımedalsmadalya, nişanmeddleburnunu sokmak, karışmakmeddlerburnunu sokan kimse, karışan kimsemeddlesomeher şeye burnunu sokan, işgüzar, müdahalecimeddlesomenessburnunu sokma eğilimi, işgüzarlıkmeddlingkarışmamediabasın, medyamediaevalortaçağ, ortaçağa aitmedialorta, ortalama, ortaya aitmediankenarortay, medyan, orta, orta değermediateara, ara bulmak, aracılık etmek, araçlı, araya girmek, dolaylı, orta, vasıta olmakmediatedara bulmak, aracılık etmek, araya girmek, vasıta olmakmediatelyarada olarak, dolaylı olarakmediatingara bulmak, aracılık etmek, araya girmek, vasıta olmakmediationarabuluculuk, aracılıkmediatizebağlamak, birleştirmekmediatorarabulucu, aracı, uzlaştırıcımediatorshiparabuluculuk, aracılıkmediatoryuzlaşma, uzlaştırıcımediatrixarabulucu, aracımedicdoktor, kabayonca, tıp öğrencisimedicableilaçla tedavi edilebilir, iyileştirilebilirmedicaltedavi edici, tıbbimedicamentilaçmedicamentsilaçmedicaresağlık sigortasımedicateilaç katmak, ilaç vermek, ilaçla tedavi etmek, ilaçlamakmedicationilaç, ilaç tedavisimedicationsilaç, ilaç tedavisimedicinalilaç özelliği olan, tedavi edici, tıbbimedicinebüyü, doktorluk, ilaç, ilaç vermek, ilaçla tedavi etmek, sihirbazlık, tıpmedickkelebekotumedicodoktormedievalortaçağ, ortaçağa aitmedinamedinemediocrealelâde, olağan, orta, sıradan, vasatmediocritysıradanlık, vasatlıkmeditarraneanakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımeditatedalmak, düşünmek, tasarlamakmeditatingdalmak, düşünmek, tasarlamakmeditationdüşünceye dalma, meditasyonmeditativedalgın, düşüncelimediterraneanakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımediterranianakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımediumaraç, çare, medyum, orta, ortalama, ortam, vasat, vasıtamedleyçeşitli, çeşni, karışık, karışım, potpurimedullailik, medulla, özmedullaryilikli, iliksimedusadenizanası, medusa, yılan saçlı tanrıçameedmükâfat, ödülmeekalçakgönüllü, ezik, mütevazi, silik, uysal, yumuşak başlımeeklyuysalcameeknessalçakgönüllülük, uysallıkmeerschaumeski şehir taşı, lületaşımeetbaşına gelmek, bulmak, buluşmak, görüşme yapmak, görüşmek, karşılamak, karşılaşma, karşılaşmak, kavuşmak, münasip, rastlamak, tanışmak, toplanmak, uğramak, uygun, yarışma, yerine getirmekmeetingbirleşme, buluşma, görüşme, karşılama, karşılaşma, miting, oturum, toplantımeetinghousekilise, toplantı evimeetingsbirleşme, buluşma, görüşme, karşılama, karşılaşma, miting, oturum, toplantımegabir milyon, büyük, megamegabitmegabitmegabucksbir milyon dolarmegacephalicbüyük kafalı, koca kafalımegalithmegalit, taş anıtmegalocephalicbüyük kafalımegalocephalybüyük kafalılıkmegalomaniakendini beğenmişlik, megalomanimegalopolisbirleşik şehirler, megalopolismegaphonemegafonmegatonbir milyon ton, megatonmegrimbaşağrısı, migrenmegrimsbunalım, can sıkıntısı, sıkıntımeiosisaz göstermemelaminemelaminmelancholiakarasevda, melankolimelancholicbunalımlı, hüzünlü, karasevdalı, melankolikmelancholybunalım, hüzün, kasvetli, melankoli, melankolikmelangekarışık şey, karışımmélangekarışık şey, karışımmelanismaşırı esmerlik, renk maddesi fazlalığımelanomamelanommelanosisdokularda renk maddesi fazlalığımeldbirleşmek, karışmak, karıştırmakmeldingbirleşmek, karışmak, karıştırmakmeleemeydan kavgasımelioratedüzelmek, düzeltmek, iyileşmekmeliorationdüzeltme, ıslahmeliorismdünyanın düzeldiği inancı, iyimserlikmelioristiyimser kimsemelissamelisa, oğulotumelliferousbal taşıyan, bal yapanmellifluenttatlımellifluousakıcı, bal gibi, tatlımellowolgun, olgunlaşmak, tatlı, yıllanmış, yumuşak, yumuşamak, yumuşatmakmellowedolgunlaşmak, yumuşamak, yumuşatmakmellowingolgunlaşmak, yumuşamak, yumuşatmakmellownessolgunluk, tatlılık, yumuşaklıkmelodicahenkli, melodikmelodiousahenkli, melodiye ait, uyumlumelodiouslyahenklemelodiousnessahenklilikmelodistbestecimelodizeahenkli yapmak, bestelemek, melodileştirmekmelodramaticmelodram tarzındamelodyezgi, melodi, nağmemelonkâr, kavun, kazançmeltergimek, erimek, eritmek, eriyik, yumuşamak, yumuşatmakmeltederitilmişmeltingerime, eritici, eritme, yumuşatanmeltonyünlü kalın kumaşmemberorgan, taraf, üye, uzuvmembershipüyeler, üyelikmembranezarmembraneszarmembranouszar oluşturan, zarsımementoandaç, hatıra, yadigârmemobildiri, notmemoiranı yazısımemoirshatıralar, tutanaklarmemorableakılda kalıcı, hatırlanmaya değer, unutulmazmemorandabildiri, muhtıra, notmemorandumbildiri, muhtıra, notmemorialabide, anısına yapılmış, anıt, anma töreni, bildiri, hatırlatıcı, önergememorializeanma töreni yapmak, anmak, dilekçe vermekmemorieshatıralarmemorisebellemek, ezberlemekmemorisingezberlemememorizebellemek, ezberlemekmemorizingezberlemememoryakıl, anı, bellek, hafıza, hatıramenadam, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakmenacegözdağı vermek, tehdit, tehdit etmekmenacinggözdağı vermek, tehdit etmekmenageaile, ev halkı, ev idaresiménageaile, ev halkı, ev idaresimenageriehayvanat bahçesimenddüzelmek, düzeltmek, iyileşmek, onarılmış yer, onarım, onarmak, tamir, tamir etmekmendabledüzeltilebilir, onarılabilirmendaciousuydurma, yalan, yalancımendacityyalancılıkmendicancydilencilikmendicantdilencimendicitydilencilikmendingtamirmenfolkerkek kısmı, erkeklermenhadenringa balığımenhirtaş anıt, tek parça taş anıtmenialadi, bayağı, hizmetçi, hizmetçilik gibimeningitisbeyin zarı iltihabı, menenjitmeniscimenisk, menisküsmeniscusmenisk, menisküsmenopausemenopozmensalayda bir olan, aylık, her ay olanmensesadet, aybaşı, reglmenstrualaybaşı, reglmenstruateadet görmek, regl olmakmenstruationadet, aybaşı, reglmenstruousaybaşı, reglmenstruumçözücü madde, eritici maddemensurableölçülebilir, ölçülümensuralölçme, ölçüye aitmensurationölçmemenswearerkek giyim mağazasımentalakıl, ruhsal, zekâ, zihinselmentalityanlayış, düşünce tarzı, zekâ, zihniyetmentallyakli, zekâ olarak, zihinsel olarakmentholmentol, nane özümentionanma, anmak, bahsetmek, dile getirmek, ima, ima etmek, mansiyon, söyleme, söz etmekmentionedadı geçen, bahsedilmiş olan, sözü geçenmentioninganmak, bahsetmek, dile getirmek, ima etmek, söz etmekmentorakıl hocası, danışmanmentorsakıl hocası, danışmanmenumenü, mönü, yemek listesimeowmiyav, miyavlama, miyavlamakmephistopheleanhaince, şeytancamephistopheleshain tip, mefisto, şeytanmephistophelianhaince, şeytancamephiticpis kokulu, zehirleyicimephitisbataklık zehirli gazı, zehirli pis kokumercantileticaret, ticarimercantilismticaret anlayışımercatormerkatormercenaryçıkarcı, paragöz, paralı, paralı asker, ücretlimercerkumaşçımercerizekumaşı parlatmak, merserize etmekmercerizingkumaşı parlatmak, merserize etmekmerchandisealışveriş etmek, mal, satılık eşya, ticaret yapmakmerchandisingalışveriş etmek, ticaret yapmakmerchanttacir, ticarete ait, ticari, tüccarmerchantablesatılabilirmerchantmanticaret gemisi, yük gemisimerchantshipticaret gemisi, yük gemisimercifulbağışlayıcı, insaflı, merhametlimercifullymerhametle, merhametlicemercifulnessmerhametlilikmercilessacımasız, amansız, insafsız, merhametsizmercilesslyacımasızca, insafsızca, merhametsizcemercurialcanlı, cıva gibi, cıvalı, dakikası dakikasına uymayan, değişkenmercuriciki değerli cıvalımercuroustek değerli cıvalımercurycıva, yerfesleğenimercyaf, aman, insaf, merhamet, merhametlilik, rahmetmeregöl, katkısız, sade, saf, sırfmerelyancak, sade, sadece, sırf, yalnızmeretriciouscafcaflı, gösterişli, süslü püslümeretriciouslycafcaflı, gösterişli, süslü püslümergansertesteregagalı ördekmergebirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergedbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergerbirleşmemergesbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergingbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmeridiandoruk, dorukta olan, meridyen, öğle vakti olan, öğlen, zirvemeridiansdoruk, meridyen, zirvemeridionalgüney, güney fransalı, güneyli, meridyen, meridyen gibimeringuebezemeringuesbezemerinomerinosmeritdeğer, değmek, erdem, fazilet, hak etmek, layık olmak, meziyet, yararlıkmeriteddeğmek, hak etmek, layık olmakmeritingdeğmek, hak etmek, layık olmakmeritoriousdeğerli, övülmeğe değermerlonmazgallar arasındaki sipermermaiddeniz kızımermandeniz adamımerrilymutlu olarak, neşeylemerrimentcümbüş, eğlence, neşemerrykeyifli, mutlu, neşe verici, neşeli, şenmerrymakingcümbüş, eğlence, neşeli, şenmerrythoughtlades kemiğimesadüz tepe, yüksek ovamescaldikensiz kaktüsmescalinemeskalinmesdamesbayanlar, hanımlarmesdemoisellesgenç bayanlar, matmazellermeseemsbana göre, bana öyle geliyor kimesenterymesentermeshağ, ağ gözü, ağ ile tutmak, birbirine geçme, birbirine geçmek, tuzağa düşürmekmeshedağ ile tutmak, birbirine geçmek, tuzağa düşürmekmeshuggahçatlak, delimeshworkağ örgüsümesialortamesmerismipnotizma, ipnoz, manyetizmamesmerizeipnotize etmekmesmerizedipnotize etmekmesmerizingipnotize etmekmesonmesonmesophyllmezofil, yaprak iç dokusumesopotamiaelcezire, irak, mezopotamyamesotronmesotronmesozoicikinci zamana ait, mesozoikmespotelcezire, irak, mezopotamyamessasker sofrası, asker sofrasında yemek yemek, bozmak, çorba, karışık şey, karışık yemek, karışıklık, karıştırmak, karmakarışık, karmakarışıklık, kirletmek, manga, pisletmek, pislik, sofra arkadaşlarımessagehaber, mesajmessageshaber, mesajmessengerhaberci, kurye, ulakmessiahisa peygamber, kurtarıcı, mesihmessianicmesih, mesihe aitmessierdağınık, karmakarışık, karman çorman, pasaklı, pismessieursbaylar, beyler, efendilermessingasker sofrasında yemek yemek, bozmak, karıştırmak, kirletmek, pisletmekmessrsbaylar, beyler, efendilermessydağınık, karmakarışık, karman çorman, pasaklı, pismestizokırma, melez, metismetabolicmetabolikmetabolismmetabolizmametacarpuseltarağımetagalaxykâinatmetageölçme, ölçüm, ölçüm ücretimetalkırık taş, maden, metâlmetallicmadeni, madenli, metâlikmetallizemadenle kaplamak, metâllemekmetallographymetâlografimetallurgicmetâlurji, metâlurjikmetallurgicalmetâlurji, metalurjikmetallurgymaden bilimi, metâlurjimetalsmadenler, metâller, raylarmetalworkmadeni eşyalar, metal işimetalworkerdökümcü, maden işçisimetamorphosebaşkalaşmak, başkalaştırmak, değiştirmekmetamorphosisbaşkalaşım, değişim, metâmorfozmetaphoristiare, mecazmetaphoricmecazimetaphoricalmecazimetaphraseaynen tercüme, kelimesi kelimesine tercüme, kelimesi kelimesine tercüme etmekmetaphysicaldoğaüstü, metafizikselmetaphysicianmetafizikçimetaphysicsfizikötesi, metafizikmetastasisbaşka organlara bulaşma, metastaz, yayılmametatarsalayaktarağına aitmetatarsusayaktarağımetathesisharf ve seslerin yer değiştirmesi, şartların terine dönmesimetebölüştürmek, ölçmekmetempsychosisruh geçişmesi, ruhun başka vücuda geçmesimeteorakanyıldız, göktaşı, meteormeteoricçok hızlı, göktaşı gibi, hava olayları ile ilgili, meteor, parlak, şimşek gibimeteoritegöktaşı, yere düşen meteormeteorologicmeteorolojikmeteorologicalmeteorolojikmeteorologistmeteoroloji uzmanımeteorologyhava şartları bilgisi, meteorolojimetermetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmeteringölçmekmetersmetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmethanemetanmethanolmetanolmethinksgaliba, öyle geliyor ki, sanırımmethoddüzen, metod, tarz, usul, yöntemmethodicaldüzenli, sistemli, usule uygunmethodistmetodistmethodizedüzenlemek, sistemleştirmekmethodologymetodoloji, yöntembilimmethodsdüzen, metod, tarz, usul, yöntemmethoughtbana öyle geldi ki, sandım ki, zannettim kimethuselahçok yaşlı adam, ihtiyar adammethylmetilmethylenemetilenmeticouslyözenle, titizliklemeticulousçok dikkatli, kılı kırk yaran, titizmeticulouslyözenle, titizliklemeticulousnesstitizlikmetieriş, meslekmétieriş, meslekmetisavrupalı-kızılderili melezimetonymyad değişimi, benzerinin ismini kullanma, kinayemetopeçatı sütunu tepe taşı, metopmetremetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmetresmetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmetricmetre sistemine göre, metrik, vezne aitmetricalmetre sistemine göre, metrik, vezne aitmetricallymetre sistemine göre, ölçüylemetricatemetrik sisteme çevirmekmetrifymetreye çevirmekmetrometrometrologymetroloji, ölçme bilimimetronomemetronom, tempo ölçermetropolisbaşkent, büyük şehirmetropolitanbaşkent, başkentli, başpiskoposa aitmettleataklık, ateş, hırs, şevkmettledatak, ateşli, canlımettlesomeatak, ateşli, canlımewhapsetmek, kafes, kafese koymak, martı, miyavlama, miyavlamakmewlbebek gibi ağlamak, zayıf sesle ağlamakmexicanmeksika, meksikalı, meksikanmexicansmeksikalımexicomeksikamezzanineara kat, asma katmezzoorta, yarımmezzotintbakır klişe, bakır klişe ile basmakmhoiletkenlik birimimimi, mi notasımiaoumiyav, miyavlama, miyavlamakmiaowmiyav, miyavlama, miyavlamakmiasmamikroplu hava, miyasma, pis havamiasmalmikroplu, pis, zehirlimiasmaticmikroplu, pis, zehirlimicamikamicaceousmika benzeri, mikalımicefareler, korkaklarmichiganmichiganmickirlandalımickeymikimickleaz miktar, küçük miktarmicroküçük, mikro, mini, ufakmicrobemikropmicrobiologyhücrebilimi, mikrobiyolojimicrochemistrymikrokimyamicrocircuitmikrodevremicrocomputermikrobilgisayarmicrocopyküçük kopyamicrocosminsan, küçük evrenmicrofilmmikrofilmmicrometermikrometremicronmikronmicroorganismmikroorganizma, mikropmicrophonemikrofonmicroprocessormikroişlemcimicroscopemikroskopmicroscopicmikroskobikmicroscopicalmikroskobikmicrotomemikroskobik dilimleme aletimicrovoltmikrovoltmicrowavemikrodalgamicrowaveablemikrodalgada yapılabilirmicturateişemek, su dökmekmicturitionişeme, sık işeme hastalığı, su dökmemidarasında, orta, ortadakimidbrainbeynin ortasımiddayöğle vakti, öğlenmiddençöp yığını, gübrelik, mezbelemiddlearadaki, orta, orta kısım, orta yer, ortadakimiddleagedorta yaşlımiddlebrowaz kültürlü, sıradan zevkleri olanmiddlemanaracı, komisyoncu, madrabazmiddlemenaracı, komisyoncu, madrabazmiddlemosten ortadaki, tam ortadakimiddleweightorta sikletmiddlingorta, orta halli, şöyle böylemiddlingsorta kalitede ürünmiddydeniz asteğmeni, deniz harp okulu öğrencisi, denizci yakalı bluzmidgetatarcık, titrer sinekmidgetcüce, mini, minicik, minyon tip, ufak yapılı kimsemidibaldıra kadar giysi, midimidlandülkenin iç kısmımidmosten ortadaki, tam ortadakimidnightgece yarısımidpointgöbek, orta nokta, orta yermidribyaprak orta damarımidriffdiaframmidshipmandeniz asteğmeni, deniz harp okulu öğrencisimidshipsgemi ortası, geminin ortasındamidstorta, orta yer, ortasındamidsummeryaz dönümü, yaz ortasımidtermsömestrmidwayfuarda panayır bölümü, yarı yolda, yarı yoldakimidweekhafta ortasımidwifeebemidwiferyebelikmidwinterkarakış, kış ortasımidyearyıl ortası, yıl ortası sınavı, yıl ortasındakimieneda, görünüş, surat, tavır, yüzmiffdarılma, gücendirmek, kavga, keyfini kaçırmak, küsme, küstürmekmiffedgücendirmek, keyfini kaçırmak, küstürmekmight-abilmek, -ebilmek, güç, kuvvet, mümkün olmak, olası olmak, zormightilyçok fazla, kuvvetle, kuvvetlicemightinessgüçlülükmightyaziz, büyük, güçlü, kuvvetli, muazzam, pek çok, zorlumıghtyaziz, büyük, güçlü, kuvvetli, muazzam, pek çok, zorlumigrainemigren, yarım başağrısımigrantgöçebe, göçmenmigrantsgöçmenmigrategöç etmek, göçmekmigrationgöç, göçme, göçmenlik, hicretmigratorygöç, göçebe, göçmen, seyyarmikadojapon imparatoru, mikadomikemikrofonmilbin, binde birmiladyingiliz asilzadesi kadın, şık ve havalı kadınmilagemil hesabı ile ücret, mil olarak alınan yol, mil olarak uzaklıkmilchsağmal, süt verenmildhafif, ılıman, ılımlı, kibar, nazik, yumuşakmildewküf, küflendirmek, küflenmekmildewedküflendirmek, küflenmekmildewyküflümildlykibarcamildnessılımanlık, ılımlılık, nezaket, yumuşaklıkmilekara mili, milmileagemil hesabı ücret, mil olarak alınan yol, mil olarak uzaklıkmilepostmil işaretimileskara mili, milmilestonedönüm noktası, kilometre taşı, mil taşımilfoilcivanperçemimilieuçevre, muhitmilimetermilimetremilinerkadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimilinerykadın şapkacılığı, kadın şapkaları, tuhafiyemilitancyataklık, azimlilik, saldırganlıkmilitantatak, azimli, kavgacı, militan, saldırgan, saldırgan tipmilitarismasker zihniyeti, militarizm, savaşçı siyasetmilitaristmilitaristmilitarizationaskerileştirmemilitaryaskeri, ordumilitateağır basmak, etkilemekmilitiamilis, yedek askermilitiamanyedek ermilksağmak, sütmilkersüt ineği, süt sağıcımilkinesssüt gibi olma, uysallık, yumuşak başlılıkmilkingsağmamilkmaidsağıcı kız, sütçü kızmilkmansağıcı adam, sütçümilkshakemilk shakemilksopkorkak, lâpacı, muhallebi çocuğumilkysüt gibi, sütlü, uysalmilkywaysamanyolumillçentiklemek, çırpmak, değirmen, doların binde biri, fabrika, imalathane, mengene, öğütmek, tırtıklamakmilldamdeğirmen barajımilledçekilmiş, çentikli, kenarı tırtıllı, öğütülmüş, tırtıklı, tırtıllımillenarianbin yıllık, bin yıllık barış ve refah dönemi, binincimillenarismbin yıllık barış ve refaha inanmamillenarybin yıllık, bininci yıla ait, bininci yıldönümümillennialbin yıllıkmillenniumbin yıllık dönem, bin yıllık refah dönemimillepedekırkayakmillerdeğirmen makinası, değirmenci, pervanemiller’sdeğirmen makinası, değirmenci, pervanemillesimalbinde bir, binde bir olan, binde birlikmilletakdarı, darımilliardmilyarmilliarymil, mile aitmilligrammiligrammilligrammemiligrammilligramsmiligrammillilitermililitremillilitremililitremillimetermilimetremillimicronmilimikronmillinerkadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimillinerskadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimillinerykadın şapkacılığı, kadın şapkaları, tuhafiyemillingdeğirmencilik, paranın kenarındaki tırtıllarmillionmilyonmillionairemilyonermillionsmilyonmillipedkırkayakmillipedekırkayakmillracedeğirmen deresi, değirmen suyumillstonedeğirmentaşımillwrightdeğirmen yapan usta, değirmencimilordingiliz asilzadesimilquetoastçekingen kimse, korkak, sümsük tipmiltbalık menisi, balık spermimimemim, mim oynamak, pandomimci, sessiz tiyatro, taklit etmek, taklitçimimeographteksir makinası, teksir makinası ile çoğaltmakmimesmim, mim oynamak, pandomimci, sessiz tiyatro, taklit etmek, taklitçimimesisbenzeme, benzetme, taklitmimetictaklit edenmimicbenzemek, pandomimaya değin, taklidini yapmak, taklit, taklit eden, taklit etmek, taklitçimimickingbenzemek, taklidini yapmak, taklit etmekmimicrybenzeme, benzerlik, taklit, taklit etme, taklitçilikmimosaküstümotu, mimozaminamina, yunan ağırlık birimiminaciouskorkutucu, tehdit eden, tehditkârminaretminareminatorykorkutucu, tehdit eden, tehditkârminceince doğramak, kırıtmak, kıyma, kıymak, önemsiz göstermekmincedkıyılmışmincemeatturta harcı, üzümlü ve elmalı tart harcımincingçıtkırıldım, kırıtkan, kıyım, kıymamindakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinmind!akıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinmindbendingbunaltıcı, hayal gördüren, kafa karıştıran, şaşırtıcımindedfikirli, istekli, niyetlimindfuldikkatli, düşünceli, unutmayanmindingaldırış etmek, aldırmak, dikkat etmek, dikkatli olmak, endişelenmek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemekmindlessakılsız, akılsızca yapılan, dikkatsiz, düşüncesizmindsakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinminebenim, benimki, kazıp çıkarmak, kazmak, lağım, maden, maden işletmek, maden ocağı, mayın, mayın döşemek, memba, sinsice bozmak, torpil, tünel kazmakminedmayın döşenmiş, mayınlıminefieldmayın tarlasıminerdelik açan kurtçuk, lâğımcı, madenci, mayıncımineralmaden, madeni, madensel, madensel tuz, mineralmineralizemadenleştirmek, mineralize etmek, mineralleştirmekmineralogymadenler ilmi, mineralojimineralojymadenler ilmi, mineralojimineralsmadensel maddeler, mineraller, sodalı içeceklermineshaftmaden kuyusuminestroneetli ve sebzeli italyan çorbasıminesweepmayın tarama gemisiminesweepermayın tarama gemisiminglekarışmak, karıştırmak, katılmak, katmakmingledkarışmışminglingkarışmak, karıştırmak, katılmak, katmakmingycimriminikısa, küçük, mini, mini etek, ufak arabaminiatureçok küçük, küçücük, minyatür, minyatür yapmakminiaturistminyatürcüminiaturizeküçültmek, minyatürünü yapmakminibarmini-barminibikeküçük motosikletminibusminibüsminibusesminibüsminibussesminibüsminicabküçük taksiminifyküçültmek, önemini azaltmakminikinküçük adam, ufacık şeyminimdamla, yarım notaminimalasgari, en az, en düşükminimiseazaltmak, küçültmek, küçümsemekminimizeazaltmak, küçültmek, küçümsemekminimumasgari, en az, en düşük, en küçük, minimum, minimum değerminingmadencilik, mayın döşememiniondalkavuk, emir altındaki kimse, gözde, köle, peyk, uyduminiskirtmini etekministerbakan, papaz, vaiz, vekilministerialbakanlık, orta elçilik, papazlıkministersbakan, papaz, vaiz, vekilministrationhizmetministrationshizmetministriesbakanlık, hizmet, papazlık, vekillikministrybakanlık, hizmet, papazlık, vekillikminiumkırmızı kurşun tuzu, parlak kırmızı renk, vermilyonminiverresmi elbise süsü kürkminkamerika vizonu, vizonminorikinci derecede, ikincil, küçük, reşit olmayan, reşit olmayan kimse, üniversitede ikinci branşminorityazınlık, azlık, reşit olmamaminorsküçük, reşit olmayan kimse, üniversitede ikinci branşminotauryarı insan yarı boğa canavarminsculeküçük, küçük harf, küçük harfle el yazısı, küçük harfle yazılı, minik, miniskül, ufacıkminsterkatedral, manastır kilisesiminstrelaşık, ortaçağ halk şairi, ozanminstrelsyaşıklık, ozanlık, saz şairlerimintdarphane, icat etmek, nane, para basmak, uydurmakmintagebasılan para, para basmamintedicat etmek, para basmak, uydurmakmintingicat etmek, para basmak, uydurmakminuendeksiltilen sayıminuetağır tempolu bir dans, menüetminusaşağı, çıkarsa, çıktı, eksi, eksik, negatif, sıfırın altındaminusculeküçük, küçük harf, küçük harfle el yazısı, küçük harfle yazılı, minik, miniskül, ufacıkminutean, ayrıntılı, dakik, dakika, minik, önemsiz, saat tutmak, tutanak tutmak, ufacık, zabıt tutmakminute’skayıt, tutanak, zabıtminutelydikkatle, inceden inceye, özenleminutenessufacık olmaminuteskayıt, tutanak, zabıtminute’skayıt, tutanak, zabıtminutestayrıntılı, dakik, minik, önemsiz, ufacıkminutiaeönemsiz ayrıntılarminxfingirdek kız, sürtükmiraclealâmet, harika, harika şey, keramet, mucizemiraculousmucize eseri, mucize yaratan, mucizevi, olağanüstümirageılgım, serapmirebatak, çamur, çamura batırmak, çamura batmak, çamurlamak, pislikmiredçamura batırmak, çamura batmak, çamurlamakmirroraksetmek, ayna, yansıtmakmirroredaynalımirroringaksetmek, yansıtmakmirthgülme, neşe, sevinçmirthfulneşeli, şen, sevinçlimirthlessneşesizmirybatak, çamurlu, pismirzamirza, prensmiskötü, ters, yanlışmisadventureaksilik, kaza, terslikmisadvisekötü öğüt vermek, kötü yol göstermekmisallianceuygunsuz birliktelik, yanlış evlilikmisanthropeinsanları sevmeyen kimsemisanthropicinsanları sevmeyenmisanthropistinsanları sevmeyen kimsemisanthropyinsan sevmeme, insanlardan nefret etmemisapplicationyanlış uygulamamisappliedboşa harcamak, yanlış uygulamak, yerinde kullanmamakmisapplyboşa harcamak, yanlış uygulamak, yerinde kullanmamakmisapprehendyanılmak, yanlış anlamakmisapprehensionyanılma, yanlış anlamamisappropriateemanete hıyanet etmek, kötüye kullanmak, zimmete geçirmekmisappropriationemanete hıyanet, güveni kötüye kullanma, suistimalmisbecomeuygun olmamakmisbegottenalçak, gayri meşru, piçmisbehaveedepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehavededepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehavingedepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehaviorterbiyesizlik, yaramazlıkmisbehaviourterbiyesizlik, yaramazlıkmisbeliefinançsızlık, yanlış inançmisbelieveinanmamak, yanlış inancı olmakmisbelieverimansız, kâfirmiscalculatehesap hatası yapmak, yanlış hesaplamakmiscalculationyanlış hesapmiscallsövüp saymak, yanlış adlandırmak, yanlış karar vermekmiscarriagebaşarısızlık, boşa çıkma, çocuk düşürme, düşük, suya düşmemiscarrybaşaramamak, çocuk düşürmek, düşük yapmak, suya düşmek, ters gitmekmiscegenationbeyazlarla zencilerin melezleşmesi, ırkların karışmasımiscellaneousçeşitli, karışık, türlü türlümiscellanyderlememischanceşanssızlık, tâlihsizlikmischieffesat, hasar, haylazlık, şeytanlık, yaramazlık, zararmischievousafacan, yaramaz, zarar verici, zararlımischievousnessyaramazlıkmischooseyanlış seçim yapmak, yanlış seçmekmisciblekarıştırılabilirmisconceiveyanlış kavramakmisconceivedyanlış kavramakmisconceptionyanlış kanı, yanlış kavramamisconductkötü davranış, kötü idare, kötü idare etmek, zinamisconstructionyanlış anlama, yanlış yorumlamamisconstruetersinden anlamak, yanlış anlamak, yanlış yorumlamakmiscreantimansız, kötü, kötü kimse, zalimmiscuedalgınlıkla yapılan hata, yanlış, yanlış vuruş yapmamisdeedkötü hareket, kötülük, suçmisdeedskötü hareket, kötülük, suçmisdeemyanlış hüküm vermekmisdemeankötü davranmakmisdemeanantkabahatli kimse, suçlumisdemeanorkötü davranış, suçmisdemeanorskötü davranış, suçmisdemeanourkötü davranış, suçmisdirectyanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisdirectedyanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisdirectionyanlış yol gösterme, yanlış yönlendirmemisdokötülük yapmak, yanlış yapmakmisdoingkötülükmisdoubtşüphe, şüphe etmekmisemploykötüye kullanmak, suistimal etmekmisercimri, paragöz, pintimiserableacınacak halde, berbat, perişan, sefil, zavallımiserablyberbat şekilde, sefil bir haldemisericordiamerhametmiserlinesscimrilik, paragözlükmiserlycimrice, çok küçük, tamahkârmiseryacı, hınzır, ızdırap, sefalet, yoksullukmisfireanlaşılmamak, ateş almama, ateş almamak, tekleme, teklemekmisfiringanlaşılmamak, ateş almamak, teklemekmisfituymama, uymayan şey, uyumsuz tipmisfortuneaksilik, belâ, felâket, kaza, şanssızlık, tâlihsizlik, terslikmisfortunesaksilik, belâ, felâket, kaza, şanssızlık, tâlihsizlik, terslikmisgivenkuşkulandırmak, şüpheye düşürmekmisgivingkorku, kuruntu, kuşkumisgivingskorku, kuruntu, kuşkumisgovernkötü yönetmekmisgovernmentkötü yönetimmisguidedbaştan çıkarmak, kötü yola sevketmek, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisguidingbaştan çıkarmak, kötü yola sevketmek, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmishandlehor kullanmak, kötü davranmak, kötü idare etmekmishandlinghor kullanmak, kötü davranmak, kötü idare etmekmishapaksilik, felâket, kaza, tâlihsizlikmishapsaksilik, felâket, kaza, tâlihsizlikmishitkötü vuruş, kötü vuruş yapmakmishmashkarışıklık, karmakarışıklıkmisinformyanlış bilgi vermekmisinformationyanlış bilgimisinformedyanlış bilgi vermekmisinterpretyanlış anlamak, yanlış yorumlamakmisinterpretationyanlış yorumlamamisjudgeyanlış değerlendirmek, yanlış hüküm vermekmisjudgedyanlış değerlendirmek, yanlış hüküm vermekmisjudgmentyanlış hükümmislaidkaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmislaykaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmislayingkaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmisleadşaşırtmak, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmek, yoldan çıkarmakmisleadinggöz boyama, göz boyayıcı, şaşırtma, yanıltıcımisledşaşırtmak, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmek, yoldan çıkarmakmismanageidare edememek, kötü yönetmekmismanagementkötü yönetimmismarriageuygunsuz evlilik, yanlış evlilikmismatchbirbirine uymama, birbirine uymamak, uyumsuz olmak, uyumsuzlukmismatchedbirbirine uymamak, uyumsuz olmakmisnameismini şaşırmak, yanlış adlandırmak, yanlış isimle çağırmakmisnomerisim hatası, yanlış ad, yanlış isim kullanmamisogynistkadın düşmanımisogynouskadın düşmanımisplaceyanlış yere koymak, yanlış yerleştirmekmisplacedyanlış yere koymak, yanlış yerleştirmekmisplacementyanlış yere koymamisplayhatalı oynama, yanlış oyunmisprintbaskı hatası, baskı hatası yapmak, yanlış basmakmisprisiongörevi kötüye kullanma, küçük görme, suça göz yummamisprizehor görmek, küçük görmekmispronounceyanlış telâffuz etmekmisquotationyanlış aktarmamisquoteyanlış aktarmak, yanlış tekrarlamakmisreadyanlış okumak, yanlış yorumlamakmisreadingyanlış okuma, yanlış yorumlamamisrepresentkötü temsil etmek, yanlış sunmak, yanlış tanıtmakmisrepresentationkötü temsil etme, yanlış tanıtmamisrepresentedkötü temsil etmek, yanlış sunmak, yanlış tanıtmakmisrulekarışıklık, kötü hükümet, kötü yönetim, kötü yönetmekmissaramak, bayan, eksik olmak, gözlemek, hanım, isabet etmeme, ıska, ıskalamak, kaçırmak, karavana, kız, matmazel, özlem duymak, özlemek, vuramamakmissaldua kitabı, katolik dua kitabımissedaramak, eksik olmak, gözlemek, ıskalamak, kaçırmak, özlem duymak, özlemek, vuramamakmissesaramak, bayan, eksik olmak, gözlemek, hanım, isabet etmeme, ıska, ıskalamak, kaçırmak, karavana, kız, matmazel, özlem duymak, özlemek, vuramamakmisshapekötü biçim vermek, şeklini bozmakmisshapedkötü biçim vermek, şeklini bozmakmisshapenbiçimsiz, çirkin, şekilsizmissileatılan şey, füze, mermi, okmissilesatılan şey, füze, mermi, okmissingeksik, kaçırma, kayıp, özlemmissionamaç, elçilik, görev, heyet, ideal, iş, misyon, vazifemissionarymisyonermissionsamaç, elçilik, görev, heyet, ideal, iş, misyon, vazifemissisbayan, hanımmissivemektup, resmi mektup, tezkeremissivesmektup, resmi mektup, tezkeremissourimissourimisspellimlâ hatası yapmak, yanlış yazmak, yazım hatası yapmakmisspendboşa harcamak, kötü harcamakmisspendingboşa harcamak, kötü harcamakmisspentboşa harcamak, kötü harcamakmisstateyalan anlatmak, yanlış ifade etmekmisstatedyalan anlatmak, yanlış ifade etmekmisstatementyalan ifade, yanlış ifademissushanımefendimissyküçük hanımmistbuğu, buğulamak, çiselemek, duman, karartı, pus, sis, sis kaplamakmistakebaşkası sanmak, hata, karıştırmak, yanılgı, yanılmak, yanlış, yanlış anlamak, yanlışlıkmistakenhatalı, yanlışmistakenlyyanlışlıklamistakesbaşkası sanmak, hata, karıştırmak, yanılgı, yanılmak, yanlış, yanlış anlamak, yanlışlıkmistakingbaşkası sanmak, karıştırmak, yanılmak, yanlış anlamakmistedbuğulamak, çiselemek, sis kaplamakmisterbay, bey, beyefendimistificationaldatma, gizemli bir hava verme, şaşırtmamistimezamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistimedzamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistimingzamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistinesssis, sisli olmamistingbuğulamak, çiselemek, sis kaplamakmistletoeökseotumistralkarayel, soğuk karayelmistranslateyanlış çeviri yapmak, yanlış tercüme etmekmistranslationyanlış çeviri, yanlış tercümemistreathor kullanmak, kötü davranmakmistreatedhor kullanmak, kötü davranmakmistreatmenthor kullanma, kötü davranmamistressbayan, hanım, metres, müdire hanım, öğretmenmistrustgüvenmemek, güvensizlik, şüphe, şüphe etmekmistrustedgüvenmemek, şüphe etmekmistrustfulgüvensiz, şüphecimistybelirsiz, bulanık, hayal meyal, puslu, sislimisunderstandters anlamak, yanlış anlamakmisunderstandinganlaşamama, geçimsizlik, yanlış anlama, yanlış anlaşılmamisusagehor kullanma, kötü davranma, yanlış kullanımmisusehırpalamak, hor kullanma, hor kullanmak, kötüye kullanma, kötüye kullanmak, suistimal, suistimal etmek, yanlış kullanma, yanlış kullanmakmiteakar, böcekçik, çocuk, kuruş, mayt, ufacık şey, zerremiteraçıölçer, gönye, piskoposluk tacımithridatepanzehirmitigableazaltılabilir, hafifletilebilir, yatıştırılabilirmitigateazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigatedazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigatingazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigationhafifletmemitosiskaryokinezmitrailleusemakinalı tüfek, mitralyözmitralkâlp kapakçığına aitmitreaçıölçer, gönye, piskoposluk tacımittbeysbol eldiveni, boks eldiveni, eldiven, parmaksız eldivenmitteneldiven, tek parmaklı eldivenmittenseldiven, tek parmaklı eldivenmittimusgörevden alma, hapis cezası ilamı, memuriyetten çıkarmamitykurtlu, maytlımitzvahsevap, sünnetmixkarışıklık, karışım, karışma, karışmak, karıştırma, karıştırmak, katmak, kaynaşmak, melezlemek, uyuşmakmixablekarıştırılabilirmixedkarışık, karışmış, karma, katışık, melezmixerkarıştırıcı, mikser, sokulgan kimse, sosyal kimse, tanışma toplantısımixingkarışma, karıştıran, karıştırma, karmamixturekarışım, karışma, karıştırma, kaynaşmamixupanlaşmazlık, karışıklıkmizenmizana direği, mizana yelkenimizzenmizana direği, mizana yelkenimnemonichafıza, hafıza geliştiren, hatırlatıcı ipucumoamoa, yeni zelanda devekuşumoaninilti, inlemekmoaninginilti, inleme, sızlananmoathendek, kale hendeği, kale hendeği ile kuşatmakmoatedkale hendeği ile kuşatılmışmobayaktakımı, çete, halk tabakası, izdiham, kalabalık, toplanmak, topluca saldırmakmobbedtoplanmak, topluca saldırmakmobbingtoplanmak, topluca saldırmakmobileakışkan, değişken, dengede hareket düzeni, gezici, hareketli, oynak, seyyar, yer değiştirebilenmobilisehareketlendirmek, seferber etmek, silâh altına almakmobilityakışkanlık, değişkenlik, hareketlilikmobilizationseferberlikmobilizehareketlendirmek, seferber etmek, silâh altına almakmobilizedseferbermobocracyavam daresi, halk yönetimimobstergangster, haydutmobstersgangster, haydutmoccasinkızılderili çarığı, mokasen, zehirli suyılanımoccasinskızılderili çarığı, mokasen, zehirli suyılanımochakahve, koyun derisi, moha limanımockalay, alay etmek, alay konusu, kalp, maskaralık, sahte, taklit, taklit etmekmockedalay etmek, taklit etmekmockeralaycı kimsemockeryalay, alay edilecek şey, taklitmockingalaycımockingbirdalaycı kuşmodşıkmodalkip, makam, şekilsel, tipikmodalityşekil, tarz, yöntemmodebiçim, kip, makam, moda, tarz, tipik değer, üslup, yöntemmodelbiçimlendirmek, kalıbını çıkarmak, kalıp, manken, model, model yapmak, modellik etmek, numune, örneğe göre yapmak, örnek, örnek olanmodeledbiçimlendirmek, kalıbını çıkarmak, model yapmak, modellik etmek, örneğe göre yapmakmodelermodel ressamı, modelcimodelingbiçimlendirme, modelini yapmamodellingbiçimlendirme, modelini yapmamodemmodemmoderatebaşkanlık etmek, hafifletmek, ılıman, ılımlı, ılımlı kimse, makul, ölçülü, orta, yatıştırmak, yumuşamak, yumuşatmakmoderatelyaz çok, ılımlı olarakmoderatenessılımlılıkmoderatingbaşkanlık etmek, hafifletmek, yatıştırmak, yumuşamak, yumuşatmakmoderationılım, ılımlılık, ölçülü olma, ölçülülükmoderatorarabulucu, başkan, ılımlayıcımodernbugünkü, çağcıl, çağdaş, modern, modern kimsemodernisationyenileştirmemodernisemodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernisedmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernismmodernlik, yenilikçilikmodernistyenilikçimodernityçağdaşlık, modernlikmodernizationyenileştirmemodernizemodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernizedmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernizingmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernnessçağcıllık, modernlikmodestalçakgönüllü, gösterişsiz, ılımlı, mütevazi, namuslumodestlyalçakgönüllülükle, mütevazi olarakmodestyalçakgönüllülük, gösterişsizlik, iffet, ılımlılık, tevazumodicumaz miktar, birazmodificationdeğişiklik, değiştirmemodificationsdeğişiklik, değiştirmemodifieddeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodifierdeğiştiren şey, niteleyici, tamamlayıcımodifydeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodifyingdeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodishmodaya uygun, son modamodishlymodaya uygun olarakmodishnessmodaya uygunlukmodistekadın giyim mağazası sahibi, mağazacımodulatehafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulateshafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulatinghafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulationgeçiş, hafifletme, modülasyonmoduleesas kısım, kapsül, kip, modülmodulesesas kısım, kapsül, kip, modülmodulusmodülmodustarz, usul, yöntemmogulönemli adam, yük lokomotifimohairmoher, tiftikmohammedhazreti muhammed, muhammedmohammedanmüslümanmohammedanismislamiyet, müslümanlıkmoietyhisse, parça, pay, yarımoilağır iş, didinmek, kargaşa, karmaşa, uğraşmakmoirehare, hareli, hareli kumaşmoiréhare, hareli, hareli kumaşmoistıslak, nemli, rutubetli, sulumoistenıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoistenedıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoisteningnemlendirmemoistnessnemlilik, rutubetmoistureıslaklık, nem, rutubetmoisturiserkrem, nemlendiricimoisturizeıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoisturizerkrem, nemlendiricimoisturizingıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoitherendişeli olmak, şaşırtmakmolarazıdişi, kitleye ait, öğütücü, öğütücü dişmolassesmelas, şeker tortusumoldbiçimlendirmek, gübreli toprak, humuslu toprak, kalıba dökmek, kalıp, küf, küflendirmek, küflenmek, şekil, şekil vermek, yapı, yaradılışmoldavianbuğdan, buğdanlımoldboardsaban demirimoldedbiçimlendirmek, kalıba dökmek, küflendirmek, küflenmek, şekil vermekmolderbiçimlendirici, çürümek, çürütmek, dökmeci, dökülmek, kalıpçı, şekillendiricimolderingçürümek, çürütmek, dökülmekmoldinessküf, küflü olma, küflülükmoldingdöküm, kalıp yapma, korniş, pervaz, süslememoldyküflenmiş, küflümoleben, dalgakıran, grammolekül, köstebek, mendirek, molmolecularmoleküler, moleküllümoleculemolekül, zerremoleculesmolekül, zerremolehillköstebek yuvası, önemsiz şeymoleskinköstebek derisi, pamuklu kadifemolestelle rahatsız etmek, sarkıntılık etmek, taciz etmekmolestationsarkıntılık, tacizmolestedelle rahatsız etmek, sarkıntılık etmek, taciz etmekmollfahişe, gangsterin sevgilisi, orospumollificationdindirme, teskin, yatıştırmamollifygönlünü almak, yatıştırmak, yumuşatmakmollifyinggönlünü almak, yatıştırmak, yumuşatmakmolluscmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmolluscsmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmolluskmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmollusksmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmollyhanım evlâdı, muhallebi çocuğumollycoddlehanım evlâdı, muhallebi çocuğu, üstüne titremekmollycoddledüstüne titremekmolochdikenli kertenkelemoltderi değiştirme, deri değiştirmek, tüy dökme, tüy dökmekmoltendökme, erimişmoltingderi değiştirme, tüy dökmemoltoçokmolybdenummolibdenmomannemomentan, moment, nüfuz, önemmomentarilyanlık olarak, bir an için, geçici olarakmomentaryanlık, bir an süren, geçicimomentlybir an için, bir anlık, her anmomentousciddi, mühim, önemlimomentouslycidden, önemlemomentsan, moment, nüfuz, önemmoment’san, moment, nüfuz, önemmomentummomentmonpazartesimonacalmanastıra aitmonachalmanastıra aitmonadatom, birim, monad, tek hücreli canlı, zerremonandroustek ercikli, tek kocalımonarchhükümdar, kral, padişahmonarchalhükümdara uygunmonarchickrallık sistemine aitmonarchicalkrallık sistemine aitmonarchistkralcı, monarşi yanlısımonarchyhükümdarlık, monarşimonasterialmanastır ile ilgili, manastıra aitmonasteriesmanastırmonasterymanastırmonastickeşiş, manastıra ait, manastırda yaşayanmonasticalmanastıra aitmondaypazartesimondeçevre, dünyamondialbütün dünyaya ait, dünya çapındamoneciousmonoik, tek evciklimonetarypara, para ile ilgili, parasalmonetizepara olarak tedavüle koymakmoneymangır, nakit, para, tıkırmoneybagpara çuvalı, para torbasımoneyboxkumbaramoneychangersarrafmoneyedparalı, zenginmoneylenderfaizci, tefecimoneylendingfaizcilikmoneylessparasızmoneymakerçok para getirenmoneymakingpara kazanma, para yapmamongersatıcı, tacir, tüccarmongolmoğolmongolianmoğol, moğolcamongoosefiravun faresimongrelkırma, melez, melez hayvan, melez köpekmoniedparalı, zenginmoniesmangır, nakit, para, tıkırmonikerad, isim, lakapmonismbircilik, monizmmonitionihbarname, ihtar, ikaz, uyarımonitorekran, etobur kertenkele, gözlemci öğrenci, gözleme, gözlemek, izleme tertibatı, izlemek, monitor, varanmonitorizegörüntülemek, izlemekmonitorsekran, etobur kertenkele, gözlemci öğrenci, gözleme, gözlemek, izleme tertibatı, izlemek, monitor, varanmonkinzivaya çekilmiş kimse, keşiş, papaz, rahipmonkeykurcalamak, maymun, oynamak, şahmerdan başımonkeyshinesdürüst olmayan hareketler, şakamonkfishkelerbalığı, maymunbalığımonkhoodkeşişler, keşişlikmonkshoodboğanotu, kaplanboğanmonobir, mono, tekmonochromatictek renklimonochrometek renkli resimmonoclemonokl, tek gözlükmonocotyledonmonokotiledon, tek çenekli bitkimonoculartek göz ile kullanılan, tek gözlümonodyses aynılığı, tek sesli mersiye, tek sesli şarkımonogamisttek eşli kimsemonogrambaş harflerle yapılan desen, monogram, yaptırmakmonographmonografi, tek bir konuyu inceleyen yazımonogynoustek karılı, tek pistillimonohydratetek su moleküllü bileşikmonokinitek parça bikinimonolithtek parça anıt, yekpare dikmemonolithictek taştan yapılmış, yekparemonologuemonologmonomaniasabit fikir, sabit fikirlilik, saplantımonomaniacsabit fikirli tip, saplantısı olan kimsemonomialtek kelimeden oluşan, tek terimlimonomoleculartek molekül kalınlığındamonophthongtek seslimonoplanetek kanatlı uçakmonopolisetekel altına almak, tekeline almakmonopolisttekelcimonopolistictekelci, tekele aitmonopolizetekel altına almak, tekeline almakmonopolytekelmonorailtek ray, tek raylı demiryolumonosyllabictek hecelimonosyllabletek heceli kelimemonotheismmonoteizm, tektanrıcılıkmonotheisttektanrıcı kimsemonotheistictek tanrıcılıkla ilgilimonotonemonoton, monoton ses, monoton şey, monotonluk, tekdüzemonotonousmonoton, tekdüzemonotonouslymonoton bir biçimdemonotonymonotonluk, tekdüzelik, yeknesaklıkmonotypemonotip, tek tipmonoxidemonoksitmonsieurbay, bey, mösyömonsoonmevsim rüzgârı, musonmonstercanavar, dev, kocaman, ucubemonstrositycanavar, canavarlıkmonstrousazman, canavar gibi, korkunçmonstrouslycanavarcamontagemontajmontanedağ, dağlarla ilgilimonteispanyol kâğıt oyunumonthaymonthliesaylık dergimonthlyayda bir, ayda bir olan, aylık, aylık dergimonumentabide, anıtmonumentalanıtsal, devasa, heybetlimonumentallyheybetlemonumentsabide, anıtmooböğürme, böğürmekmoochaptal aptal dolaşmak, aşırmak, beleşe konmak, çalmakmoodhava, kip, ruh halimoodinessaksilik, huysuzlukmoodsaksilik, gıcıklık, kıllık, terslikmoodyaksi, bunalım, dengesiz, huysuz, karamsar kimse, kılmooingböğürmemoonay, dalgın dalgın dolaşmak, kamer, mehtapmooneyedgece körü, gözleri faltaşı gibimoonlessaysızmoonlightay ışığı, mehtapmoonlightingek iş olarak gece çalışma, ikinci işte çalışmamoonlitmehtapta olanmoonriseayın doğuşumoonrockaydan alınmış kaya parçası, aytaşımoonsay, dalgın dalgın dolaşmak, kamer, mehtapmoonsetayın batışımoonshineay ışığı, boş lâf, kaçak içki, mehtap, saçmalıkmoonshotaya yolculukmoonstoneaytaşımoonstruckçılgınmoonwalkayda yürüyüşmoonyay gibi, ay ışıklı, dalgınmoorbozkır, demir atmak, demirlemek, kır, palamarla bağlamakmooragedemir atma, gemi bağlama yerimooreddemir atmak, demirlemek, palamarla bağlamakmoorfowlorman tavuğumooringdemir yerimooringsgemi bağlama yeri, palamar, şamandıramoorishfas’a aitmoorlandbozkır, kırmoorsdubalar, palamar, şamandıralarmooseamerika geyiği, kanada geyiğimootmünazara, tartışılabilir, tartışma, tartışmak, tartışmalımootingtartışmakmopiplik paspas, karışık saç, paspas, paspaslamak, surat ekşitme, suratını ekşitmek, yüz buruşturma, yüzünü buruşturmakmopecanı sıkkın olmak, sıkıcı tip, sıkmak, üzgün olmak, üzmekmopedmoped, motosikletmopesdert, sıkıntı, tasa, üzüntümopingcanı sıkkın olmak, sıkmak, üzgün olmak, üzmekmopishgamlı, kasvetlimoppetçocukmoppingpaspaslamak, suratını ekşitmek, yüzünü buruşturmakmoquetteyünlü kadife döşemelik kumaş, yünlü kadife halımorainebuzultaş, morenmoralahlâk dersi, ahlâki, ahlâklı, dürüst, kıssadan hisse, manevi, medeni cesaret, törelmoralemanevi güç, maneviyat, moralmoralistahlâkçı, törebilimcimoralityahlâk, törellikmoralizationahlâk yönünden değerlendirmemoralizeahlâk dersi vermek, ahlâk öğretmekmoralizingahlâk dersi vermek, ahlâk öğretmekmorallyahlâkça, manevi olarakmoralsahlâk, ders, özdeyiş, töremorassbatak, bataklık, sazlıkmoratoriumborçların ertelenmesi, moratoryummoratoryborçları erteleyenmoraymuranamorbidhastalıklı, marazi, marazi şeylere ilgi duyanmorbidityhastalıklılıkmorbidlymarazi olarakmorbidnesshastalık oranı, marazi şeylere aşırı ilgimordaciousalaycı, iğneleyici, iğneli, keskinmordacitykeskinlikmordantbakır oymacılığı ilacı, dokunaklı, içe işleyen, içine işleyen, iğneleyici, iğneli, renk sabitleştirici, renk sabitleştirici ilaçmordentmelodi süsleme türü, mordanmorebir kat daha, çok, daha, daha çok, daha fazla, fazla şey, fazlalıkbiraz tür kumaşmorelkuzumantarı, siyah mantarmorellovişnemoreoverbir de, bundan başka, dahası, diğer taraftan, üstelikmoresadetler, gelenekler, törelermoresquefas, mağribimorganaticdengi dengine olmayanmorguemorgmoribundcan çekişen, ölmek üzeremorionmiğfermornsabah, yarınmorningbaşlangıç, sabahmorofilipinli müslümanmoroccanfas, faslımoroccofasmorongeri zekâlı, moronmoronicgeri zekâlı gibimoroseasık suratlı, somurtkan, suratsızmorosenesssuratsızlıkmorositysomurtkanlıkmorphememorfemmorpheusmorfeus, rüya tanrısımorphiamorfinmorphinemorfinmorphologicalmorfolojikmorphologymorfoloji, şekilbilimmorrisbahar dansımorrowertesi gün, sabah, yarınmorsemorsmorsellokma, parçamorselslokma, parçamortalfani, insan, öldürücü, ölüm, ölümcül, ölümlümortalityinsanlık, insanoğlu, ölüm oranı, ölümlülükmortallyciddi, dehşetle, ölecek şekildemortalsinsan, ölümlümortarharç, harç ile sıvamak, havan, sıva yapmakmortarboardharç tahtası, kep, üniversite mezuniyet kepimortaredharç ile sıvamak, sıva yapmakmortgageipotek, ipotek etmek, rehinmortgagedipoteklimortgageeipotek yapan alacak sahibimortgageripotek ettiren borçlumortgagesipotek, ipotek etmek, rehinmortgagingrehin vermekmortgagoripotek ettiren borçlumorticedelik, yuva, zıvanamorticiancenaze kaldırıcısımortificationaşağılama, kangren, onuru kırılmamortifiedincitmek, kangren olmak, utandırmakmortifyincitmek, kangren olmak, utandırmakmortifyingincitmek, kangren olmak, utandırmakmortisedelik, yuva, zıvana, zıvana açmakmortuarymorg, ölüm, ölüme aitmosaicmozaikmosesmusamoseyayrılmak, dolaşmak, gezinmekmoslemislam, müslümanmosquecami, mescitmosquitosivrisinekmosquitoessivrisinekmossbataklık, karayosun, liken, yosunmossbackörümcek kafalı kimse, yosun kaplı balık, yosun kaplı yaşlı kaplumbağamosstrooperbataklık eşkiyasımossyyosunlumostçoğu, en, en çok, en fazla, en fazla miktar, en fazlası, pek çokmostlybaşlıca, çoğunlukla, geneldemotnüktemotetoz tanesi, zerremotelmotelmotetmüziksiz çok sesli ilahimothgüve, pervanemothballnaftalin topu, vakumlu plastik kılıfmotheateneski püskü, güve yemişmotherana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemotherhoodanalık, annelikmotherinlawkayınvalide, kaynanamotherlandmemleket, vatanmotherlessanasız, annesiz, öksüzmotherlikeana gibi, anne gibimotherlyana gibimotherofpearlsedefmothersana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemother’sana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemothspulkanatlılarmothygüve dolu, güvelimotifmotif, örgemotilehareket edebilen, kendiliğinden hareket edenmotiondevinim, el ile işaret etmek, hareket, önerge, teklifmotionlesshareketsizmotivatehareket ettirmek, motive etmekmotivatedhareket ettirmek, motive etmekmotivatinghareket ettirmek, motive etmekmotivationdürtü, güdü, hareket ettirme, motivasyonmotiveâmil, dürtü, güdü, hareket ettirici, nedenmotivityhareket kuvveti, tahrik kuvvetimotleyçeşit çeşit, karışık, rengârenk, rengârenk giysi, renk renk, uyumsuz karışımmotoraraba, arabayla götürmek, hareket ettirici, makina, motor, otomobil, otomobille gitmekmotorbikemotosikletmotorboatmotorbot, motorlu teknemotorbusotobüsmotorcadekonvoymotorcararaba, otomobilmotorcyclemotosikletmotoredarabayla götürmek, otomobille gitmekmotorinemotor yağımotoringarabayla götürmek, otomobille gitmekmotoristaraba kullanan kimse, otomobil kullanan kimsemotorizemotor takmak, motorize etmekmotorizedmotor takmak, motorize etmekmotorsaraba, arabayla götürmek, makina, motor, otomobil, otomobille gitmekmotorwayasfalt, ekspres yol, karayolu, otoban, otoyolmotorwaysasfalt, ekspres yol, karayolu, otoban, otoyolmottehöyükmottlebenek, beneklemek, leke, lekelemekmottledalacalı, beneklimottlingbenek, beneklemek, leke, lekelemekmottoarma simgesi, özlü söz, parola, vecizemoufflonmuflon, yabani koyunmouflonmuflon, yabani koyunmoujikmujik, rus köylüsümouldbiçimlendirmek, gübreli toprak, humuslu toprak, kalıba dökmek, kalıp, küf, küflendirmek, küflenmek, şekil, şekil vermek, yapı, yaradılışmouldboardsaban demirimoulderbiçimlendirici, çürümek, çürütmek, dökmeci, dökülmek, kalıpçı, şekillendiricimouldinessküf, küflü olma, küflülükmouldingdöküm, kalıp yapma, korniş, pervaz, süslememouldyküflenmiş, küflümoultderi değiştirme, deri değiştirmek, tüy dökme, tüy dökmekmoultingderi değiştirme, tüy dökmemoundöbek, tepecik, tepecikler yapmak, toprak yığını, tümsek, tümsek yapmak, yığınmountaltlık, bindirmek, binek hayvanı, binmek, çerçeve, çerçevelemek, çıkmak, dağ, dayanak, düzenlemek, monte etmek, oturtmak, tepe, üzerine çıkmak, üzerine yerleştirmekmountaindağmountaineedağa tırmanmak, dağcı, dağlımountaineerdağa tırmanmak, dağcı, dağlımountaineeringdağcılıkmountainousdağ gibi, dağlı, dağlıkmountainydağ gibi, dağlı, dağlıkmountaniousdağ gibi, dağlı, dağlıkmountebankşarlatanmountedatlı, binmiş, kakma, mukavvaya yapıştırılmış, takılımountieatlı polismountingaltlık, binme, destek, montajmournağlamak, matem tutmak, yas tutmakmournermatemli kimse, yaslı kimsemournfulhazin, kederli, yaslımournfullykederlemourningacılı, ağıt, karalar, matem, matem elbisesi, yasmousefare, fare avlamak, fare tutmak, mouse, sıçanmouseholefare deliğimouseleumanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemouseravcı kedimousetrapfare kapanı, kalitesiz peynirmouseyçekingen, fare gibi, mahçup, ürkekmousseçırpılmış tatlı krema, köpük, saç köpüğümoustachebıyıkmousturizingıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmousyçekingen, fare gibi, mahçup, ürkekmouthağız, dudak bükmek, geme alıştırmak, haliç, surat asma, tane tane söylemekmouthedağızlımouthfulağız dolusu, lokma, söylemesi zor kelimemouthinessgevezelikmouthpieceağızlık, avukat, sözcümouthwashgargaramouthyağzı kalabalık, gevezemoutonişlenmiş koyun derisimovablemenkul, oynatılabilir, taşınabilirmovablesmenkul eşyamovehamle, hareket, hareket etmek, ilerlemek, kımıldamak, kımıldatmak, kıpırdamak, kıpırdanmak, kıpırdatmak, nakil, oynama, oynama sırası, oynamak, oynatmak, tahrik etmek, taşınma, taşınmak, teklif etmek, yer değiştirmekmoveabletaşınırmovedetkilenmişmovementakım, bağırsakların çalışması, hareket, işleme, manevramovementsakım, bağırsakların çalışması, hareket, işleme, manevramoverhareket ettirici, nakliyeci, taşıyıcımoviefilm, sinemamoviesfilmler, sinemamovingdokunaklı, etkili, hareket eden, hareket etme, hareketli, oynama, taşınmamovinglydokunaklı olarakmowbiçmek, ekin yığını, ot yığınımowermakineli tüfek, orakçı, tırpancımowingbiçmekmownbiçmekmrbay, bey, beyefendibay, bey, beyefendimrsbayan, hanımbayan, hanımmsbayan, hanımbayan, hanımmuchçok, çok şey, çokça, fazla, fazlaca, hayli, hemen hemen, önemli şey, pekmuchnessçoklukmucilagezamkmucilaginousyapışkan, zamk gibi, zamklımuckçamur, gübre, gübrelemek, pisletmek, pislikmuckerağır düşüş, kaba adam, kaba kimsemuckheapgübre yığınımuckinggübrelemek, pisletmekmucklebüyük miktar, çok miktarmuckrakerezaletleri ortaya çıkarmak, skandal çıkaran araştırmacımuckypismucoidsümüksümucousbalgam gibi, balgamlı, sümüklümucusbalgam, sümükmudçamurmudbathçamur banyosumuddiedbulandırmak, çamurlamakmuddinessbulanıklık, çamurlulukmuddlebecerememek, karışık şey, karışıklık, karıştırmak, şaşkınlık, sersemlik, yüzüne gözüne bulaştırmakmuddledbecerememek, karıştırmak, yüzüne gözüne bulaştırmakmuddleheadedsersemmuddlingsersemleyicimuddyanlaşılması zor, bulandırmak, bulanık, çamurlamak, çamurlumudguardçamurlukmudslidetoprak kaymasımudslingerçamur atan kimsemudslingingçamur atmamuffacemice iş yapmak, acemilik, becerememek, beceriksizlik, boru bileziği, el kürkü, manşonmuffinçörek, kekmufflesarınacak şey, sarınmak, sesi boğmakmuffledörtülümuffleratkı, susturucumufflingsarınmak, sesi boğmakmuftimüftü, sivil elbisemugbardak, çok çalışmak, enayi, eşkıya, fotoğrafını çekmek, herif, inek, ineklemek, komik mimikler yapmak, kulplu bardak, kupa, maymunluk etmek, surat etme, zevzeklik etmekmuggerhaydut, hint timsahı, soyguncumugginessbunaltı, sıcak ve rutubetlilikmugginggasp olayı, saldırıp soymamugginsahmak, enayimuggybunaltıcı, kapalı, nemli, sıcak ve rutubetlimugsbardak, çok çalışmak, enayi, eşkıya, fotoğrafını çekmek, herif, inek, ineklemek, komik mimikler yapmak, kulplu bardak, kupa, maymunluk etmek, surat etme, zevzeklik etmekmugwortpelinmugwumpasi, bağımsız üye, kendini beğenmişmujikmujik, rus köylüsümulattomelez, melez tenli, zenci melezi, zenci-beyaz melezimulberrydut, dut ağacımulchkuru otla örtmek, saman örtüsümulctçarpmak, mahrum etmek, para cezası, para cezası vermek, para koparmakmuleinatçı, ip eğirme makinesi, katır, terlik, traktörmulesinatçı, ip eğirme makinesi, katır, terlik, traktörmuleteerkatırcımuleyboynuzsuzmuliebritykadınlıkmulishinatçı, katır gibimulishlyinatlamulishnessinatçılıkmullince muslin, organdi, şarabı baharatla kaynatmakmullahmollamullberrydut, dut ağacımulleinsığırkuyruğumullerhavanmullettekirmullingşarabı baharatla kaynatmakmullockçöpmultangularçok açılımultiçokmulticellularçok hücrelimulticoloredalacalı, çok renkli, rengârenk, renk renkmulticolouredalacalı, çok renkli, rengârenk, renk renkmultidimensionalçok boyutlumultifariousçeşit çeşit, çeşitlimultiformçok şekilli, çokbiçimlimultilateralçok kenarlı, çok uluslu, çok yanlımultileteralçok kenarlı, çok uluslu, çok yanlımultilingualçok dil bilen, çok dillimultimediamultimedyamultimillionairemultimilyonermultinationalçok uluslumultiphaseçok fazlı, çok safhalımultiplebirçok, çoklu, kat, katlı, katsayımultiplexçok kısımlı, kat kat, katmerlimultiplicandçarpılanmultiplicationçarpma, çoğalma, çoğaltmamultiplierçarpanmultiplyçarpmak, çoğalmak, çoğaltmak, türemekmultipurposeçok amaçlı, çok işlevlimultiracialçok ırklımultistoreyçok katlımultitudeçokluk, izdiham, kalabalıkmultitudinousçok, kalabalıkmumanne, dilsiz oyunu oynamak, hanımefendi, kasımpatı, maske ile oynamak, sessiz, tatlı bir tür biramum!sus!mumblegeveleme, gevelemek, mırıldamak, mırıltımumbledgevelemek, mırıldamakmumblingmırıldamamummermaskara, maskeli oyuncumummerymaskaralık, maskeli oyunmummificationmumyalama, mumyalanmamummifymumyalamakmummyanne, mumyamumpdilenmek, mırıldanmak, somurtmakmunchhart hurt çiğnemek, katur kutur yemek, sesli yemekmunchinghart hurt çiğnemek, katur kutur yemek, sesli yemekmundanedünyasal, dünyevi, olağanmunichmünihmunicipalbelediyeye aitmunicipalitybelediyemunificencecömertlik, eli açıklıkmunificentcömert, eli açıkmunificentlycömertçemunimentbelge, senetmunimentsarşiv, belgeler, evraklarmunitionlevazım, savaş malzemeleri, savaş malzemesi sağlamakmunitionscephanemunutionlevazım, savaş malzemeleri, savaş malzemesi sağlamakmuralduvar, duvar resmimurderadam öldürme, bozmak, cinayet, cinayet işlemek, kasten öldürmek, öldürme, öldürmekmurderedöldürülmüşmurderercani, katilmurderesskatilmurderingbozmak, cinayet işlemek, kasten öldürmek, öldürmekmurderousöldürücü, ölüm saçanmurderouslyöldürecek gibimurehapsetmekmurinefare gibi, faregillere aitmurkkaranlık, kasvetmurkybulanık, bulutlu, kapalı, karanlık, şüphelimurmurçağıldamak, çağıltı, hırıltı, homurdanmak, homurtu, mırıldanmak, mırıltı, söylenme, söylenmek, uğuldamakmurmuredçağıldamak, homurdanmak, mırıldanmak, söylenmek, uğuldamakmurmuringçağlamamurphymurphy, patatesmurrainlanet, salgın hastalıkmuscadinemisket, misket şarabı, misket üzümümuscatmisket şarabı, misket üzümümuscatelmisket şarabı, misket üzümümuscleadale, kas, kas gücümuscledadaleli, kaslımuscleskaslarmuscovadoesmer şeker, ham şekermuscovitemika, moskof, rusmuscovyrusyamuscularadaleli, kas, kaslı, kuvvetlimuscularitykaslılıkmusculaturekas sistemimusedalmak, düşünceye dalmak, ilham perisi, müz, şiir tanrıçasımuseummüzemuseumsmüzemushaşırı duygusallık, köpek kızağına binmek, lapa, peltemushroommantar, mantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomedmantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomingmantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomsmantar, mantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushyaşırı duygusal, lapa gibimusicmusiki, müzikmusicalmüziğe ait, müzikal, müzikli, müzikli oyun, müziksevermusiciançalgıcı, müzisyenmusiciansçalgıcı, müzisyenmuskmisk, misk otumuskegbataklıkmusketmisket tüfeğimusketeersilâhşörmuskmelonkavun, kokulu kavunmuskratmisk sıçanımuskrosemisk gülümuslimislâm, müslümanmuslimsmüslümanmuslinmuslinmusquashmisk sıçanımussbozmak, buruşturmak, düzensizlik, kargaşa, karışıklık, karıştırmakmussedbozmak, buruşturmak, karıştırmakmusselmidyemussulmanmüslümanmussyburuş buruş, karmakarışık, karman çormanmustgereklilik, kızgın fil, kızgınlık, kızmış, küf kokusu, küflülük, -malı, -meli, şart, şıramustachebıyıkmustangyabani atmustardhardal, hardal bitkisimustertoplam, toplamak, toplanma, toplanmak, yoklama için toplanmamusteringtoplamak, toplanmakmustinessköhnelik, küflülükmustyköhne, küf kokulu, küflenmiş, küflümutabledeğişebilir, değişkenmutantdeğişime uğramış, değişmiş, mutasyon geçirmişmutatedeğişmekmutateddeğişmekmutationdeğişim, dönüşüm, mutasyonmutedilsiz, okunmayan harf, ses kısma düzeni, sesini kısmak, sessiz, surdin, surdin ile kısmak, suskun, yumuşatmakmutedsağır, sessizmutelysessizcemutenessdilsizlik, sessizlikmutilatebozmak, kesip sakat bırakmak, sakatlamakmutilatedbozmak, kesip sakat bırakmak, sakatlamakmutilationbozma, sakatlamamutineerasi, isyancımutinousasi, isyancı, isyankârmutinyayaklanma, ayaklanmak, başkaldırma, isyan, isyan etmekmutinyingayaklanmak, isyan etmekmutismdilsizlik, sessizlikmuttahmak, it, mankafamutterfısıldamak, fısıltı, homurdanma, homurdanmak, homurtu, mırıldamak, mırıldanmak, mırıltımutteredfısıldamak, homurdanmak, mırıldamak, mırıldanmakmutteringfısıldama, homurdanan, mırıldanmamuttonkoyun etimuttonheadahmak, kalın kafalımuttonheadedahmak, kalın kafalımutualiki taraflı, karşılıklı, müşterek, ortakmutualitykarşılıklı olma, mukabelemutuallykarşılıklı olarakmuzhikmujik, rus köylüsümuzzilysersem sersemmuzzleağız, ağızlık, ağızlık takmak, ağzını bağlamak, hayvan burnu, top ağzımuzzyağır, kasvetli, sersemmybenimmy!hayret!, vay be!myalismbüyücülükmycologymantarbilimmyocarditiskâlp kası iltihabımyocardiumkâlp kasımyologykasbilimmyopemiyopmyopiamiyopi, miyoplukmyopicmiyop, uzağı göremeyenmyopymiyopi, miyoplukmyosisgöz bebeğinin ufalanmasımyriadçok büyük sayı, çok büyük sayıda, sayısızmyriapodçokayaklı böcekmyrmidonparalı köle, uşakmyrrhmür, sarı sakızmyselfben, bizzat, kendimmysteriesbilinmeyen, esrar, esrarengizlik, gizem, hikmet, muamma, sırmysteriousbilinmeyen, esrarengiz, esrarlı, gizemlimysteriouslyanlaşılmaz biçimde, gizemli bir şekildemysterybilinmeyen, esrar, esrarengizlik, gizem, hikmet, muamma, sırmysticgizemci, gizemli, mistik, sufi, tasavvufimysticalesrarlı, tasavvufimysticismgizemcilik, mistisizm, tasavvufmystificationaldatma, gizemli bir hava verme, şaşırtmamystifiedgizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystifygizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystifyinggizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystiqueesrarlı hava, esrarlı ve etkili hünermythefsane, hayali şey, mitmythicefsanevi, mitsimythicalefsanevi, mitsiİNGİLİZCETÜRKÇEa.master haritasını yapmak, plan, planlamak, orta doğu teknik üniversitesimaannemaamefendim, hanımefendi, madamma’amefendim, hanımefendi, madammacoğlu, zademacabreölüme ait, ölümle ilgili, ürkütücümacadamşosemacadamizeşose yapmakmacaronikarmakarışık şey, makarna, züppemacaroonacıbadem kurabiyesimacawamerika papağanımacegözyaşartıcı bomba sıvısı, gürz, küçük hindistan cevizi kabuğu, topuz, tören sopasımacedonianmakedonya, makedonyalımacerateıslatarak yumuşatmakmacerationıslanıp yumuşamamachetepalamachiavellianmakyavelce, sinsi ve hilekârmachiavellianismmakyavelcilikmachinatedolap çevirmek, entrika çevirmek, kumpas kurmakmachinationdolap, entrikamachinationsdolap, entrikamachinemakine, makine ile yapmak, mekanizmamachinedmakine ile yapmakmachinegunmakineli tüfek, mitralyözmachinerymakinalar, mekanizmamachiningmakine ile yapmakmachinistmakinistmacintoshyağmurlukmackintoshyağmurlukmacklebulanık basmak, bulanıklık, lekemackledbulanık, lekelimacleikiz kristalmacoronikarmakarışık şey, makarna, züppemacrobüyük, makro, uzunmacrocephalousbüyük beyinlimacrocephalybüyük beyinlilik, makrosefalimacrocosmevren, kâinatmacroeconomicsgenel ekonomi, makro-ekonomimacrographdoğal boyutlu resimmacronuzatma işaretimacroscopicgözle görülebilir, makroskobikmaculabenek, leke, noktamaculateleke oluşturmak, lekelemekmaculatedbenekli, lekelimaculationleke, lekelenmemadazgın, çılgın, deli, kızgın, kudurmuş, kuduz, sinirlimadagascarianmadagaskarmadambayan, genelev patronu, madammadam!bayan, genelev patronu, madammadamebayan, hanımefendi, madammadcapdelifişek, delişmen, zıpırmaddendeli etmek, delirtmekmaddeneddeli etmek, delirtmekmaddeningçıldırtıcı, delirtici, sinirlendiricimadderkızılkök, kök boyamadegarantili, üretilmiş, yapılmışmademoisellematmazelmadhouseakıl hastanesi, tımarhanemadlydeli gibi, delicemadmandelimadnessçılgınlık, cinnet, delilikmadonnameryemanamadridmadridmadwomandelimadwortdeliotumaecenashamimaelstrombüyük girdap, yıkıcı güçmaestromaystro, orkestra şefi, üstâdmafiamafyamagazinecephanelik, dergi, fişek haznesi, şarjörmagazinescephanelik, dergi, fişek haznesi, şarjörmagesihirbazmagentamorumsu kırmızı renkmaggotarzu, heves, kurtçuk, sinek kurdumaggotykurtlumagimecusilermagicbüyü, büyücülük, sihir, sihirbazlıkmagicalbüyü gibi, büyülü, sihirselmagicallybüyüleyerek, sihirlemagicianbüyücü, sihirbazmagisterialamirane, hakim, hakime aitmagistrateadliye yüksek memuru, polis mahkemesi hakimi, sulh hakimimagistratesadliye yüksek memuru, polis mahkemesi hakimi, sulh hakimimagmamacunsu bileşim, mağmamagnanimityalicenaplık, bağışlayıcık, yücelikmagnanimousasil ruhlu, bağışlayıcı, yücemagnateileri gelen, kodaman, patronmagnesiamagnezyum oksit, manyezimagnesiummagnezyummagnetmagnet, mıknatısmagneticçekici, manyetik, mıknatıslımagnetismcazibe, manyetizma, mıknatıslıkmagnetizationmıknatıslamamagnetizeçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetizedçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetizingçekmek, cezbetmek, mıknatıslamakmagnetomanyetomagnetsmagnet, mıknatısmagnificmuazzam, muhteşemmagnificalmuazzam, muhteşemmagnificationbüyütmemagnificenceazamet, görkem, ihtişammagnificentazametli, görkemli, muhteşem, olağanüstü güzel, şahanemagnifiedabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagnifyabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagnifyingabartmak, büyütmek, göklere çıkarmak, övmekmagniloquencetumturaklı konuşmamagniloquentabartılı, büyük, mübâlâğalımagnitudebüyüklük, kadir, önemmagnoliamanolyamagnumbüyük şişemagpiesaksağanmagusrahip, yıldız falcısımagyarmacar, macarcamahalebmahlebmaharajahmihracemahjongçin dominosumahlstickressam dayanma değneğimahoganykızıl kahverengi, maunmahometanmüslümanmahometanismmüslümanlıkmahoutfil seyisi, fil sürücüsümaidbâkire, hizmetçi, hizmetçi kız, kız, temizlikçi kadınmaidanalan, meydanmaidenbakire, bâkire, el değmemiş, genç kız, ilk, kız, yenimaidenhairbaldırıkara otumaidenheadbakirmaidenhoodbakirelik, bekâretmaidenlykız gibi, mahçupmaidservanthizmetçimailörgü zırh, posta, postalamak, postaya vermek, zırhmailbagposta çuvalımailboatposta vapurumailboxposta kutusumailerposta gemisi, posta makinesimailingpostalamak, postaya vermekmailmanpostacımaimsakatlamakmaimedsakatlamakmaimingsakatlamakmainana, ana boru, asıl, başlıca, belli başlı, deniz, esas, horoz dövüşü, kuvvet, okyanus, zormainlandanakaramainlineana hatmainlybaşlıca, çoğumainmastana direkmainsana boru, deniz, horoz dövüşü, kuvvet, okyanus, zormainsailmayistra yelkenimainspringana yay, baş neden, başlıca etken, esas sebepmainstayana istralya, dayanak noktasımaintainbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintainedbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintainingbakmak, geçindirmek, korumak, sağlamak, sürdürmekmaintenancebakım, geçindirme, koruma, nafaka, onarımmaisonetteküçük evmaisonnetteküçük evmaizedarı, mısırmajesticgörkemli, haşmetli, heybetli, muhteşemmajestygörkem, haşmet, heybet, majestemajorbaşlıca, binbaşı, branş, büyük, konusunda uzmanlaşmak, majör, önemli, reşit kimse, yetişkinmajordomobaşkâhya, kâhyamajoredkonusunda uzmanlaşmakmajorettebando önünde yürüyen kızmajorityçoğunluk, ekseriyet, reşitlik, yetişkinlikmajorsbinbaşı, branş, konusunda uzmanlaşmak, majör, reşit kimse, yetişkinmajusculebüyük harfmakebiçim, elde etmek, etmek, ilişki kurmak, kazanç, sağlamak, varmak, verim, yapı, yapılış şekli, yapmak, yaptırmakmakebelieveinanmış numarası, sahte, sahtekâr, samimi olmayan, yalandan inanmamakefastiskele babası, şamandıramakeoveryenilemekmakerbono imzalayan kimse, fail, yapan, yaratanmakersbono imzalayan kimse, fail, yapan, yaratanmakesbiçim, elde etmek, etmek, ilişki kurmak, kazanç, sağlamak, varmak, verim, yapı, yapılış şekli, yapmak, yaptırmakmakeshifteğreti, geçici, geçici çözüm, geçici önlem, geçici önlem türündenmakeupbütünleme sınavı, düzen, düzenleme, makyaj, makyaj malzemesi, mizanplaj, süs, uydurma hikâye, yapı, yapım, yaradılışmakeweightfasulyeden oyuncu, önemsiz şey, ufak ilavemakingbaşarı sebebi, etme, yapı, yapmamakingsküçük kazançlar, malzeme, özelliklermalachitebakır taşı, malakitmaladieshastalık, illetmaladjusteduyum sağlamayan, uyumsuzmaladjustmentuymama, uyumsuzlukmaladministrationgörevin aksatılması, kötü yönetimmaladroitbeceriksiz, sakarmaladroitnesssakarlıkmaladyhastalık, illetmalagaispanya şarabı, malagamalagasymadagaskar dili, madagaskarlımalaisekeyifsizlik, rahatsızlıkmalapertarsız, arsız kimse, küstah, küstah tipmalaproposmünasebetsiz, uygunsuz, uygunsuzca, yersizmalaryanak, yanak kemiğimalariamalarya, sıtmamalarialsıtmalımalarioussıtmalımalarkeyboş lâflar, saçma, saçmalıkmalawimalawimalaymalaya, malaya dili, malayalımalcontenthoşnutsuz, şikâyetçi, tatminsizmaldupaysvatan özlemi, yurt özlemimaleeril, erkekmaledictionbeddua, iftira, lanet, lanetlememalefactorcani, kötülük eden kimse, suçlumaleficmuzır, zararlımaleficencezararmaleficentzararlımaleserkekmalevolencekin, kötü niyetmalevolentart niyetli, kindar, kötü niyetli, kötücülmalfeasancekötülük, kötüye kullanma, suistimalmalfeasantkötülük eden, kötülük eden kimsemalformationkusurluluk, sakatlıkmalformationskusurluluk, sakatlıkmalformedkusurlu, özürlü, sakatmalfunctionişlev bozukluğumalfunctionsişlev bozukluğumalicelma, elmadan yapılmışmalicefesat, garez, haset, kötü niyet, kötülükmaliciousfena, hain, kötü niyetli, kötücül, şeytancamaliciouslyart niyetle, inadına, kasten, kötü niyetlemalignçamur atmak, dil uzatmak, habis, iftira etmek, kötü, kötücülmalignancyhabis tümör, habislikmalignanthabis, kötü niyetli, kötücül, zarar vericimalignedçamur atmak, dil uzatmak, iftira etmekmaligneriftiracımalignityderin nefret, habislik, kin, kötülükmalingerhasta numarası yapmakmalingererhasta rolü yapan kimse, numaradan hastamalingeringhasta numarası yapmakmallağaçlı yol, alışveriş merkezi, dövmek, mesire, tokmak, tokmaklamak, vurmakmallardyaban ördeği, yeşilbaşmalleabilitydövülebilirlik, yumuşaklıkmalleabledövülebilir, tokmaklanabilir, uysal, yumuşakmallemuckfırtına kuşu, kutup fırtına kuşumalletçekiç, tokmakmalleusçekiç kemiğimallowebegümecimalmseytatlı yunan şarabımalnutrionbeslenme bozukluğu, gıdasızlık, yetersiz beslenmemalnutritionbeslenme bozukluğu, gıdasızlık, yetersiz beslenmemalodorouskötü kokulu, pis kokulumalpracticegörevi kötüye kullanma, yanlış tedavi, yolsuzlukmalpractisegörevi kötüye kullanma, yanlış tedavi, yolsuzlukmaltmalt, malt yapmak, maltlaştırmakmaltedmalt yapmak, maltlaştırmakmalthakatranlı harçmaltosemaltozmaltreateziyet etmek, hırpalamak, kötü davranmakmaltreatedeziyet etmek, hırpalamak, kötü davranmakmaltreatmenteziyet, hırpalama, kötü davranmamaltstermaltçımalvaceousebegümecigillerdenmalversationkötüye kullanma, rüşvet yeme, zimmete geçirmemamannemamaannemamasanhanımmambomambomamelukeköle, memluk, mısır köle sınıfımamillamememammaanne, mememammalmemelimammalianmemelimammalogymemeliler bilim dalımammalsmemelimammiferousmemelimammillameme, meme şeklinde organmammillarygöğüs, memelere aitmammonhırs, ihtiras, kötü yola sevkeden servet, servet tanrısımammothdev gibi, kocaman, mamutmammyanne, zenci dadımanadam, adam atamak, adam yerleştirmek, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakman!adam, adam atamak, adam yerleştirmek, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakmanadoğaüstü güçmanaclekelepçe, kelepçelemekmanacledkelepçelemekmanacleskelepçemanagebecermek, çekip çevirmek, çevirmek, geçinmek, halletmek, icabına bakmak, idare etmek, işletmek, kıvırmak, terbiye etmek, yolunu bulmakmanageableidare edilebilir, kullanışlı, uysalmanagementidare, idarecilik, işletme, müdürlük, yönetimmanageridareci, işletmeci, menejer, müdür, yönetici, yönetmenmanageressmüdiremanagerialidari, yönetim ile ilgili, yönetimselmanagersidareci, işletmeci, menejer, müdür, yönetici, yönetmenmanagingidare etme, mesul, sorumlumananaçıkmaz ayın son çarşambası, yarın, yarınkimanatarmsasker, süvarimanateedeniz ineği, denizayısı, manatimanchestermanchestermanciplelevazımcı, malzemecimandamusyüksek mahkeme emrimandarinmandalinamandatarymanda uygulayan devlet, mandatermandateemir, manda, manda altına almak, vekâletmandatorymanda uygulayan, zorunlumandibleçene, çene kemiğimandiblesçene, çene kemiğimandolinmandolinmandrakeadamotu, kankurutanmandrelfener mili, malafa, mandrelmandrilfener mili, malafa, mandrelmaneyelemaneaterinsan yiyen canlı, yamyammanegeat terbiyesi, atın yürütüldüğü alan, manejmanègeat terbiyesi, atın yürütüldüğü alan, manejmanesölmüşlerin ruhları, ruhmaneuverdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmaneuverabledolandırılabilir, manevra yapılabilirmaneuveringdolap çevirmek, manevra yapmak, önlem almakmaneuversdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanfulmert, yiğitmanfullyerkekçe, mertçe, yiğitçemanfulnessmertlik, yiğitlikmanganatemanganatmanganesemanganezmanganitemanganez filizimangeuyuzmangeryemlikmangeycimri, iğrenç, pinti, pis, uyuzmangilycimrice, cimriliklemanginesscimrilik, uyuzlukmanglebozmak, çamaşır mengenesi, ezmek, mengeneden geçirmek, sıkma silindiri, silindirden geçirmekmangledbozmak, ezmek, mengeneden geçirmek, silindirden geçirmekmangomangomangonelmancınıkmangrovemangrovmangycimri, iğrenç, pinti, pis, uyuzmanhandlekaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhandledkaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhandlingkaba kuvvete başvurmak, kol gücü ile yapmak, tartaklamakmanhattanmanhattan, viski ve vermutlu kokteylmanholeiniş deliği, lağım kapağımanhooderkeklik, mertlikmaniacinnet, delilikmaniacmanyakmaniacalçılgın, manyakmaniacallydelice, manyakçamanicmanyakmanicuremanikürmanicuristmanikürcümanifacturefabrikatör, imalatçı, üreticimanifestaçıkça göstermek, apaçık, aşikâr, belirgin, belirtmek, belli, beyan etmek, göstermek, gümrük bildirimi, manifestomanifestationbelli olma, cilve, görünmemanifestlyaçık olarak, açıkça, besbellimanifestnessaçıklık, aşikârlıkmanifestobeyanat, beyanname, bildiri, tebliğmanifoldbirçok, çeşitli, çoğaltılan yazı örneği, çoğaltmak, dağıtım borusu, kopya, teksirle çoğaltmak, türlü türlümanikincüce, manken, modelmanilafilipinler’in başkenti, manilamaniocmanyokmaniplebölükmanipulateel ile işletmek, hile yapmak, idare etmek, oynama yapmakmanipulationel ile işletme, hile, tahrifmanipulatoridareci, kalem oynatan kimse, manipülatör, tahrif eden kimsemankinderkekler, insan soyu, insanlar, insanlık, insanoğlumanlikeerkek gibi, erkekçemanlinesserkeklik, mertlikmanlyerkekçe, mert, mertçe, yiğitmannakudret helvasımannedadam yerleştirilmiş, tayfalımannequinmanken, modelmannerdavranış, eda, hareket tarzı, tarz, tavır, ton, tutummanneredsahte, yapmacıklımannerismüsluba bağlılık, yapmacıklıkmanneristüslubunu abartan sanatçımannerlessgörgüsüz, terbiyesizmannerlinessgörgülülük, kibarlık, terbiyelilikmannerlykibarca, nazik, terbiyeli, terbiyeli bir biçimdemannersedep, görgü, hareket tarzı, terbiyemannisherkek gibi, erkekçe, erkeksimannishlyerkek gibi, erkeksimanoeuvrabledolandırılabilir, manevra yapılabilirmanoeuvredalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanoeuvresdalavere, dolap, dolap çevirmek, hile, manevra, manevra yapmak, önlem, önlem almakmanometerbasıölçer, manometremanormalikâne, tımarmanpowerinsan kuvveti, işgücü, personelmanquebeceriksiz, hevesli ama başarısızmansadam atamak, adam yerleştirmekman’sadam atamak, adam yerleştirmekmansepapaz evimanservantuşakmansionkâşane, konak, köşkmanslaughteradam öldürme, kasıtsız öldürme, kazara adam öldürme, öldürmemanslayerkasıtsız öldüren kimse, kazara adam öldüren kimsemansuetudeuysallık, yumuşak başlılıkmantatropik dev balıkmantelşömine rafımanteletkısa manto, top kalkanımantelpieceşömine rafımantickehanete aitmantillakısa manto, şalmantispeygamber devesimantissalogaritmanın ondalık kısmı, mantismantleharmani, kabuk, kolsuz manto, lüks gömleği, örtümantledörtülümantletkalkan, kısa mantomantrapizinsiz girenlere tuzak, tehlikeli durummantuabol mantomanualel kitabı, elle yapılan, kılavuz, kitapçık, klâvye, manuelmanuallyel ilemanufactureimal, imal etmek, üretim, üretmek, uydurmak, yapımmanufacturedüretilmişmanufacturerfabrikatör, imalatçı, üreticimanufacturersfabrikatör, imalatçı, üreticimanufacturesimal, imal etmek, üretim, üretmek, uydurmak, yapımmanufacturingimal etmek, üretmek, uydurmakmanumissionazat etme, serbest bırakılmamanumitazat etmek, serbest bırakmakmanuregübre, gübrelemekmanuringgübrelememanuscriptel yazısı, el yazması, el yazması metinmanxman adası, man dili, manlılarmanybir hayli, bir yığın, birçoğu, çokmaoismmaoculukmapharita, haritasını yapmak, plan, planlamak, suratmapleakçaağaç, isfanden çınarımappingharitasını yapmak, planlamakmarbozmak, sakatlamakmarabouhint leyleği, ince floş, marabumaraboutderviş, murabutmarasmuszayıflayıp erime hastalığımarathonmaraton, uzun mesafe koşusumaraudçapulculuk etmek, yağmalamakmarauderçapulcu, yağmacımaraudingyağmalamamarblebilye, damarlı, duygusuz, ebrulamak, mermer, mermer gibi boyamak, mermerden yapılmış, misket, soğukmarbleddamarlı, ebruli, mermerlimarblingebrulamak, mermer gibi boyamakmarcposa, üzüm posasımarcescentkurumuş ama dökülmemişmarchhudut, marş, sınır, sınır bölgesi, uygun adım yürümek, uygun adımla yürüyüş, yürüyüş yaptırmakmarcheduygun adım yürümek, yürüyüş yaptırmakmarcheruygun adım yürüyen kimse, yürüyüşe katılan kimsemarchesmartmarchinguygun adım yürümek, yürüyüş yaptırmakmarchpaneacıbadem kurabiyesimareaydaki karanlık düzlük, kısrakmare’saydaki karanlık düzlük, kısrakmargarinemargarinmargekenarmarginayrım, fazlalık, ihtiyat akçesi, kenar, kenar yapmak, kenara yazmak, mesafe, pay, toleransmarginaliaçıkmalar, haşiyelermarginallydeğeri az olarakmarginsayrım, fazlalık, ihtiyat akçesi, kenar, kenar yapmak, kenara yazmak, mesafe, pay, toleransmargueritemargrit, papatyamariaaydaki karanlık düzlükler, mariya, meryemanamarigoldkadife çiçeğimarihuanaesrar, haşhaşmarijuanaesrar, haşhaşmarimbaklisifonmarinamarina, yat limanımarinadeşarap turşusu, şarap turşusu kurmakmarinatesalamuraya koymak, zeytinyağlı salamurada bırakmakmarinatedsalamuraya koymak, zeytinyağlı salamurada bırakmakmarinedeniz, deniz kuvvetleri, denizcilik, denize aitmarinerdenizci, gemicimarinersdenizci, gemicimaritalevlenme, evliliğe ait, evlilikmaritimedeniz, deniz kıyısındamarjorammercanköşkmarkbelirti, çizgi, çizmek, damga, damgalamak, dikkate almak, hedef, işaret, işaretlemek, iz, marka, mimlemek, nişan, not, not vermek, puanmarkdowndüşürmek, ucuzlatmakmarkedbelirgin, dikkat çekici, işaretli, mimlimarkerdamga, fosforlu kalem, işaret, işaretleyici, keçeli kalemmarketalışveriş yapmak, borsa, çarşı, panayır, pazar, pazarlamak, piyasa, satmakmarketablepazarlanabilir, satılabilirmarketingalışveriş yapma, pazarlamamarketplacepazar, pazar yerimarketsalışveriş yapmak, borsa, çarşı, panayır, pazar, pazarlamak, piyasa, satmakmarkingişaretleme, işaretlermarksizlermarksmanatıcı, nişancımarksmanshipnişancılıkmarlbesmisketlermarlinatlantik kılıçbalığımarlinespikekavelamarmalademarmelat, portakal reçelimarmitegüveç, toprak tenceremarmorealmermer, mermer gibi, mermersimarmoreanmermer, mermer gibi, mermersimaronitemarunimaroondünya ile ilişkisini kesmek, ıssız adada bırakmak, kestane rengi, maron, patlayıcı fişek, vişne çürüğü rengimarooneddünya ile ilişkisini kesmek, ıssız adada bırakmakmarqueebüyük çadır, otağ, tentemarquessmarkimarquetrykakma işimarquismarkimarquisebeyzi yüzük, markizmarquisetteince dokuma, markizetmarredbozmak, sakatlamakmarriageevlenme, evlilik, nikâhmarriageableevlenme çağında, gelinlikmarriedevlimarringbozmak, sakatlamakmarronkestanemarrowilik, öz, sakız kabağımarrowboneilik kemiğimarrowyilik gibi, ilikli, iliksimarryevermek, evlendirmek, evlenmekmarry!allahım!, ya!marryingevermek, evlendirmek, evlenmekmarsmars, merih, savaş tanrısımarseillekalın pamuklu bir kumaşmarshbatak, bataklıkmarshaldizmek, mareşal, polis müdürü, sıralamakmarshaleddizmek, sıralamakmarshalingdizmek, sıralamakmarshallingdizmek, sıralamakmarshmallowhatmi, lokuma benzer şekerlememarshwortsu maydanozumarshybataklık gibi, sulakmartçarşı, pazarmartensansar, zerdevamartialaskeri, cesur, savaşa ait, savaşçımartianmerih, merih’limartinkırlangıçmartinetotoriter yönetici, sert amirmartingalemartingal kayışımartinimartinimartletkırlangıçmartyrişkence çekerek ölen kimse, işkence etmek, kurban, mağdur, şehit, şehit etmekmartyrdomşehitlikmartyrizeşehit etmek, şehit kılmak, şehit olmakmarvelgaripsemek, harika, hayret etmek, mucize, olağanüstü şey, şaşmakmarvellousfevkalade, harika, harikulâde, hayret verici, nefis, olağanüstümarvellouslyhayret verici biçimdemarvelousfevkalade, harika, harikulâde, hayret verici, nefis, olağanüstümarvelouslyhayret verici biçimdemarxismmarksizmmarxistmarksistmarymary, meryemanamarzipanacıbadem kurabiyesi, badem ezmesimascaramaskara, rimelmascotmaskot, uğurmasculineeril, erkeğe ait, erkek, erkek gibi, erkeksimasculinityerkeklikmashezme, ezmek, lapa, lapa yapmak, püre, püre yapmakmashedezmek, lapa yapmak, püre yapmakmasherezici, hovarda, kadın avcısı, zamparamashiedemir uçlu golf sopası, golf sopasımashingezmemaskalçı yüz kalıbı, gizlemek, kamuflaj, kamufle etmek, maske, maske takmak, maskelemek, maskeli kimsemaskedgizli, maskeli, örtülümaskermaskeli kimsemaskinggizlemek, kamufle etmek, maske takmak, maskelemekmasochistmazoşistmasonduvar örmek, duvarcı, farmason, mason, taş ile örmek, taşçımasonicmasonluğa aitmasonryduvarcılık, masonlukmasquemaskeli piyesmasquermaskeli kimsemasquerademaskeli balo, maskeli balo kostümü, maskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır, sahte tavır takınmak, taslamamasqueradedmaskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır takınmakmasqueraderkarnaval, maskara, maskeli kimsemasqueradingmaskeli baloya katılmak, olduğundan başka görünmek, sahte tavır takınmakmassaşai rabbani ayini, aşai rabbani ayini müziği, kitle, küme, kümelemek, kütle, toplamak, yığın, yığmakmassacrekatliam, katliam yapmak, kılıçtan geçirme, kılıçtan geçirmek, toplu cinayet, toplu katliam yapmakmassagemasaj, masaj yapmak, ovmakmassesaşai rabbani ayini, aşai rabbani ayini müziği, kitle, küme, kümelemek, kütle, toplamak, yığın, yığmakmasseurmasörmasseusekadın masajcı, masözmassifkitle, yerküre parçasımassiveağır, iri, masif, som, yekparemassivelyağır olarak, masif olarak, tek parça halindemassivenessağırlık, irilikmassydev, tek parça halindemastdirek, gemi direği, kozalak, palamutmastectomygöğüs ameliyatı, meme ameliyatımasteratarmssavaş gemisi güvenliğimastercardmastercardmasteredhakim olmak, öğrenmek, yenmekmasterfulamir, buyurucu, hükmeden, ustacamasterfulnessamirlikmasteringhakim olmak, öğrenmek, yenmekmasterlinessustalıkmasterlyustacamastermindbeyin, çekip çeviren kimse, çekip çevirmek, idare etmekmastermindingçekip çevirmek, idare etmekmasterpieceşaheser, sanat eserimasterpiecesşaheser, sanat eserimastersağa, akıl hocası, efendi, hakim olmak, hoca, kalıp, kaptan, öğrenmek, öğretmen, sahip, usta, üstâd, yenmekmaster’sağa, akıl hocası, efendi, hakim olmak, hoca, kalıp, kaptan, öğrenmek, öğretmen, sahip, usta, üstâd, yenmekmastershiphocalık, sahiplik, ustalıkmasterstrokeusta işi, ustaca iş, ustaca önlemmasterworkşahesermasteryegemenlik, idare, ustalık, üstünlükmastheaddirek ucu, gazete yöneticileri listesimasticmastika, sakız, sakız ağacımasticateçiğnemekmasticatingçiğnemekmasticationçiğnememasticatoryçiğneme, çiğnenen şey, sakızmastiffmastı, samsunmastitismeme iltihabımastoidmastoid çıkıntısımasturbatemastürbasyon yapmak, otuzbir çekmekmasturbationkendi kendini tatmin, masturbasyon, mastürbasyonmatbardak altlığı, buzlu, dolaşık yığın, dolaşmak, donuk, hasır, hasır gibi yapmak, hasır ile örmek, keçe, keçeleşmek, mat, paspasmatadorboğa güreşçisi, matadormatchbenzemek, benzer, birleştirmek, denk, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenme, karşılaşma, karşılaştırmak, kibrit, maç, rakip, uygun olmak, uymak, yarışmamatchboxkibrit kutusumatchedbenzemek, birleştirmek, eşlemek, evlendirmek, karşılaştırmak, uygun olmak, uymakmatchesbenzemek, benzer, birleştirmek, denk, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenme, karşılaşma, karşılaştırmak, kibrit, maç, rakip, uygun olmak, uymak, yarışmamatchingdenk, eş, uygunmatchlessbenzersiz, emsalsiz, eşsiz, rakipsizmatchmakerçöpçatan, kibrit yapımcısı, yarışma düzenleyicisimatchmakingçöpçatanlıkmatchwoodkibritlik odunmatearkadaş, çiftleşmek, dengini bulmak, eş, eşlemek, evlendirmek, evlenmek, mat, mat etmek, ortak, paraguay çayı, uymakmaterannematerfamiliasaile reisi kadınmaterialbedensel, gereç, gerekli, kumaş, madde, maddeci, maddesel, maddi, malzeme, zarurimaterialisecisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterialismmaddecilik, materyalizm, özdekçilikmaterialistmaddeci, materyalistmaterialisticmaddeciliğe ait, maddimaterialitygereklilik, lüzum, maddilik, maddiyatmaterializationgerçekleşme, maddileşmematerializecisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterializedcisimleştirmek, gerçekleşmek, gerçekleştirmek, maddileştirmekmaterialsbez, kumaş, levazım, malzemelermaterielgereç, malzeme, materyalmatérielgereç, malzeme, materyalmaternalanne, anne tarafından olanmaternallyanne gibi, anne tarafındanmaternityanalık, annelikmathmatematikmathematickesin, matematiksel, tammathematicalkesin, matematiksel, tammathematicianmatematikçimathematicsmatematikmathsmatematikmatineematinematingçiftleşme, çiftleştirmematinskilise sabah ibadetimatrassuzun boğazlı imbikmatressminder, şilte, yatakmatriarchaile reisi kadın, kabile reisi kadın, maderşahimatriarchalanaerkilmatriarchateanaerkil toplummatriarchyanaerkimatricideana katili, ana katilliğimatriculateokula kaydetmek, üniversite sınavına girmekmatriculationöğrenci kaydı, üniversite sınavı, yeterlik sınavımatrimonialevlenmeye ait, evliliğe aitmatrimoniallyevlenme yoluyla, evlenmeye aitmatrimonyevlenme, evlilikmatrixdölyatağı, kaide, kalıp, matris, rahimmatronana, başhemşire, evli kadın, kadın yöneticimatronlyağırbaşlı, ana gibimattbuzlu, donuk, matmattedhasır kaplı, hasırlı, keçeleşmişmattercerahat, cisim, husus, iltihap, iltihaplanmak, irin, konu, madde, mesele, önem, önemi olmak, önemli olmak, öz, şeymattersumurmatteryçapaklı, cerahatli, iltihaplımattinghasır örgüsü, hasır örmemattockkazmamattressminder, şilte, yatakmattressesminder, şilte, yatakmaturateiltihap toplamak, olgunlaşmakmaturationcerahat toplama, olgunlaşma, olmamatureergin, kemâle ermiş, olgun, olgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, tamam, vadesi gelmek, vadesi gelmişmaturedolgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, vadesi gelmekmaturenesserginlik, olgunluk, vadematuringolgunlaşmak, olgunlaştırmak, olmak, vadesi gelmekmaturityergenlik, olgunluk, vadematutinalerken, sabahmatzahhamursuz ekmekmatzohamursuz ekmekmaudliniçip ağlayan, sarhoş ve duygulanmışmauldövmek, hırpalamak, tokmak, yaralamak, yarmakmaulstickressam dayanma değneğimaundhint ağırlık ölçüsü, maundmaunderboş boş dolaşmak, tutarsız ve anlaşılmaz konuşmakmaunderingboş boş dolaşmak, tutarsız ve anlaşılmaz konuşmakmauritaniamoritanyamausermavzermausoleaanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemausoleumanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemauveleylak rengimaverickbaşına buyruk tip, damgalanmamış dana, partiyle uyumsuz politikacı, sahipsiz buzağımavisardıçkuşumawanne, gırtlak, kursakmawkishaşırı içli, iğrenç, tiksindiricimaxazami, maksimummaxibüyük, maksi, uzun, uzun etekmaxillaçene kemiğimaxillaeçene kemiğimaxillaryçene kemiğine aitmaximözdeyiş, özlü söz, vecizemaximalazami, en büyük, en fazlamaximiseen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximizeen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximizingen geniş anlamı ile açıklamak, maksimuma çıkarmakmaximumazami, en fazla, en yüksek, maksimummaxwellmaksvel, mıknatıs akımı birimimayakdiken, bahar, gençlik, mayıs, mayıs çiçeğimaybebelki, olabilirmaybe!belki, olabilirmaydaybahar bayramı, bir mayıs günü, imdat işareti, yardım sinyalimayfloweralıçmayflymayıs sineği, su sineğimayhapbelki, olabilirmayhemsakatlama suçu, savunmasız bırakma suçumayonnaisemayonezmayorbelediye başkanımayoraltybelediye başkanlığımayoressbelediye başkanı kadın, belediye başkanı karısımaypolebahar bayramı çiçekli direğimazdaismmazda dini, zerdüştlükmazehayret, labirent, şaşkınlıkmazinessdolaşıklık, karışıklıkmazydolaşık, karışıkmcoğlu, zademebana, benimeadbal likörü, çayır, yeşillikmeadowçayır, çimenlik, ovameadowlarkçayırkuşumeadowsçayır, çimenlik, ovameageraz, kıt, yavan, yetersizmeagreaz, kıt, yavan, yetersizmealkaba un, öğün, yemekmealskaba un, öğün, yemekmealtimeyemek zamanımealykırçıllı, solgun, un gibi, unlumealymouthedsamimiyetsiz, yapmacık tatlı dillimeanadi, ahlaksız, anlamına gelmek, aşağılık, cimri, demek istemek, demek olmak, demeye gelmek, eli sıkı, hasis, huysuz, ifade etmek, ılımlılık, kastetmek, keyifsiz, kılıksız, niyet etmek, orantılı, orta, ortalama, tasarlamak, utangaç, vasati, zormeanderboş boş dolaşmak, dolambaçlı yol, dolambaçlı yoldan gitmek, kıvırmak, kıvrılmak, kıvrım, labirent, menderesmeanderingdolambaçlı yol, kıvırarak, kıvırma, kıvrımlımeaningamaç, anlam, anlamlı, içerik, kasıt, kasıtlı, manâ, manâlı, niyetlimeaningfulanlamlımeaninglessabes, anlamsız, boş, içeriksiz, manâsızmeaningsamaç, anlam, içerik, kasıt, manâmeanlyalçakça, cimricemeannessadilik, alçaklık, cimrilik, hasislikmeansaraç, para, servet, varlık, vesilemeantanlamına gelmek, demek istemek, demek olmak, demeye gelmek, ifade etmek, kastetmek, niyet etmek, tasarlamakmeantimebu arada, ikenmeanwhileaynı anda, bu arada, ikenmeaselskızamıkmeasleskızamıkmeaslyadi, cimri, değersiz, kızamıklımeasurableölçülebilir, ölçülü, sınırlımeasurablyölçülebilir şekilde, ölçülü olarakmeasureayarlamak, dikkatle bakmak, had, miktar, ölçek, ölçmek, ölçü, ölçüm, ölçüsünü almak, önlem, oran, süzmek, tartmak, tedbir, vezinmeasuredağır, ölçülümeasurelesshesapsız, ölçüsüz, sınırsızmeasurementölçme, ölçü, ölçümmeasurementsölçme, ölçü, ölçümmeasuresayarlamak, dikkatle bakmak, had, miktar, ölçek, ölçmek, ölçü, ölçüm, ölçüsünü almak, önlem, oran, süzmek, tartmak, tedbir, vezinmeasuringölçmemeatet, öz, zevkmeatballköftemeatloafet dilimi, rulo köftemeatmankasapmeatuskanal, yolmeatyet gibi, etli, özlümeccaherkesin görmek istediği yer, mekkemechanicaraba tamircisi, makine ile yapılan, makineci, makineye ait, makinist, mekanik, tamircimechanicalmakine ile yapılan, makineye ait, mekanikmechanicallymekanik olarakmechanicianmakinistmechanicshareket bilimi, mekanikmechanismişleyiş, mekanikçilik, mekanizma, teknikmechanistmakinacı, makinist, mekanikçimechanizationmakinalaşma, makinalaştırmamechanizemakinalaşmak, makineleştirmek, motorize etmekmechanizedmakinalaşmak, makineleştirmek, motorize etmekmedalmadalya, nişanmedalistmadalya kazanan kimse, madalya yapımcısımedalledmadalyalımedallionehliyetli taksici, madalyon, taksi ehliyetimedallistmadalya kazanan kimse, madalya yapımcısımedalsmadalya, nişanmeddleburnunu sokmak, karışmakmeddlerburnunu sokan kimse, karışan kimsemeddlesomeher şeye burnunu sokan, işgüzar, müdahalecimeddlesomenessburnunu sokma eğilimi, işgüzarlıkmeddlingkarışmamediabasın, medyamediaevalortaçağ, ortaçağa aitmedialorta, ortalama, ortaya aitmediankenarortay, medyan, orta, orta değermediateara, ara bulmak, aracılık etmek, araçlı, araya girmek, dolaylı, orta, vasıta olmakmediatedara bulmak, aracılık etmek, araya girmek, vasıta olmakmediatelyarada olarak, dolaylı olarakmediatingara bulmak, aracılık etmek, araya girmek, vasıta olmakmediationarabuluculuk, aracılıkmediatizebağlamak, birleştirmekmediatorarabulucu, aracı, uzlaştırıcımediatorshiparabuluculuk, aracılıkmediatoryuzlaşma, uzlaştırıcımediatrixarabulucu, aracımedicdoktor, kabayonca, tıp öğrencisimedicableilaçla tedavi edilebilir, iyileştirilebilirmedicaltedavi edici, tıbbimedicamentilaçmedicamentsilaçmedicaresağlık sigortasımedicateilaç katmak, ilaç vermek, ilaçla tedavi etmek, ilaçlamakmedicationilaç, ilaç tedavisimedicationsilaç, ilaç tedavisimedicinalilaç özelliği olan, tedavi edici, tıbbimedicinebüyü, doktorluk, ilaç, ilaç vermek, ilaçla tedavi etmek, sihirbazlık, tıpmedickkelebekotumedicodoktormedievalortaçağ, ortaçağa aitmedinamedinemediocrealelâde, olağan, orta, sıradan, vasatmediocritysıradanlık, vasatlıkmeditarraneanakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımeditatedalmak, düşünmek, tasarlamakmeditatingdalmak, düşünmek, tasarlamakmeditationdüşünceye dalma, meditasyonmeditativedalgın, düşüncelimediterraneanakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımediterranianakdeniz, ara deniz, kara ile çevrili, kıtalar arasımediumaraç, çare, medyum, orta, ortalama, ortam, vasat, vasıtamedleyçeşitli, çeşni, karışık, karışım, potpurimedullailik, medulla, özmedullaryilikli, iliksimedusadenizanası, medusa, yılan saçlı tanrıçameedmükâfat, ödülmeekalçakgönüllü, ezik, mütevazi, silik, uysal, yumuşak başlımeeklyuysalcameeknessalçakgönüllülük, uysallıkmeerschaumeski şehir taşı, lületaşımeetbaşına gelmek, bulmak, buluşmak, görüşme yapmak, görüşmek, karşılamak, karşılaşma, karşılaşmak, kavuşmak, münasip, rastlamak, tanışmak, toplanmak, uğramak, uygun, yarışma, yerine getirmekmeetingbirleşme, buluşma, görüşme, karşılama, karşılaşma, miting, oturum, toplantımeetinghousekilise, toplantı evimeetingsbirleşme, buluşma, görüşme, karşılama, karşılaşma, miting, oturum, toplantımegabir milyon, büyük, megamegabitmegabitmegabucksbir milyon dolarmegacephalicbüyük kafalı, koca kafalımegalithmegalit, taş anıtmegalocephalicbüyük kafalımegalocephalybüyük kafalılıkmegalomaniakendini beğenmişlik, megalomanimegalopolisbirleşik şehirler, megalopolismegaphonemegafonmegatonbir milyon ton, megatonmegrimbaşağrısı, migrenmegrimsbunalım, can sıkıntısı, sıkıntımeiosisaz göstermemelaminemelaminmelancholiakarasevda, melankolimelancholicbunalımlı, hüzünlü, karasevdalı, melankolikmelancholybunalım, hüzün, kasvetli, melankoli, melankolikmelangekarışık şey, karışımmélangekarışık şey, karışımmelanismaşırı esmerlik, renk maddesi fazlalığımelanomamelanommelanosisdokularda renk maddesi fazlalığımeldbirleşmek, karışmak, karıştırmakmeldingbirleşmek, karışmak, karıştırmakmeleemeydan kavgasımelioratedüzelmek, düzeltmek, iyileşmekmeliorationdüzeltme, ıslahmeliorismdünyanın düzeldiği inancı, iyimserlikmelioristiyimser kimsemelissamelisa, oğulotumelliferousbal taşıyan, bal yapanmellifluenttatlımellifluousakıcı, bal gibi, tatlımellowolgun, olgunlaşmak, tatlı, yıllanmış, yumuşak, yumuşamak, yumuşatmakmellowedolgunlaşmak, yumuşamak, yumuşatmakmellowingolgunlaşmak, yumuşamak, yumuşatmakmellownessolgunluk, tatlılık, yumuşaklıkmelodicahenkli, melodikmelodiousahenkli, melodiye ait, uyumlumelodiouslyahenklemelodiousnessahenklilikmelodistbestecimelodizeahenkli yapmak, bestelemek, melodileştirmekmelodramaticmelodram tarzındamelodyezgi, melodi, nağmemelonkâr, kavun, kazançmeltergimek, erimek, eritmek, eriyik, yumuşamak, yumuşatmakmeltederitilmişmeltingerime, eritici, eritme, yumuşatanmeltonyünlü kalın kumaşmemberorgan, taraf, üye, uzuvmembershipüyeler, üyelikmembranezarmembraneszarmembranouszar oluşturan, zarsımementoandaç, hatıra, yadigârmemobildiri, notmemoiranı yazısımemoirshatıralar, tutanaklarmemorableakılda kalıcı, hatırlanmaya değer, unutulmazmemorandabildiri, muhtıra, notmemorandumbildiri, muhtıra, notmemorialabide, anısına yapılmış, anıt, anma töreni, bildiri, hatırlatıcı, önergememorializeanma töreni yapmak, anmak, dilekçe vermekmemorieshatıralarmemorisebellemek, ezberlemekmemorisingezberlemememorizebellemek, ezberlemekmemorizingezberlemememoryakıl, anı, bellek, hafıza, hatıramenadam, beyaz adam, er, erkek, insan, işçi, oyun taşı, uşakmenacegözdağı vermek, tehdit, tehdit etmekmenacinggözdağı vermek, tehdit etmekmenageaile, ev halkı, ev idaresiménageaile, ev halkı, ev idaresimenageriehayvanat bahçesimenddüzelmek, düzeltmek, iyileşmek, onarılmış yer, onarım, onarmak, tamir, tamir etmekmendabledüzeltilebilir, onarılabilirmendaciousuydurma, yalan, yalancımendacityyalancılıkmendicancydilencilikmendicantdilencimendicitydilencilikmendingtamirmenfolkerkek kısmı, erkeklermenhadenringa balığımenhirtaş anıt, tek parça taş anıtmenialadi, bayağı, hizmetçi, hizmetçilik gibimeningitisbeyin zarı iltihabı, menenjitmeniscimenisk, menisküsmeniscusmenisk, menisküsmenopausemenopozmensalayda bir olan, aylık, her ay olanmensesadet, aybaşı, reglmenstrualaybaşı, reglmenstruateadet görmek, regl olmakmenstruationadet, aybaşı, reglmenstruousaybaşı, reglmenstruumçözücü madde, eritici maddemensurableölçülebilir, ölçülümensuralölçme, ölçüye aitmensurationölçmemenswearerkek giyim mağazasımentalakıl, ruhsal, zekâ, zihinselmentalityanlayış, düşünce tarzı, zekâ, zihniyetmentallyakli, zekâ olarak, zihinsel olarakmentholmentol, nane özümentionanma, anmak, bahsetmek, dile getirmek, ima, ima etmek, mansiyon, söyleme, söz etmekmentionedadı geçen, bahsedilmiş olan, sözü geçenmentioninganmak, bahsetmek, dile getirmek, ima etmek, söz etmekmentorakıl hocası, danışmanmentorsakıl hocası, danışmanmenumenü, mönü, yemek listesimeowmiyav, miyavlama, miyavlamakmephistopheleanhaince, şeytancamephistopheleshain tip, mefisto, şeytanmephistophelianhaince, şeytancamephiticpis kokulu, zehirleyicimephitisbataklık zehirli gazı, zehirli pis kokumercantileticaret, ticarimercantilismticaret anlayışımercatormerkatormercenaryçıkarcı, paragöz, paralı, paralı asker, ücretlimercerkumaşçımercerizekumaşı parlatmak, merserize etmekmercerizingkumaşı parlatmak, merserize etmekmerchandisealışveriş etmek, mal, satılık eşya, ticaret yapmakmerchandisingalışveriş etmek, ticaret yapmakmerchanttacir, ticarete ait, ticari, tüccarmerchantablesatılabilirmerchantmanticaret gemisi, yük gemisimerchantshipticaret gemisi, yük gemisimercifulbağışlayıcı, insaflı, merhametlimercifullymerhametle, merhametlicemercifulnessmerhametlilikmercilessacımasız, amansız, insafsız, merhametsizmercilesslyacımasızca, insafsızca, merhametsizcemercurialcanlı, cıva gibi, cıvalı, dakikası dakikasına uymayan, değişkenmercuriciki değerli cıvalımercuroustek değerli cıvalımercurycıva, yerfesleğenimercyaf, aman, insaf, merhamet, merhametlilik, rahmetmeregöl, katkısız, sade, saf, sırfmerelyancak, sade, sadece, sırf, yalnızmeretriciouscafcaflı, gösterişli, süslü püslümeretriciouslycafcaflı, gösterişli, süslü püslümergansertesteregagalı ördekmergebirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergedbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergerbirleşmemergesbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmergingbirleşmek, karışmak, kaynaşmakmeridiandoruk, dorukta olan, meridyen, öğle vakti olan, öğlen, zirvemeridiansdoruk, meridyen, zirvemeridionalgüney, güney fransalı, güneyli, meridyen, meridyen gibimeringuebezemeringuesbezemerinomerinosmeritdeğer, değmek, erdem, fazilet, hak etmek, layık olmak, meziyet, yararlıkmeriteddeğmek, hak etmek, layık olmakmeritingdeğmek, hak etmek, layık olmakmeritoriousdeğerli, övülmeğe değermerlonmazgallar arasındaki sipermermaiddeniz kızımermandeniz adamımerrilymutlu olarak, neşeylemerrimentcümbüş, eğlence, neşemerrykeyifli, mutlu, neşe verici, neşeli, şenmerrymakingcümbüş, eğlence, neşeli, şenmerrythoughtlades kemiğimesadüz tepe, yüksek ovamescaldikensiz kaktüsmescalinemeskalinmesdamesbayanlar, hanımlarmesdemoisellesgenç bayanlar, matmazellermeseemsbana göre, bana öyle geliyor kimesenterymesentermeshağ, ağ gözü, ağ ile tutmak, birbirine geçme, birbirine geçmek, tuzağa düşürmekmeshedağ ile tutmak, birbirine geçmek, tuzağa düşürmekmeshuggahçatlak, delimeshworkağ örgüsümesialortamesmerismipnotizma, ipnoz, manyetizmamesmerizeipnotize etmekmesmerizedipnotize etmekmesmerizingipnotize etmekmesonmesonmesophyllmezofil, yaprak iç dokusumesopotamiaelcezire, irak, mezopotamyamesotronmesotronmesozoicikinci zamana ait, mesozoikmespotelcezire, irak, mezopotamyamessasker sofrası, asker sofrasında yemek yemek, bozmak, çorba, karışık şey, karışık yemek, karışıklık, karıştırmak, karmakarışık, karmakarışıklık, kirletmek, manga, pisletmek, pislik, sofra arkadaşlarımessagehaber, mesajmessageshaber, mesajmessengerhaberci, kurye, ulakmessiahisa peygamber, kurtarıcı, mesihmessianicmesih, mesihe aitmessierdağınık, karmakarışık, karman çorman, pasaklı, pismessieursbaylar, beyler, efendilermessingasker sofrasında yemek yemek, bozmak, karıştırmak, kirletmek, pisletmekmessrsbaylar, beyler, efendilermessydağınık, karmakarışık, karman çorman, pasaklı, pismestizokırma, melez, metismetabolicmetabolikmetabolismmetabolizmametacarpuseltarağımetagalaxykâinatmetageölçme, ölçüm, ölçüm ücretimetalkırık taş, maden, metâlmetallicmadeni, madenli, metâlikmetallizemadenle kaplamak, metâllemekmetallographymetâlografimetallurgicmetâlurji, metâlurjikmetallurgicalmetâlurji, metalurjikmetallurgymaden bilimi, metâlurjimetalsmadenler, metâller, raylarmetalworkmadeni eşyalar, metal işimetalworkerdökümcü, maden işçisimetamorphosebaşkalaşmak, başkalaştırmak, değiştirmekmetamorphosisbaşkalaşım, değişim, metâmorfozmetaphoristiare, mecazmetaphoricmecazimetaphoricalmecazimetaphraseaynen tercüme, kelimesi kelimesine tercüme, kelimesi kelimesine tercüme etmekmetaphysicaldoğaüstü, metafizikselmetaphysicianmetafizikçimetaphysicsfizikötesi, metafizikmetastasisbaşka organlara bulaşma, metastaz, yayılmametatarsalayaktarağına aitmetatarsusayaktarağımetathesisharf ve seslerin yer değiştirmesi, şartların terine dönmesimetebölüştürmek, ölçmekmetempsychosisruh geçişmesi, ruhun başka vücuda geçmesimeteorakanyıldız, göktaşı, meteormeteoricçok hızlı, göktaşı gibi, hava olayları ile ilgili, meteor, parlak, şimşek gibimeteoritegöktaşı, yere düşen meteormeteorologicmeteorolojikmeteorologicalmeteorolojikmeteorologistmeteoroloji uzmanımeteorologyhava şartları bilgisi, meteorolojimetermetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmeteringölçmekmetersmetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmethanemetanmethanolmetanolmethinksgaliba, öyle geliyor ki, sanırımmethoddüzen, metod, tarz, usul, yöntemmethodicaldüzenli, sistemli, usule uygunmethodistmetodistmethodizedüzenlemek, sistemleştirmekmethodologymetodoloji, yöntembilimmethodsdüzen, metod, tarz, usul, yöntemmethoughtbana öyle geldi ki, sandım ki, zannettim kimethuselahçok yaşlı adam, ihtiyar adammethylmetilmethylenemetilenmeticouslyözenle, titizliklemeticulousçok dikkatli, kılı kırk yaran, titizmeticulouslyözenle, titizliklemeticulousnesstitizlikmetieriş, meslekmétieriş, meslekmetisavrupalı-kızılderili melezimetonymyad değişimi, benzerinin ismini kullanma, kinayemetopeçatı sütunu tepe taşı, metopmetremetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmetresmetre, ölçmek, ölçü, saat, sayaç, taksimetre, vezinmetricmetre sistemine göre, metrik, vezne aitmetricalmetre sistemine göre, metrik, vezne aitmetricallymetre sistemine göre, ölçüylemetricatemetrik sisteme çevirmekmetrifymetreye çevirmekmetrometrometrologymetroloji, ölçme bilimimetronomemetronom, tempo ölçermetropolisbaşkent, büyük şehirmetropolitanbaşkent, başkentli, başpiskoposa aitmettleataklık, ateş, hırs, şevkmettledatak, ateşli, canlımettlesomeatak, ateşli, canlımewhapsetmek, kafes, kafese koymak, martı, miyavlama, miyavlamakmewlbebek gibi ağlamak, zayıf sesle ağlamakmexicanmeksika, meksikalı, meksikanmexicansmeksikalımexicomeksikamezzanineara kat, asma katmezzoorta, yarımmezzotintbakır klişe, bakır klişe ile basmakmhoiletkenlik birimimimi, mi notasımiaoumiyav, miyavlama, miyavlamakmiaowmiyav, miyavlama, miyavlamakmiasmamikroplu hava, miyasma, pis havamiasmalmikroplu, pis, zehirlimiasmaticmikroplu, pis, zehirlimicamikamicaceousmika benzeri, mikalımicefareler, korkaklarmichiganmichiganmickirlandalımickeymikimickleaz miktar, küçük miktarmicroküçük, mikro, mini, ufakmicrobemikropmicrobiologyhücrebilimi, mikrobiyolojimicrochemistrymikrokimyamicrocircuitmikrodevremicrocomputermikrobilgisayarmicrocopyküçük kopyamicrocosminsan, küçük evrenmicrofilmmikrofilmmicrometermikrometremicronmikronmicroorganismmikroorganizma, mikropmicrophonemikrofonmicroprocessormikroişlemcimicroscopemikroskopmicroscopicmikroskobikmicroscopicalmikroskobikmicrotomemikroskobik dilimleme aletimicrovoltmikrovoltmicrowavemikrodalgamicrowaveablemikrodalgada yapılabilirmicturateişemek, su dökmekmicturitionişeme, sık işeme hastalığı, su dökmemidarasında, orta, ortadakimidbrainbeynin ortasımiddayöğle vakti, öğlenmiddençöp yığını, gübrelik, mezbelemiddlearadaki, orta, orta kısım, orta yer, ortadakimiddleagedorta yaşlımiddlebrowaz kültürlü, sıradan zevkleri olanmiddlemanaracı, komisyoncu, madrabazmiddlemenaracı, komisyoncu, madrabazmiddlemosten ortadaki, tam ortadakimiddleweightorta sikletmiddlingorta, orta halli, şöyle böylemiddlingsorta kalitede ürünmiddydeniz asteğmeni, deniz harp okulu öğrencisi, denizci yakalı bluzmidgetatarcık, titrer sinekmidgetcüce, mini, minicik, minyon tip, ufak yapılı kimsemidibaldıra kadar giysi, midimidlandülkenin iç kısmımidmosten ortadaki, tam ortadakimidnightgece yarısımidpointgöbek, orta nokta, orta yermidribyaprak orta damarımidriffdiaframmidshipmandeniz asteğmeni, deniz harp okulu öğrencisimidshipsgemi ortası, geminin ortasındamidstorta, orta yer, ortasındamidsummeryaz dönümü, yaz ortasımidtermsömestrmidwayfuarda panayır bölümü, yarı yolda, yarı yoldakimidweekhafta ortasımidwifeebemidwiferyebelikmidwinterkarakış, kış ortasımidyearyıl ortası, yıl ortası sınavı, yıl ortasındakimieneda, görünüş, surat, tavır, yüzmiffdarılma, gücendirmek, kavga, keyfini kaçırmak, küsme, küstürmekmiffedgücendirmek, keyfini kaçırmak, küstürmekmight-abilmek, -ebilmek, güç, kuvvet, mümkün olmak, olası olmak, zormightilyçok fazla, kuvvetle, kuvvetlicemightinessgüçlülükmightyaziz, büyük, güçlü, kuvvetli, muazzam, pek çok, zorlumıghtyaziz, büyük, güçlü, kuvvetli, muazzam, pek çok, zorlumigrainemigren, yarım başağrısımigrantgöçebe, göçmenmigrantsgöçmenmigrategöç etmek, göçmekmigrationgöç, göçme, göçmenlik, hicretmigratorygöç, göçebe, göçmen, seyyarmikadojapon imparatoru, mikadomikemikrofonmilbin, binde birmiladyingiliz asilzadesi kadın, şık ve havalı kadınmilagemil hesabı ile ücret, mil olarak alınan yol, mil olarak uzaklıkmilchsağmal, süt verenmildhafif, ılıman, ılımlı, kibar, nazik, yumuşakmildewküf, küflendirmek, küflenmekmildewedküflendirmek, küflenmekmildewyküflümildlykibarcamildnessılımanlık, ılımlılık, nezaket, yumuşaklıkmilekara mili, milmileagemil hesabı ücret, mil olarak alınan yol, mil olarak uzaklıkmilepostmil işaretimileskara mili, milmilestonedönüm noktası, kilometre taşı, mil taşımilfoilcivanperçemimilieuçevre, muhitmilimetermilimetremilinerkadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimilinerykadın şapkacılığı, kadın şapkaları, tuhafiyemilitancyataklık, azimlilik, saldırganlıkmilitantatak, azimli, kavgacı, militan, saldırgan, saldırgan tipmilitarismasker zihniyeti, militarizm, savaşçı siyasetmilitaristmilitaristmilitarizationaskerileştirmemilitaryaskeri, ordumilitateağır basmak, etkilemekmilitiamilis, yedek askermilitiamanyedek ermilksağmak, sütmilkersüt ineği, süt sağıcımilkinesssüt gibi olma, uysallık, yumuşak başlılıkmilkingsağmamilkmaidsağıcı kız, sütçü kızmilkmansağıcı adam, sütçümilkshakemilk shakemilksopkorkak, lâpacı, muhallebi çocuğumilkysüt gibi, sütlü, uysalmilkywaysamanyolumillçentiklemek, çırpmak, değirmen, doların binde biri, fabrika, imalathane, mengene, öğütmek, tırtıklamakmilldamdeğirmen barajımilledçekilmiş, çentikli, kenarı tırtıllı, öğütülmüş, tırtıklı, tırtıllımillenarianbin yıllık, bin yıllık barış ve refah dönemi, binincimillenarismbin yıllık barış ve refaha inanmamillenarybin yıllık, bininci yıla ait, bininci yıldönümümillennialbin yıllıkmillenniumbin yıllık dönem, bin yıllık refah dönemimillepedekırkayakmillerdeğirmen makinası, değirmenci, pervanemiller’sdeğirmen makinası, değirmenci, pervanemillesimalbinde bir, binde bir olan, binde birlikmilletakdarı, darımilliardmilyarmilliarymil, mile aitmilligrammiligrammilligrammemiligrammilligramsmiligrammillilitermililitremillilitremililitremillimetermilimetremillimicronmilimikronmillinerkadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimillinerskadın şapkacısı, şapkacı, tuhafiyecimillinerykadın şapkacılığı, kadın şapkaları, tuhafiyemillingdeğirmencilik, paranın kenarındaki tırtıllarmillionmilyonmillionairemilyonermillionsmilyonmillipedkırkayakmillipedekırkayakmillracedeğirmen deresi, değirmen suyumillstonedeğirmentaşımillwrightdeğirmen yapan usta, değirmencimilordingiliz asilzadesimilquetoastçekingen kimse, korkak, sümsük tipmiltbalık menisi, balık spermimimemim, mim oynamak, pandomimci, sessiz tiyatro, taklit etmek, taklitçimimeographteksir makinası, teksir makinası ile çoğaltmakmimesmim, mim oynamak, pandomimci, sessiz tiyatro, taklit etmek, taklitçimimesisbenzeme, benzetme, taklitmimetictaklit edenmimicbenzemek, pandomimaya değin, taklidini yapmak, taklit, taklit eden, taklit etmek, taklitçimimickingbenzemek, taklidini yapmak, taklit etmekmimicrybenzeme, benzerlik, taklit, taklit etme, taklitçilikmimosaküstümotu, mimozaminamina, yunan ağırlık birimiminaciouskorkutucu, tehdit eden, tehditkârminaretminareminatorykorkutucu, tehdit eden, tehditkârminceince doğramak, kırıtmak, kıyma, kıymak, önemsiz göstermekmincedkıyılmışmincemeatturta harcı, üzümlü ve elmalı tart harcımincingçıtkırıldım, kırıtkan, kıyım, kıymamindakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinmind!akıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinmindbendingbunaltıcı, hayal gördüren, kafa karıştıran, şaşırtıcımindedfikirli, istekli, niyetlimindfuldikkatli, düşünceli, unutmayanmindingaldırış etmek, aldırmak, dikkat etmek, dikkatli olmak, endişelenmek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemekmindlessakılsız, akılsızca yapılan, dikkatsiz, düşüncesizmindsakıl, aldırış etmek, aldırmak, bellek, dikkat etmek, dikkatli olmak, düşünce, endişelenmek, fikir, hafıza, istek, itaat etmek, kafaya takmak, karşı çıkmak, kulak vermek, önemsemek, şuur, us, zihinminebenim, benimki, kazıp çıkarmak, kazmak, lağım, maden, maden işletmek, maden ocağı, mayın, mayın döşemek, memba, sinsice bozmak, torpil, tünel kazmakminedmayın döşenmiş, mayınlıminefieldmayın tarlasıminerdelik açan kurtçuk, lâğımcı, madenci, mayıncımineralmaden, madeni, madensel, madensel tuz, mineralmineralizemadenleştirmek, mineralize etmek, mineralleştirmekmineralogymadenler ilmi, mineralojimineralojymadenler ilmi, mineralojimineralsmadensel maddeler, mineraller, sodalı içeceklermineshaftmaden kuyusuminestroneetli ve sebzeli italyan çorbasıminesweepmayın tarama gemisiminesweepermayın tarama gemisiminglekarışmak, karıştırmak, katılmak, katmakmingledkarışmışminglingkarışmak, karıştırmak, katılmak, katmakmingycimriminikısa, küçük, mini, mini etek, ufak arabaminiatureçok küçük, küçücük, minyatür, minyatür yapmakminiaturistminyatürcüminiaturizeküçültmek, minyatürünü yapmakminibarmini-barminibikeküçük motosikletminibusminibüsminibusesminibüsminibussesminibüsminicabküçük taksiminifyküçültmek, önemini azaltmakminikinküçük adam, ufacık şeyminimdamla, yarım notaminimalasgari, en az, en düşükminimiseazaltmak, küçültmek, küçümsemekminimizeazaltmak, küçültmek, küçümsemekminimumasgari, en az, en düşük, en küçük, minimum, minimum değerminingmadencilik, mayın döşememiniondalkavuk, emir altındaki kimse, gözde, köle, peyk, uyduminiskirtmini etekministerbakan, papaz, vaiz, vekilministerialbakanlık, orta elçilik, papazlıkministersbakan, papaz, vaiz, vekilministrationhizmetministrationshizmetministriesbakanlık, hizmet, papazlık, vekillikministrybakanlık, hizmet, papazlık, vekillikminiumkırmızı kurşun tuzu, parlak kırmızı renk, vermilyonminiverresmi elbise süsü kürkminkamerika vizonu, vizonminorikinci derecede, ikincil, küçük, reşit olmayan, reşit olmayan kimse, üniversitede ikinci branşminorityazınlık, azlık, reşit olmamaminorsküçük, reşit olmayan kimse, üniversitede ikinci branşminotauryarı insan yarı boğa canavarminsculeküçük, küçük harf, küçük harfle el yazısı, küçük harfle yazılı, minik, miniskül, ufacıkminsterkatedral, manastır kilisesiminstrelaşık, ortaçağ halk şairi, ozanminstrelsyaşıklık, ozanlık, saz şairlerimintdarphane, icat etmek, nane, para basmak, uydurmakmintagebasılan para, para basmamintedicat etmek, para basmak, uydurmakmintingicat etmek, para basmak, uydurmakminuendeksiltilen sayıminuetağır tempolu bir dans, menüetminusaşağı, çıkarsa, çıktı, eksi, eksik, negatif, sıfırın altındaminusculeküçük, küçük harf, küçük harfle el yazısı, küçük harfle yazılı, minik, miniskül, ufacıkminutean, ayrıntılı, dakik, dakika, minik, önemsiz, saat tutmak, tutanak tutmak, ufacık, zabıt tutmakminute’skayıt, tutanak, zabıtminutelydikkatle, inceden inceye, özenleminutenessufacık olmaminuteskayıt, tutanak, zabıtminute’skayıt, tutanak, zabıtminutestayrıntılı, dakik, minik, önemsiz, ufacıkminutiaeönemsiz ayrıntılarminxfingirdek kız, sürtükmiraclealâmet, harika, harika şey, keramet, mucizemiraculousmucize eseri, mucize yaratan, mucizevi, olağanüstümirageılgım, serapmirebatak, çamur, çamura batırmak, çamura batmak, çamurlamak, pislikmiredçamura batırmak, çamura batmak, çamurlamakmirroraksetmek, ayna, yansıtmakmirroredaynalımirroringaksetmek, yansıtmakmirthgülme, neşe, sevinçmirthfulneşeli, şen, sevinçlimirthlessneşesizmirybatak, çamurlu, pismirzamirza, prensmiskötü, ters, yanlışmisadventureaksilik, kaza, terslikmisadvisekötü öğüt vermek, kötü yol göstermekmisallianceuygunsuz birliktelik, yanlış evlilikmisanthropeinsanları sevmeyen kimsemisanthropicinsanları sevmeyenmisanthropistinsanları sevmeyen kimsemisanthropyinsan sevmeme, insanlardan nefret etmemisapplicationyanlış uygulamamisappliedboşa harcamak, yanlış uygulamak, yerinde kullanmamakmisapplyboşa harcamak, yanlış uygulamak, yerinde kullanmamakmisapprehendyanılmak, yanlış anlamakmisapprehensionyanılma, yanlış anlamamisappropriateemanete hıyanet etmek, kötüye kullanmak, zimmete geçirmekmisappropriationemanete hıyanet, güveni kötüye kullanma, suistimalmisbecomeuygun olmamakmisbegottenalçak, gayri meşru, piçmisbehaveedepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehavededepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehavingedepsizlik etmek, yaramazlık etmekmisbehaviorterbiyesizlik, yaramazlıkmisbehaviourterbiyesizlik, yaramazlıkmisbeliefinançsızlık, yanlış inançmisbelieveinanmamak, yanlış inancı olmakmisbelieverimansız, kâfirmiscalculatehesap hatası yapmak, yanlış hesaplamakmiscalculationyanlış hesapmiscallsövüp saymak, yanlış adlandırmak, yanlış karar vermekmiscarriagebaşarısızlık, boşa çıkma, çocuk düşürme, düşük, suya düşmemiscarrybaşaramamak, çocuk düşürmek, düşük yapmak, suya düşmek, ters gitmekmiscegenationbeyazlarla zencilerin melezleşmesi, ırkların karışmasımiscellaneousçeşitli, karışık, türlü türlümiscellanyderlememischanceşanssızlık, tâlihsizlikmischieffesat, hasar, haylazlık, şeytanlık, yaramazlık, zararmischievousafacan, yaramaz, zarar verici, zararlımischievousnessyaramazlıkmischooseyanlış seçim yapmak, yanlış seçmekmisciblekarıştırılabilirmisconceiveyanlış kavramakmisconceivedyanlış kavramakmisconceptionyanlış kanı, yanlış kavramamisconductkötü davranış, kötü idare, kötü idare etmek, zinamisconstructionyanlış anlama, yanlış yorumlamamisconstruetersinden anlamak, yanlış anlamak, yanlış yorumlamakmiscreantimansız, kötü, kötü kimse, zalimmiscuedalgınlıkla yapılan hata, yanlış, yanlış vuruş yapmamisdeedkötü hareket, kötülük, suçmisdeedskötü hareket, kötülük, suçmisdeemyanlış hüküm vermekmisdemeankötü davranmakmisdemeanantkabahatli kimse, suçlumisdemeanorkötü davranış, suçmisdemeanorskötü davranış, suçmisdemeanourkötü davranış, suçmisdirectyanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisdirectedyanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisdirectionyanlış yol gösterme, yanlış yönlendirmemisdokötülük yapmak, yanlış yapmakmisdoingkötülükmisdoubtşüphe, şüphe etmekmisemploykötüye kullanmak, suistimal etmekmisercimri, paragöz, pintimiserableacınacak halde, berbat, perişan, sefil, zavallımiserablyberbat şekilde, sefil bir haldemisericordiamerhametmiserlinesscimrilik, paragözlükmiserlycimrice, çok küçük, tamahkârmiseryacı, hınzır, ızdırap, sefalet, yoksullukmisfireanlaşılmamak, ateş almama, ateş almamak, tekleme, teklemekmisfiringanlaşılmamak, ateş almamak, teklemekmisfituymama, uymayan şey, uyumsuz tipmisfortuneaksilik, belâ, felâket, kaza, şanssızlık, tâlihsizlik, terslikmisfortunesaksilik, belâ, felâket, kaza, şanssızlık, tâlihsizlik, terslikmisgivenkuşkulandırmak, şüpheye düşürmekmisgivingkorku, kuruntu, kuşkumisgivingskorku, kuruntu, kuşkumisgovernkötü yönetmekmisgovernmentkötü yönetimmisguidedbaştan çıkarmak, kötü yola sevketmek, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmisguidingbaştan çıkarmak, kötü yola sevketmek, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmekmishandlehor kullanmak, kötü davranmak, kötü idare etmekmishandlinghor kullanmak, kötü davranmak, kötü idare etmekmishapaksilik, felâket, kaza, tâlihsizlikmishapsaksilik, felâket, kaza, tâlihsizlikmishitkötü vuruş, kötü vuruş yapmakmishmashkarışıklık, karmakarışıklıkmisinformyanlış bilgi vermekmisinformationyanlış bilgimisinformedyanlış bilgi vermekmisinterpretyanlış anlamak, yanlış yorumlamakmisinterpretationyanlış yorumlamamisjudgeyanlış değerlendirmek, yanlış hüküm vermekmisjudgedyanlış değerlendirmek, yanlış hüküm vermekmisjudgmentyanlış hükümmislaidkaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmislaykaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmislayingkaybetmek, yanlış yere koymak, yerine koymamakmisleadşaşırtmak, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmek, yoldan çıkarmakmisleadinggöz boyama, göz boyayıcı, şaşırtma, yanıltıcımisledşaşırtmak, yanlış yol göstermek, yanlış yönlendirmek, yoldan çıkarmakmismanageidare edememek, kötü yönetmekmismanagementkötü yönetimmismarriageuygunsuz evlilik, yanlış evlilikmismatchbirbirine uymama, birbirine uymamak, uyumsuz olmak, uyumsuzlukmismatchedbirbirine uymamak, uyumsuz olmakmisnameismini şaşırmak, yanlış adlandırmak, yanlış isimle çağırmakmisnomerisim hatası, yanlış ad, yanlış isim kullanmamisogynistkadın düşmanımisogynouskadın düşmanımisplaceyanlış yere koymak, yanlış yerleştirmekmisplacedyanlış yere koymak, yanlış yerleştirmekmisplacementyanlış yere koymamisplayhatalı oynama, yanlış oyunmisprintbaskı hatası, baskı hatası yapmak, yanlış basmakmisprisiongörevi kötüye kullanma, küçük görme, suça göz yummamisprizehor görmek, küçük görmekmispronounceyanlış telâffuz etmekmisquotationyanlış aktarmamisquoteyanlış aktarmak, yanlış tekrarlamakmisreadyanlış okumak, yanlış yorumlamakmisreadingyanlış okuma, yanlış yorumlamamisrepresentkötü temsil etmek, yanlış sunmak, yanlış tanıtmakmisrepresentationkötü temsil etme, yanlış tanıtmamisrepresentedkötü temsil etmek, yanlış sunmak, yanlış tanıtmakmisrulekarışıklık, kötü hükümet, kötü yönetim, kötü yönetmekmissaramak, bayan, eksik olmak, gözlemek, hanım, isabet etmeme, ıska, ıskalamak, kaçırmak, karavana, kız, matmazel, özlem duymak, özlemek, vuramamakmissaldua kitabı, katolik dua kitabımissedaramak, eksik olmak, gözlemek, ıskalamak, kaçırmak, özlem duymak, özlemek, vuramamakmissesaramak, bayan, eksik olmak, gözlemek, hanım, isabet etmeme, ıska, ıskalamak, kaçırmak, karavana, kız, matmazel, özlem duymak, özlemek, vuramamakmisshapekötü biçim vermek, şeklini bozmakmisshapedkötü biçim vermek, şeklini bozmakmisshapenbiçimsiz, çirkin, şekilsizmissileatılan şey, füze, mermi, okmissilesatılan şey, füze, mermi, okmissingeksik, kaçırma, kayıp, özlemmissionamaç, elçilik, görev, heyet, ideal, iş, misyon, vazifemissionarymisyonermissionsamaç, elçilik, görev, heyet, ideal, iş, misyon, vazifemissisbayan, hanımmissivemektup, resmi mektup, tezkeremissivesmektup, resmi mektup, tezkeremissourimissourimisspellimlâ hatası yapmak, yanlış yazmak, yazım hatası yapmakmisspendboşa harcamak, kötü harcamakmisspendingboşa harcamak, kötü harcamakmisspentboşa harcamak, kötü harcamakmisstateyalan anlatmak, yanlış ifade etmekmisstatedyalan anlatmak, yanlış ifade etmekmisstatementyalan ifade, yanlış ifademissushanımefendimissyküçük hanımmistbuğu, buğulamak, çiselemek, duman, karartı, pus, sis, sis kaplamakmistakebaşkası sanmak, hata, karıştırmak, yanılgı, yanılmak, yanlış, yanlış anlamak, yanlışlıkmistakenhatalı, yanlışmistakenlyyanlışlıklamistakesbaşkası sanmak, hata, karıştırmak, yanılgı, yanılmak, yanlış, yanlış anlamak, yanlışlıkmistakingbaşkası sanmak, karıştırmak, yanılmak, yanlış anlamakmistedbuğulamak, çiselemek, sis kaplamakmisterbay, bey, beyefendimistificationaldatma, gizemli bir hava verme, şaşırtmamistimezamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistimedzamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistimingzamanını yanlış tahmin etmek, zamanlama hatası yapmak, zamansız yapmakmistinesssis, sisli olmamistingbuğulamak, çiselemek, sis kaplamakmistletoeökseotumistralkarayel, soğuk karayelmistranslateyanlış çeviri yapmak, yanlış tercüme etmekmistranslationyanlış çeviri, yanlış tercümemistreathor kullanmak, kötü davranmakmistreatedhor kullanmak, kötü davranmakmistreatmenthor kullanma, kötü davranmamistressbayan, hanım, metres, müdire hanım, öğretmenmistrustgüvenmemek, güvensizlik, şüphe, şüphe etmekmistrustedgüvenmemek, şüphe etmekmistrustfulgüvensiz, şüphecimistybelirsiz, bulanık, hayal meyal, puslu, sislimisunderstandters anlamak, yanlış anlamakmisunderstandinganlaşamama, geçimsizlik, yanlış anlama, yanlış anlaşılmamisusagehor kullanma, kötü davranma, yanlış kullanımmisusehırpalamak, hor kullanma, hor kullanmak, kötüye kullanma, kötüye kullanmak, suistimal, suistimal etmek, yanlış kullanma, yanlış kullanmakmiteakar, böcekçik, çocuk, kuruş, mayt, ufacık şey, zerremiteraçıölçer, gönye, piskoposluk tacımithridatepanzehirmitigableazaltılabilir, hafifletilebilir, yatıştırılabilirmitigateazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigatedazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigatingazaltmak, hafifletmek, yatıştırmakmitigationhafifletmemitosiskaryokinezmitrailleusemakinalı tüfek, mitralyözmitralkâlp kapakçığına aitmitreaçıölçer, gönye, piskoposluk tacımittbeysbol eldiveni, boks eldiveni, eldiven, parmaksız eldivenmitteneldiven, tek parmaklı eldivenmittenseldiven, tek parmaklı eldivenmittimusgörevden alma, hapis cezası ilamı, memuriyetten çıkarmamitykurtlu, maytlımitzvahsevap, sünnetmixkarışıklık, karışım, karışma, karışmak, karıştırma, karıştırmak, katmak, kaynaşmak, melezlemek, uyuşmakmixablekarıştırılabilirmixedkarışık, karışmış, karma, katışık, melezmixerkarıştırıcı, mikser, sokulgan kimse, sosyal kimse, tanışma toplantısımixingkarışma, karıştıran, karıştırma, karmamixturekarışım, karışma, karıştırma, kaynaşmamixupanlaşmazlık, karışıklıkmizenmizana direği, mizana yelkenimizzenmizana direği, mizana yelkenimnemonichafıza, hafıza geliştiren, hatırlatıcı ipucumoamoa, yeni zelanda devekuşumoaninilti, inlemekmoaninginilti, inleme, sızlananmoathendek, kale hendeği, kale hendeği ile kuşatmakmoatedkale hendeği ile kuşatılmışmobayaktakımı, çete, halk tabakası, izdiham, kalabalık, toplanmak, topluca saldırmakmobbedtoplanmak, topluca saldırmakmobbingtoplanmak, topluca saldırmakmobileakışkan, değişken, dengede hareket düzeni, gezici, hareketli, oynak, seyyar, yer değiştirebilenmobilisehareketlendirmek, seferber etmek, silâh altına almakmobilityakışkanlık, değişkenlik, hareketlilikmobilizationseferberlikmobilizehareketlendirmek, seferber etmek, silâh altına almakmobilizedseferbermobocracyavam daresi, halk yönetimimobstergangster, haydutmobstersgangster, haydutmoccasinkızılderili çarığı, mokasen, zehirli suyılanımoccasinskızılderili çarığı, mokasen, zehirli suyılanımochakahve, koyun derisi, moha limanımockalay, alay etmek, alay konusu, kalp, maskaralık, sahte, taklit, taklit etmekmockedalay etmek, taklit etmekmockeralaycı kimsemockeryalay, alay edilecek şey, taklitmockingalaycımockingbirdalaycı kuşmodşıkmodalkip, makam, şekilsel, tipikmodalityşekil, tarz, yöntemmodebiçim, kip, makam, moda, tarz, tipik değer, üslup, yöntemmodelbiçimlendirmek, kalıbını çıkarmak, kalıp, manken, model, model yapmak, modellik etmek, numune, örneğe göre yapmak, örnek, örnek olanmodeledbiçimlendirmek, kalıbını çıkarmak, model yapmak, modellik etmek, örneğe göre yapmakmodelermodel ressamı, modelcimodelingbiçimlendirme, modelini yapmamodellingbiçimlendirme, modelini yapmamodemmodemmoderatebaşkanlık etmek, hafifletmek, ılıman, ılımlı, ılımlı kimse, makul, ölçülü, orta, yatıştırmak, yumuşamak, yumuşatmakmoderatelyaz çok, ılımlı olarakmoderatenessılımlılıkmoderatingbaşkanlık etmek, hafifletmek, yatıştırmak, yumuşamak, yumuşatmakmoderationılım, ılımlılık, ölçülü olma, ölçülülükmoderatorarabulucu, başkan, ılımlayıcımodernbugünkü, çağcıl, çağdaş, modern, modern kimsemodernisationyenileştirmemodernisemodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernisedmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernismmodernlik, yenilikçilikmodernistyenilikçimodernityçağdaşlık, modernlikmodernizationyenileştirmemodernizemodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernizedmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernizingmodernize etmek, modernleştirmek, yenilemekmodernnessçağcıllık, modernlikmodestalçakgönüllü, gösterişsiz, ılımlı, mütevazi, namuslumodestlyalçakgönüllülükle, mütevazi olarakmodestyalçakgönüllülük, gösterişsizlik, iffet, ılımlılık, tevazumodicumaz miktar, birazmodificationdeğişiklik, değiştirmemodificationsdeğişiklik, değiştirmemodifieddeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodifierdeğiştiren şey, niteleyici, tamamlayıcımodifydeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodifyingdeğişiklik yapmak, değişmek, değiştirmek, hafifletmek, nitelemek, tamlamakmodishmodaya uygun, son modamodishlymodaya uygun olarakmodishnessmodaya uygunlukmodistekadın giyim mağazası sahibi, mağazacımodulatehafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulateshafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulatinghafifleştirmek, sesi ayarlamak, sesini değiştirmekmodulationgeçiş, hafifletme, modülasyonmoduleesas kısım, kapsül, kip, modülmodulesesas kısım, kapsül, kip, modülmodulusmodülmodustarz, usul, yöntemmogulönemli adam, yük lokomotifimohairmoher, tiftikmohammedhazreti muhammed, muhammedmohammedanmüslümanmohammedanismislamiyet, müslümanlıkmoietyhisse, parça, pay, yarımoilağır iş, didinmek, kargaşa, karmaşa, uğraşmakmoirehare, hareli, hareli kumaşmoiréhare, hareli, hareli kumaşmoistıslak, nemli, rutubetli, sulumoistenıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoistenedıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoisteningnemlendirmemoistnessnemlilik, rutubetmoistureıslaklık, nem, rutubetmoisturiserkrem, nemlendiricimoisturizeıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoisturizerkrem, nemlendiricimoisturizingıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmoitherendişeli olmak, şaşırtmakmolarazıdişi, kitleye ait, öğütücü, öğütücü dişmolassesmelas, şeker tortusumoldbiçimlendirmek, gübreli toprak, humuslu toprak, kalıba dökmek, kalıp, küf, küflendirmek, küflenmek, şekil, şekil vermek, yapı, yaradılışmoldavianbuğdan, buğdanlımoldboardsaban demirimoldedbiçimlendirmek, kalıba dökmek, küflendirmek, küflenmek, şekil vermekmolderbiçimlendirici, çürümek, çürütmek, dökmeci, dökülmek, kalıpçı, şekillendiricimolderingçürümek, çürütmek, dökülmekmoldinessküf, küflü olma, küflülükmoldingdöküm, kalıp yapma, korniş, pervaz, süslememoldyküflenmiş, küflümoleben, dalgakıran, grammolekül, köstebek, mendirek, molmolecularmoleküler, moleküllümoleculemolekül, zerremoleculesmolekül, zerremolehillköstebek yuvası, önemsiz şeymoleskinköstebek derisi, pamuklu kadifemolestelle rahatsız etmek, sarkıntılık etmek, taciz etmekmolestationsarkıntılık, tacizmolestedelle rahatsız etmek, sarkıntılık etmek, taciz etmekmollfahişe, gangsterin sevgilisi, orospumollificationdindirme, teskin, yatıştırmamollifygönlünü almak, yatıştırmak, yumuşatmakmollifyinggönlünü almak, yatıştırmak, yumuşatmakmolluscmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmolluscsmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmolluskmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmollusksmolüsk, yumuşakça, yumuşakçalarmollyhanım evlâdı, muhallebi çocuğumollycoddlehanım evlâdı, muhallebi çocuğu, üstüne titremekmollycoddledüstüne titremekmolochdikenli kertenkelemoltderi değiştirme, deri değiştirmek, tüy dökme, tüy dökmekmoltendökme, erimişmoltingderi değiştirme, tüy dökmemoltoçokmolybdenummolibdenmomannemomentan, moment, nüfuz, önemmomentarilyanlık olarak, bir an için, geçici olarakmomentaryanlık, bir an süren, geçicimomentlybir an için, bir anlık, her anmomentousciddi, mühim, önemlimomentouslycidden, önemlemomentsan, moment, nüfuz, önemmoment’san, moment, nüfuz, önemmomentummomentmonpazartesimonacalmanastıra aitmonachalmanastıra aitmonadatom, birim, monad, tek hücreli canlı, zerremonandroustek ercikli, tek kocalımonarchhükümdar, kral, padişahmonarchalhükümdara uygunmonarchickrallık sistemine aitmonarchicalkrallık sistemine aitmonarchistkralcı, monarşi yanlısımonarchyhükümdarlık, monarşimonasterialmanastır ile ilgili, manastıra aitmonasteriesmanastırmonasterymanastırmonastickeşiş, manastıra ait, manastırda yaşayanmonasticalmanastıra aitmondaypazartesimondeçevre, dünyamondialbütün dünyaya ait, dünya çapındamoneciousmonoik, tek evciklimonetarypara, para ile ilgili, parasalmonetizepara olarak tedavüle koymakmoneymangır, nakit, para, tıkırmoneybagpara çuvalı, para torbasımoneyboxkumbaramoneychangersarrafmoneyedparalı, zenginmoneylenderfaizci, tefecimoneylendingfaizcilikmoneylessparasızmoneymakerçok para getirenmoneymakingpara kazanma, para yapmamongersatıcı, tacir, tüccarmongolmoğolmongolianmoğol, moğolcamongoosefiravun faresimongrelkırma, melez, melez hayvan, melez köpekmoniedparalı, zenginmoniesmangır, nakit, para, tıkırmonikerad, isim, lakapmonismbircilik, monizmmonitionihbarname, ihtar, ikaz, uyarımonitorekran, etobur kertenkele, gözlemci öğrenci, gözleme, gözlemek, izleme tertibatı, izlemek, monitor, varanmonitorizegörüntülemek, izlemekmonitorsekran, etobur kertenkele, gözlemci öğrenci, gözleme, gözlemek, izleme tertibatı, izlemek, monitor, varanmonkinzivaya çekilmiş kimse, keşiş, papaz, rahipmonkeykurcalamak, maymun, oynamak, şahmerdan başımonkeyshinesdürüst olmayan hareketler, şakamonkfishkelerbalığı, maymunbalığımonkhoodkeşişler, keşişlikmonkshoodboğanotu, kaplanboğanmonobir, mono, tekmonochromatictek renklimonochrometek renkli resimmonoclemonokl, tek gözlükmonocotyledonmonokotiledon, tek çenekli bitkimonoculartek göz ile kullanılan, tek gözlümonodyses aynılığı, tek sesli mersiye, tek sesli şarkımonogamisttek eşli kimsemonogrambaş harflerle yapılan desen, monogram, yaptırmakmonographmonografi, tek bir konuyu inceleyen yazımonogynoustek karılı, tek pistillimonohydratetek su moleküllü bileşikmonokinitek parça bikinimonolithtek parça anıt, yekpare dikmemonolithictek taştan yapılmış, yekparemonologuemonologmonomaniasabit fikir, sabit fikirlilik, saplantımonomaniacsabit fikirli tip, saplantısı olan kimsemonomialtek kelimeden oluşan, tek terimlimonomoleculartek molekül kalınlığındamonophthongtek seslimonoplanetek kanatlı uçakmonopolisetekel altına almak, tekeline almakmonopolisttekelcimonopolistictekelci, tekele aitmonopolizetekel altına almak, tekeline almakmonopolytekelmonorailtek ray, tek raylı demiryolumonosyllabictek hecelimonosyllabletek heceli kelimemonotheismmonoteizm, tektanrıcılıkmonotheisttektanrıcı kimsemonotheistictek tanrıcılıkla ilgilimonotonemonoton, monoton ses, monoton şey, monotonluk, tekdüzemonotonousmonoton, tekdüzemonotonouslymonoton bir biçimdemonotonymonotonluk, tekdüzelik, yeknesaklıkmonotypemonotip, tek tipmonoxidemonoksitmonsieurbay, bey, mösyömonsoonmevsim rüzgârı, musonmonstercanavar, dev, kocaman, ucubemonstrositycanavar, canavarlıkmonstrousazman, canavar gibi, korkunçmonstrouslycanavarcamontagemontajmontanedağ, dağlarla ilgilimonteispanyol kâğıt oyunumonthaymonthliesaylık dergimonthlyayda bir, ayda bir olan, aylık, aylık dergimonumentabide, anıtmonumentalanıtsal, devasa, heybetlimonumentallyheybetlemonumentsabide, anıtmooböğürme, böğürmekmoochaptal aptal dolaşmak, aşırmak, beleşe konmak, çalmakmoodhava, kip, ruh halimoodinessaksilik, huysuzlukmoodsaksilik, gıcıklık, kıllık, terslikmoodyaksi, bunalım, dengesiz, huysuz, karamsar kimse, kılmooingböğürmemoonay, dalgın dalgın dolaşmak, kamer, mehtapmooneyedgece körü, gözleri faltaşı gibimoonlessaysızmoonlightay ışığı, mehtapmoonlightingek iş olarak gece çalışma, ikinci işte çalışmamoonlitmehtapta olanmoonriseayın doğuşumoonrockaydan alınmış kaya parçası, aytaşımoonsay, dalgın dalgın dolaşmak, kamer, mehtapmoonsetayın batışımoonshineay ışığı, boş lâf, kaçak içki, mehtap, saçmalıkmoonshotaya yolculukmoonstoneaytaşımoonstruckçılgınmoonwalkayda yürüyüşmoonyay gibi, ay ışıklı, dalgınmoorbozkır, demir atmak, demirlemek, kır, palamarla bağlamakmooragedemir atma, gemi bağlama yerimooreddemir atmak, demirlemek, palamarla bağlamakmoorfowlorman tavuğumooringdemir yerimooringsgemi bağlama yeri, palamar, şamandıramoorishfas’a aitmoorlandbozkır, kırmoorsdubalar, palamar, şamandıralarmooseamerika geyiği, kanada geyiğimootmünazara, tartışılabilir, tartışma, tartışmak, tartışmalımootingtartışmakmopiplik paspas, karışık saç, paspas, paspaslamak, surat ekşitme, suratını ekşitmek, yüz buruşturma, yüzünü buruşturmakmopecanı sıkkın olmak, sıkıcı tip, sıkmak, üzgün olmak, üzmekmopedmoped, motosikletmopesdert, sıkıntı, tasa, üzüntümopingcanı sıkkın olmak, sıkmak, üzgün olmak, üzmekmopishgamlı, kasvetlimoppetçocukmoppingpaspaslamak, suratını ekşitmek, yüzünü buruşturmakmoquetteyünlü kadife döşemelik kumaş, yünlü kadife halımorainebuzultaş, morenmoralahlâk dersi, ahlâki, ahlâklı, dürüst, kıssadan hisse, manevi, medeni cesaret, törelmoralemanevi güç, maneviyat, moralmoralistahlâkçı, törebilimcimoralityahlâk, törellikmoralizationahlâk yönünden değerlendirmemoralizeahlâk dersi vermek, ahlâk öğretmekmoralizingahlâk dersi vermek, ahlâk öğretmekmorallyahlâkça, manevi olarakmoralsahlâk, ders, özdeyiş, töremorassbatak, bataklık, sazlıkmoratoriumborçların ertelenmesi, moratoryummoratoryborçları erteleyenmoraymuranamorbidhastalıklı, marazi, marazi şeylere ilgi duyanmorbidityhastalıklılıkmorbidlymarazi olarakmorbidnesshastalık oranı, marazi şeylere aşırı ilgimordaciousalaycı, iğneleyici, iğneli, keskinmordacitykeskinlikmordantbakır oymacılığı ilacı, dokunaklı, içe işleyen, içine işleyen, iğneleyici, iğneli, renk sabitleştirici, renk sabitleştirici ilaçmordentmelodi süsleme türü, mordanmorebir kat daha, çok, daha, daha çok, daha fazla, fazla şey, fazlalıkbiraz tür kumaşmorelkuzumantarı, siyah mantarmorellovişnemoreoverbir de, bundan başka, dahası, diğer taraftan, üstelikmoresadetler, gelenekler, törelermoresquefas, mağribimorganaticdengi dengine olmayanmorguemorgmoribundcan çekişen, ölmek üzeremorionmiğfermornsabah, yarınmorningbaşlangıç, sabahmorofilipinli müslümanmoroccanfas, faslımoroccofasmorongeri zekâlı, moronmoronicgeri zekâlı gibimoroseasık suratlı, somurtkan, suratsızmorosenesssuratsızlıkmorositysomurtkanlıkmorphememorfemmorpheusmorfeus, rüya tanrısımorphiamorfinmorphinemorfinmorphologicalmorfolojikmorphologymorfoloji, şekilbilimmorrisbahar dansımorrowertesi gün, sabah, yarınmorsemorsmorsellokma, parçamorselslokma, parçamortalfani, insan, öldürücü, ölüm, ölümcül, ölümlümortalityinsanlık, insanoğlu, ölüm oranı, ölümlülükmortallyciddi, dehşetle, ölecek şekildemortalsinsan, ölümlümortarharç, harç ile sıvamak, havan, sıva yapmakmortarboardharç tahtası, kep, üniversite mezuniyet kepimortaredharç ile sıvamak, sıva yapmakmortgageipotek, ipotek etmek, rehinmortgagedipoteklimortgageeipotek yapan alacak sahibimortgageripotek ettiren borçlumortgagesipotek, ipotek etmek, rehinmortgagingrehin vermekmortgagoripotek ettiren borçlumorticedelik, yuva, zıvanamorticiancenaze kaldırıcısımortificationaşağılama, kangren, onuru kırılmamortifiedincitmek, kangren olmak, utandırmakmortifyincitmek, kangren olmak, utandırmakmortifyingincitmek, kangren olmak, utandırmakmortisedelik, yuva, zıvana, zıvana açmakmortuarymorg, ölüm, ölüme aitmosaicmozaikmosesmusamoseyayrılmak, dolaşmak, gezinmekmoslemislam, müslümanmosquecami, mescitmosquitosivrisinekmosquitoessivrisinekmossbataklık, karayosun, liken, yosunmossbackörümcek kafalı kimse, yosun kaplı balık, yosun kaplı yaşlı kaplumbağamosstrooperbataklık eşkiyasımossyyosunlumostçoğu, en, en çok, en fazla, en fazla miktar, en fazlası, pek çokmostlybaşlıca, çoğunlukla, geneldemotnüktemotetoz tanesi, zerremotelmotelmotetmüziksiz çok sesli ilahimothgüve, pervanemothballnaftalin topu, vakumlu plastik kılıfmotheateneski püskü, güve yemişmotherana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemotherhoodanalık, annelikmotherinlawkayınvalide, kaynanamotherlandmemleket, vatanmotherlessanasız, annesiz, öksüzmotherlikeana gibi, anne gibimotherlyana gibimotherofpearlsedefmothersana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemother’sana, anne, anne gibi bakmak, annelik etmek, validemothspulkanatlılarmothygüve dolu, güvelimotifmotif, örgemotilehareket edebilen, kendiliğinden hareket edenmotiondevinim, el ile işaret etmek, hareket, önerge, teklifmotionlesshareketsizmotivatehareket ettirmek, motive etmekmotivatedhareket ettirmek, motive etmekmotivatinghareket ettirmek, motive etmekmotivationdürtü, güdü, hareket ettirme, motivasyonmotiveâmil, dürtü, güdü, hareket ettirici, nedenmotivityhareket kuvveti, tahrik kuvvetimotleyçeşit çeşit, karışık, rengârenk, rengârenk giysi, renk renk, uyumsuz karışımmotoraraba, arabayla götürmek, hareket ettirici, makina, motor, otomobil, otomobille gitmekmotorbikemotosikletmotorboatmotorbot, motorlu teknemotorbusotobüsmotorcadekonvoymotorcararaba, otomobilmotorcyclemotosikletmotoredarabayla götürmek, otomobille gitmekmotorinemotor yağımotoringarabayla götürmek, otomobille gitmekmotoristaraba kullanan kimse, otomobil kullanan kimsemotorizemotor takmak, motorize etmekmotorizedmotor takmak, motorize etmekmotorsaraba, arabayla götürmek, makina, motor, otomobil, otomobille gitmekmotorwayasfalt, ekspres yol, karayolu, otoban, otoyolmotorwaysasfalt, ekspres yol, karayolu, otoban, otoyolmottehöyükmottlebenek, beneklemek, leke, lekelemekmottledalacalı, beneklimottlingbenek, beneklemek, leke, lekelemekmottoarma simgesi, özlü söz, parola, vecizemoufflonmuflon, yabani koyunmouflonmuflon, yabani koyunmoujikmujik, rus köylüsümouldbiçimlendirmek, gübreli toprak, humuslu toprak, kalıba dökmek, kalıp, küf, küflendirmek, küflenmek, şekil, şekil vermek, yapı, yaradılışmouldboardsaban demirimoulderbiçimlendirici, çürümek, çürütmek, dökmeci, dökülmek, kalıpçı, şekillendiricimouldinessküf, küflü olma, küflülükmouldingdöküm, kalıp yapma, korniş, pervaz, süslememouldyküflenmiş, küflümoultderi değiştirme, deri değiştirmek, tüy dökme, tüy dökmekmoultingderi değiştirme, tüy dökmemoundöbek, tepecik, tepecikler yapmak, toprak yığını, tümsek, tümsek yapmak, yığınmountaltlık, bindirmek, binek hayvanı, binmek, çerçeve, çerçevelemek, çıkmak, dağ, dayanak, düzenlemek, monte etmek, oturtmak, tepe, üzerine çıkmak, üzerine yerleştirmekmountaindağmountaineedağa tırmanmak, dağcı, dağlımountaineerdağa tırmanmak, dağcı, dağlımountaineeringdağcılıkmountainousdağ gibi, dağlı, dağlıkmountainydağ gibi, dağlı, dağlıkmountaniousdağ gibi, dağlı, dağlıkmountebankşarlatanmountedatlı, binmiş, kakma, mukavvaya yapıştırılmış, takılımountieatlı polismountingaltlık, binme, destek, montajmournağlamak, matem tutmak, yas tutmakmournermatemli kimse, yaslı kimsemournfulhazin, kederli, yaslımournfullykederlemourningacılı, ağıt, karalar, matem, matem elbisesi, yasmousefare, fare avlamak, fare tutmak, mouse, sıçanmouseholefare deliğimouseleumanıt mezar, anıtkabir, mozole, türbemouseravcı kedimousetrapfare kapanı, kalitesiz peynirmouseyçekingen, fare gibi, mahçup, ürkekmousseçırpılmış tatlı krema, köpük, saç köpüğümoustachebıyıkmousturizingıslatmak, nemlendirmek, nemlenmekmousyçekingen, fare gibi, mahçup, ürkekmouthağız, dudak bükmek, geme alıştırmak, haliç, surat asma, tane tane söylemekmouthedağızlımouthfulağız dolusu, lokma, söylemesi zor kelimemouthinessgevezelikmouthpieceağızlık, avukat, sözcümouthwashgargaramouthyağzı kalabalık, gevezemoutonişlenmiş koyun derisimovablemenkul, oynatılabilir, taşınabilirmovablesmenkul eşyamovehamle, hareket, hareket etmek, ilerlemek, kımıldamak, kımıldatmak, kıpırdamak, kıpırdanmak, kıpırdatmak, nakil, oynama, oynama sırası, oynamak, oynatmak, tahrik etmek, taşınma, taşınmak, teklif etmek, yer değiştirmekmoveabletaşınırmovedetkilenmişmovementakım, bağırsakların çalışması, hareket, işleme, manevramovementsakım, bağırsakların çalışması, hareket, işleme, manevramoverhareket ettirici, nakliyeci, taşıyıcımoviefilm, sinemamoviesfilmler, sinemamovingdokunaklı, etkili, hareket eden, hareket etme, hareketli, oynama, taşınmamovinglydokunaklı olarakmowbiçmek, ekin yığını, ot yığınımowermakineli tüfek, orakçı, tırpancımowingbiçmekmownbiçmekmrbay, bey, beyefendibay, bey, beyefendimrsbayan, hanımbayan, hanımmsbayan, hanımbayan, hanımmuchçok, çok şey, çokça, fazla, fazlaca, hayli, hemen hemen, önemli şey, pekmuchnessçoklukmucilagezamkmucilaginousyapışkan, zamk gibi, zamklımuckçamur, gübre, gübrelemek, pisletmek, pislikmuckerağır düşüş, kaba adam, kaba kimsemuckheapgübre yığınımuckinggübrelemek, pisletmekmucklebüyük miktar, çok miktarmuckrakerezaletleri ortaya çıkarmak, skandal çıkaran araştırmacımuckypismucoidsümüksümucousbalgam gibi, balgamlı, sümüklümucusbalgam, sümükmudçamurmudbathçamur banyosumuddiedbulandırmak, çamurlamakmuddinessbulanıklık, çamurlulukmuddlebecerememek, karışık şey, karışıklık, karıştırmak, şaşkınlık, sersemlik, yüzüne gözüne bulaştırmakmuddledbecerememek, karıştırmak, yüzüne gözüne bulaştırmakmuddleheadedsersemmuddlingsersemleyicimuddyanlaşılması zor, bulandırmak, bulanık, çamurlamak, çamurlumudguardçamurlukmudslidetoprak kaymasımudslingerçamur atan kimsemudslingingçamur atmamuffacemice iş yapmak, acemilik, becerememek, beceriksizlik, boru bileziği, el kürkü, manşonmuffinçörek, kekmufflesarınacak şey, sarınmak, sesi boğmakmuffledörtülümuffleratkı, susturucumufflingsarınmak, sesi boğmakmuftimüftü, sivil elbisemugbardak, çok çalışmak, enayi, eşkıya, fotoğrafını çekmek, herif, inek, ineklemek, komik mimikler yapmak, kulplu bardak, kupa, maymunluk etmek, surat etme, zevzeklik etmekmuggerhaydut, hint timsahı, soyguncumugginessbunaltı, sıcak ve rutubetlilikmugginggasp olayı, saldırıp soymamugginsahmak, enayimuggybunaltıcı, kapalı, nemli, sıcak ve rutubetlimugsbardak, çok çalışmak, enayi, eşkıya, fotoğrafını çekmek, herif, inek, ineklemek, komik mimikler yapmak, kulplu bardak, kupa, maymunluk etmek, surat etme, zevzeklik etmekmugwortpelinmugwumpasi, bağımsız üye, kendini beğenmişmujikmujik, rus köylüsümulattomelez, melez tenli, zenci melezi, zenci-beyaz melezimulberrydut, dut ağacımulchkuru otla örtmek, saman örtüsümulctçarpmak, mahrum etmek, para cezası, para cezası vermek, para koparmakmuleinatçı, ip eğirme makinesi, katır, terlik, traktörmulesinatçı, ip eğirme makinesi, katır, terlik, traktörmuleteerkatırcımuleyboynuzsuzmuliebritykadınlıkmulishinatçı, katır gibimulishlyinatlamulishnessinatçılıkmullince muslin, organdi, şarabı baharatla kaynatmakmullahmollamullberrydut, dut ağacımulleinsığırkuyruğumullerhavanmullettekirmullingşarabı baharatla kaynatmakmullockçöpmultangularçok açılımultiçokmulticellularçok hücrelimulticoloredalacalı, çok renkli, rengârenk, renk renkmulticolouredalacalı, çok renkli, rengârenk, renk renkmultidimensionalçok boyutlumultifariousçeşit çeşit, çeşitlimultiformçok şekilli, çokbiçimlimultilateralçok kenarlı, çok uluslu, çok yanlımultileteralçok kenarlı, çok uluslu, çok yanlımultilingualçok dil bilen, çok dillimultimediamultimedyamultimillionairemultimilyonermultinationalçok uluslumultiphaseçok fazlı, çok safhalımultiplebirçok, çoklu, kat, katlı, katsayımultiplexçok kısımlı, kat kat, katmerlimultiplicandçarpılanmultiplicationçarpma, çoğalma, çoğaltmamultiplierçarpanmultiplyçarpmak, çoğalmak, çoğaltmak, türemekmultipurposeçok amaçlı, çok işlevlimultiracialçok ırklımultistoreyçok katlımultitudeçokluk, izdiham, kalabalıkmultitudinousçok, kalabalıkmumanne, dilsiz oyunu oynamak, hanımefendi, kasımpatı, maske ile oynamak, sessiz, tatlı bir tür biramum!sus!mumblegeveleme, gevelemek, mırıldamak, mırıltımumbledgevelemek, mırıldamakmumblingmırıldamamummermaskara, maskeli oyuncumummerymaskaralık, maskeli oyunmummificationmumyalama, mumyalanmamummifymumyalamakmummyanne, mumyamumpdilenmek, mırıldanmak, somurtmakmunchhart hurt çiğnemek, katur kutur yemek, sesli yemekmunchinghart hurt çiğnemek, katur kutur yemek, sesli yemekmundanedünyasal, dünyevi, olağanmunichmünihmunicipalbelediyeye aitmunicipalitybelediyemunificencecömertlik, eli açıklıkmunificentcömert, eli açıkmunificentlycömertçemunimentbelge, senetmunimentsarşiv, belgeler, evraklarmunitionlevazım, savaş malzemeleri, savaş malzemesi sağlamakmunitionscephanemunutionlevazım, savaş malzemeleri, savaş malzemesi sağlamakmuralduvar, duvar resmimurderadam öldürme, bozmak, cinayet, cinayet işlemek, kasten öldürmek, öldürme, öldürmekmurderedöldürülmüşmurderercani, katilmurderesskatilmurderingbozmak, cinayet işlemek, kasten öldürmek, öldürmekmurderousöldürücü, ölüm saçanmurderouslyöldürecek gibimurehapsetmekmurinefare gibi, faregillere aitmurkkaranlık, kasvetmurkybulanık, bulutlu, kapalı, karanlık, şüphelimurmurçağıldamak, çağıltı, hırıltı, homurdanmak, homurtu, mırıldanmak, mırıltı, söylenme, söylenmek, uğuldamakmurmuredçağıldamak, homurdanmak, mırıldanmak, söylenmek, uğuldamakmurmuringçağlamamurphymurphy, patatesmurrainlanet, salgın hastalıkmuscadinemisket, misket şarabı, misket üzümümuscatmisket şarabı, misket üzümümuscatelmisket şarabı, misket üzümümuscleadale, kas, kas gücümuscledadaleli, kaslımuscleskaslarmuscovadoesmer şeker, ham şekermuscovitemika, moskof, rusmuscovyrusyamuscularadaleli, kas, kaslı, kuvvetlimuscularitykaslılıkmusculaturekas sistemimusedalmak, düşünceye dalmak, ilham perisi, müz, şiir tanrıçasımuseummüzemuseumsmüzemushaşırı duygusallık, köpek kızağına binmek, lapa, peltemushroommantar, mantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomedmantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomingmantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushroomsmantar, mantar gibi çoğalmak, türemek, yayılmakmushyaşırı duygusal, lapa gibimusicmusiki, müzikmusicalmüziğe ait, müzikal, müzikli, müzikli oyun, müziksevermusiciançalgıcı, müzisyenmusiciansçalgıcı, müzisyenmuskmisk, misk otumuskegbataklıkmusketmisket tüfeğimusketeersilâhşörmuskmelonkavun, kokulu kavunmuskratmisk sıçanımuskrosemisk gülümuslimislâm, müslümanmuslimsmüslümanmuslinmuslinmusquashmisk sıçanımussbozmak, buruşturmak, düzensizlik, kargaşa, karışıklık, karıştırmakmussedbozmak, buruşturmak, karıştırmakmusselmidyemussulmanmüslümanmussyburuş buruş, karmakarışık, karman çormanmustgereklilik, kızgın fil, kızgınlık, kızmış, küf kokusu, küflülük, -malı, -meli, şart, şıramustachebıyıkmustangyabani atmustardhardal, hardal bitkisimustertoplam, toplamak, toplanma, toplanmak, yoklama için toplanmamusteringtoplamak, toplanmakmustinessköhnelik, küflülükmustyköhne, küf kokulu, küflenmiş, küflümutabledeğişebilir, değişkenmutantdeğişime uğramış, değişmiş, mutasyon geçirmişmutatedeğişmekmutateddeğişmekmutationdeğişim, dönüşüm, mutasyonmutedilsiz, okunmayan harf, ses kısma düzeni, sesini kısmak, sessiz, surdin, surdin ile kısmak, suskun, yumuşatmakmutedsağır, sessizmutelysessizcemutenessdilsizlik, sessizlikmutilatebozmak, kesip sakat bırakmak, sakatlamakmutilatedbozmak, kesip sakat bırakmak, sakatlamakmutilationbozma, sakatlamamutineerasi, isyancımutinousasi, isyancı, isyankârmutinyayaklanma, ayaklanmak, başkaldırma, isyan, isyan etmekmutinyingayaklanmak, isyan etmekmutismdilsizlik, sessizlikmuttahmak, it, mankafamutterfısıldamak, fısıltı, homurdanma, homurdanmak, homurtu, mırıldamak, mırıldanmak, mırıltımutteredfısıldamak, homurdanmak, mırıldamak, mırıldanmakmutteringfısıldama, homurdanan, mırıldanmamuttonkoyun etimuttonheadahmak, kalın kafalımuttonheadedahmak, kalın kafalımutualiki taraflı, karşılıklı, müşterek, ortakmutualitykarşılıklı olma, mukabelemutuallykarşılıklı olarakmuzhikmujik, rus köylüsümuzzilysersem sersemmuzzleağız, ağızlık, ağızlık takmak, ağzını bağlamak, hayvan burnu, top ağzımuzzyağır, kasvetli, sersemmybenimmy!hayret!, vay be!myalismbüyücülükmycologymantarbilimmyocarditiskâlp kası iltihabımyocardiumkâlp kasımyologykasbilimmyopemiyopmyopiamiyopi, miyoplukmyopicmiyop, uzağı göremeyenmyopymiyopi, miyoplukmyosisgöz bebeğinin ufalanmasımyriadçok büyük sayı, çok büyük sayıda, sayısızmyriapodçokayaklı böcekmyrmidonparalı köle, uşakmyrrhmür, sarı sakızmyselfben, bizzat, kendimmysteriesbilinmeyen, esrar, esrarengizlik, gizem, hikmet, muamma, sırmysteriousbilinmeyen, esrarengiz, esrarlı, gizemlimysteriouslyanlaşılmaz biçimde, gizemli bir şekildemysterybilinmeyen, esrar, esrarengizlik, gizem, hikmet, muamma, sırmysticgizemci, gizemli, mistik, sufi, tasavvufimysticalesrarlı, tasavvufimysticismgizemcilik, mistisizm, tasavvufmystificationaldatma, gizemli bir hava verme, şaşırtmamystifiedgizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystifygizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystifyinggizemli bir hava vermek, hayret ettirmek, şaşırtmakmystiqueesrarlı hava, esrarlı ve etkili hünermythefsane, hayali şey, mitmythicefsanevi, mitsimythicalefsanevi, mitsimythologicalmitolojikmythologymitolojimythosmit, mitosmythsefsane, hayali şey, mitmythologicalmitolojikmythologymitolojimythosmit, mitosmythsefsane, hayali şey, mit Son Yazılar link to Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe Nedir?Türkiye 4 Köşe projesi kapsamında Konuşarak Öğren olarak geleceğimizi inşa eden genç neslimize karşı sorumluluk bilinciyle işe koyulduk ve Türkiye’nin dört bir yanındaki genç... link to 4. Sınıf Ünite 6 Fun with Science İngilizce Testleri ve Çözümleri
m ile başlayan aşk kelimeleri