Cümel-i sagir tamlaması da "Ebced Hesabı"demektir. Sözlü ve yazılı anlatımda cümlenin bütün türleriyle kullanılması konuşmacının ve yazarın başarısının tanığıdır. Öyle ki bir ya da iki yalın cümleden sonra bir bileşik, bir bağlı, birsıralı cümle kullanılarak anlatım canlı hale gelebilir. Hurûfî, sözlük anlamı olarak harflere tâbi olan, harflerle çeşitli şekillerde uğraşan demektir. Terim olarak ise, Kur’an’daki harflerden birtakım manalar çıkarıp, İslam’ın inanç, ibadet ve uygulamalarına aykırı yorumlar getiren tasavvufî-bâtınî mezhep ve ekole verilen addır. Hurûfî kavramının özel kelimelerinanlamına dikkat etmeden, sadece kelimenin yazıldığı harflerin rengini söylemeleri istenmektedir. Eğer kişi kelimelerde ne yazdığına dikkat etmeden kelimenin rengine dikkatini odaklarsa, kelimenin rengini çok kısa bir sürede söyleyebilir. Bu durumda bozucu bir etki yok demektir. Danca’yı zor hale getiren sesli harflerin üstünlüğü ve vurgusuz bir dil olmasıdır. 29 harf bulunan dilde, sessiz harfler de çoğunlukla sesliymiş gibi okunur. Ek olarak hayli uzun cümlelerde vurgu olmadığından kelime seçmek, anlamak hayli zorlayıcıdır. Danca öğrenmek için 2 ayrı dil öğrenmeniz gerekir. DNA'daki bilgi, bu uzun molekül zincirini oluşturan dört özel molekülün diziliş sırası ile kodlanmıştır. Nükleotid (veya baz) adı verilen bu moleküller, isimlerinin baş harfleri olan A, T, G ve C ile ifade edilirler. İnsanlar arasındaki tüm yapısal farklar, bu harflerin diziliş sıralamaları arasındaki farktan doğar. Vay Tiền Nhanh. A A harfi alfabedeki diğer harflerden farklı bir konumdadır. Onlardan daha enerjik, fevri ve lider… İsmi A harfiyle başlayan insanlar kendilerinden emindirler ve başkalarından akıl …almak yerine kendi bildiklerini okurlar. Mantıkları ön plandadır; otoriter tavırları onları doğuştan lider yapar. İsminin baş harfi A ile başlayanlar ya da isminin içinde birden fazla A bulunanlar bu özellikleri yoğun bir şekilde içlerinde barındırırlar. Hızlı hareket etmeleri ve meydan okuyan halleri onları ele verir. Hayal kırıklığına uğramaktan nefret ederler ve böyle bir durumda çabuk sinirlenirler. B Hassas, kırılgan ve içe dönük… İsim başı olduğu zaman sonraki harflere tüm enerjisini verir. İsmi B harfiyle başlayanların sezgileri oldukça kuvvetlidir. Huzur ve uyum tek amaçlarıdır. Bulunduğu ortamda barış olmasını isterler. Arkadaş canlısı, ev hayatını seven, sempatik bu insanlar ağır hareket ederler. Fakat attıkları adımlar güvenilir ve sağlamdır. İsminin son harfinde “b” olanlar genellikle başladıkları işleri geç bitirirler. Fakat mutlaka en iyi işi çıkarmış olurlar. Güzelliklere ve sevilmeye düşkündürler. C Aynı anda birkaç işle uğraşan, dikkatleri çabuk dağılan ve sıkılan, canlı ve neşeli insanlar. İsmi C ile başlayan insanlar yaratıcı özellikleri gelişmiş, eğlenceli ve iletişimi kuvvetli insanlardır. Özellikle el becerileri çok kuvvetlidir. Yarım daire andıran bu harfin insanları kendilerini zaman zaman eksik hissederler ve diğer yarılarını bulmaya çalışırlar. Bu da onları sürekli bir arayışa iter. Değişim onlar için kaçınılmazdır. Sabırsız olmaları en büyük eksikleridir. İsmi “c” ile bitenler başladıkları işleri bitirmekte zorlanırlar çünkü çabuk sıkılırlar. Yarım bırakma huyları çok fazladır. Ç Enerjisi yüksek bir harftir ve Ç harfi insanlarının en büyük özellikleri sabit fikirli olmalarıdır. İnatçıdırlar, kendi düşüncelerinin doğru olduğuna inanırlar. Oldukça zekidirler ve çabuk olgunlaşırlar. Hedefleri daima yüksektir. Amaçlarına ulaşmak için, değer verdikleri insanlardan yardım istemekten çekinmezler. Ama kendileri zaten başlı başına bilgi küpüdürler. Her konuda söyleyecekleri bir şeyleri vardır. D Evrenden aldığı enerjiyi sadece kendisine kullanan D harfi insanları, oldukça yardımseverdirler. Numerolajik olarak 4 rakamına denk geldiği için D harfi, dengeyi ifade eder. Aynı zamanda Ay’ın etkisindedirler ve bu gezegenin enerjisini taşırlar. Bu yüzden duygusal durumları çabuk değişir ve aile hayatına düşkündürler. Sevgi ve şefkat onlar için önemli kavramlardır. İnatçı olmaları ise onların en kötü özelliğidir. Bildiklerinden şaşmazlar ve iletişime kendilerini kapatırlar. E Sıcak kalpli, sevgiden beslenen ve şefkatli insanlar. E harfi insanı enerjisi çabuk tükendiği için atak olmaz. Ama özgürlüğüne aşırı derecede düşkündür. Bu yüzden kimi zaman asi tavırlar sergileyebilir. Bu harf Merkür ve İkizler burcu etkisinde olduğu için, iletişim ve zeka en belirgin özelliğidir. Hayal güçleri o kadar kuvvetlidir ki, bazen gerçekle düşü birbirine karıştırır. Sevinç ve üzüntü onlarda aynı anda yaşanır. Zorlayıcı bir kişiliğe sahiptirler. Fırsatlara hemen atlayıp, aceleci tavırları yüzünden yanlış yapabilirler. F F harfi ona gelen enerjiyi geri çevirir. İsminde F harfi olanlar sorumluluk sahibi, yardımsever, sakin ve yaratıcı insanlardır. Depresyon ve melankoliye meyilli olsalar da, genellikle idealleri uğruna yılmadan mücadele ederler. Aşkta ise romantik ve baskıcıdırlar. Yönlendirmeyi severler. Numerolojik karşılığı 6 olduğu için bu harfin insanları aşkı temsil eder. Güneş gibidirler; etrafa ışık saçarlar. Fakat bazen yakıcı olabilirler, her an patlamaya meyillidirler. G – Ğ Etrafı sarıp sarmalayan enerjileri ile mükemmeliyetçi ve titizdirler. Onlar için her şey tam olmalı. Detaycı oldukları kadar araştırmaya da yatkındırlar. Başkalarının düşüncelerini oldukça önemserler. “Başkaları ne der” diye düşünmeden edemezler. Hayalperest olmaları, yaratıcı fikirler üretmelerini sağlar. Ya çok tembel olurlar ya da çok çalışkan… Hayatın zorluklarından korkmazlar. H H harfi insanları işkolik ve başarı odaklı insanlardır. Numerolijide 8 rakamına tekabül ettiği için, yaratıcı ve güçlü oldukları gözlenir. Zaten ilk bakışta onların ne kadar sağlam ve güçlü bir karaktere sahip olduklarını anlayabilirsiniz. Para kazanmak, servet sahibi olmak en büyük arzularıdır. Daima önde olmayı isterler. Zaten disiplinli yapıları onları zirveye kolayca taşır. I-İ Sevgi hayatlarında en önemli şeydir. Beğenilmek ve takdir edilmek isterler. Venüs tarafından yönetilen I-İ harfi insanları aşkı arzularlar ve fiziksel temas kurarak iletişimi sağlarlar. Sezgileri ise oldukça kuvvetlidir. Her konuda bir denge ve adalet arayan bu insanlar merhametli yönleriyle tanınırlar. Duygusal iniş çıkışları ise onları moral olarak yıkabilir. Kalpleri dolu olduğu sürece hayatlarındaki her şeyi yoluna koyabilirler. J Enerjiyi sürekli alan ve dağıtan J harfi, 1 rakamı ile temsil edilir. Bu da onu lider ve öncü yapar. Alfabenin en güçlü harflerindendir. İyi bir oyuncudurlar, kontrol etmeyi severler ve kendilerine çok güvenirler. Vizyon sahibi, atılgan ve cesur J harfi insanları Jüpiter tarafından yönetilirler. Bu da onlara iyimser bir hava katar. İnsanlara yol göstermeleri ve onları eğitmeleri en sık yaptıkları şeydir. K Onun için alfabenin kariyer yapan harfidir desek yeridir. Başarılıdırlar, saygı görmeye ihtiyaçları vardır. sıra dışı düşünceleri onları uçlarda yaşayan insanlar haline getirir. Mahremiyet ise en önem verdikleri konudur. Kendine ait sırları vardır. Eğer içindeki potansiyeli dışarı aktaramazsa, utangaç ve içedönük bir karaktere bürünürler. Ayrıca toplumdan memnun olmayan ve tatminsiz biri haline de gelebilirler. L Venüs’ün sevgisini içinde barındıran L harfi insanı, adeta bir sanatçı gibi duyarlı ve ahenklidir. Kendilerini çok iyi ifade ederler. Sosyalleşmek onlar için önemlidir. Kalabalık ortamlarda bulunmayı ve kendilerini göstermeyi severler. İnsancıl yanları her zaman ağır basar. Haksızlıklar karşısında direnirler. Aşka aşık oldukları kadar, romantiktirler. Ara sıra sakarlıklar yapabilirler. Görünmez kazalar hep onları bulur. M Evrenden aldığı enerji çok iyi dağıtır. Gezegeni Ay, rakamı ise 4’tür. Manevi yönü güçlü, sabit, sağlamcı ve güvenilirdir. Doğuştan anaçtır. Sevdikleri için yapmayacağı şey yoktur. Onlar için işkolik diyebiliriz. Kendilerine güveni tamdır, başaramayacağı şey yok gibidir. Ticari zekaları gelişmiştir. Parayı nereden kazanacaklarını çok iyi bilirler. Sürekli hareket halinde olmak isterler. Aşkta ise oldukça hassas ve duygusal bir yapıdadırlar. N Toplum kurallarına uymakta zorlanan, farklı düşünceleri olan insanlardır. Merkür tarafından yönetildiği için hızlı hareket eder, hızlı düşünür ve hayal gücünü pratiğe dökebilirler. Mükemmele ulaşma amacındadırlar. Duyguları çabuk değişir, sık sık aşık olabilirler. Utangaç tavırlarına bakarak onların içe dönük olduğunu düşünebilirsiniz fakat göründükleri gibi değildirler. Aşkta tutkulu ve eleştirel bir yapıdadırlar. Eleştirmeye bayılırlar. O – Ö Dışarıdan aldığı enerjiyi içinde saklar, dışarıya kapalıdır. Bu da onu biraz bencil gösterir. Fazla duygusal oldukları için kıskançlığa da yatkındırlar. Sevdiklerini çok sahiplenirler. Ama yine kendi istekleri ağır basar. Empati yetenekleri pek gelişmemiştir. İnatçılıkları bazen insanları sinirlendirecek noktaya ulaşır. Başarılı olmayı dilerler. Azimle çalışırlar ve istediklerini elde ederler. İnsanların hayranlıklarını kazanmak isterler ve pohpohlanmak hoşlarına gider. P Kendine güveni tam olan P harfi insanı mesafeli ve gizemlidir. Çevresinde gelişen olayları takip etse de, eğer kendi işine engel oluyorsa ilgilenmekten vaz geçer. Kimi zaman bencil tavırlar sergileyebilir. “Benim” dediği her şey onun için değerli ve özeldir. Numerolojik değeri 7 olan bu harf, gücü temsil eder. Kendinden emin olduğu için toplum içinde lider olmak ister. Sevgilisini de toplum içinde saygı gören, kendine bakan, güzel insanlardan seçer. R Evrenden aldığı enerjiyi kendine çeken R harfi, 9 rakamıyla özdeştirilir. İnsancıl yönleri ağır basar. Barıştan yanadırlar. Mantıklı hareket etmeleri az hata yapmalarını sağlar. Pratik zekalıdırlar, hızlı hareket ederler. Fakat bazen o kadar çok şey düşünürler ki, sonunda karar vermekte zorlanırlar. Olumsuz özelliklerinin başında aniden öfkelenmeleri gelebilir. Fakat saman alevi gibidir bu sinir; çabuk söner. Kimi zaman hoşgörüsüz hareketlerde bulunabilirler. Güçlü ve saygın insanlardan hoşlanırlar. Güzellikten ziyade, zeka onlar için daha önemlidir. S – Ş Satürn tarafından yönetilen S-Ş harfi insanı, güçlü ve sağlam yapısıyla tanınır. Mücadele etmekten çekinmez ve zorluklar karşısında çabuk yılmaz. Üretken olduğu için el attığı her işte farklılık yaratır. Toplum tarafından bilinmek, tanınmak ister. Karizmatik yapısı, sıcakkanlı davranışları onu sempatik bir hale getirir. Duygusaldırlar, kırılmaktan korkarlar. Karar alma aşamasında zorlanabilir, ani tepkiler vermeye meyillidirler. Para kazanmakta ise doğal bir yetenekleri vardır. T Neptün etkisindeki T harfi insanları hayalperest yönleriyle tanınırlar. Bazı şeyleri iç dünyalarında yaşamak onlara daha kolay gelir. Bir yandan şefkatli ve duyarlı iken, tanımadığı insanlara karşı mesafeli ve soğuk olabilir. Hassas olması, çabuk kırılmasına neden olur. Herkesin lafını kafaya takabilir. Manevi yönü çok gelişmiştir. Zaman zaman yaşadığı hayal kırıklıkları iş hayatına da yansır. Dış etkenlere oldukça açıktırlar. U-Ü Alfabenin son sesli harflerinden U-Ü nün yönetici gezegeni Jüpiter’dir. Elementlerinde ateş olması bu kişilerin tutkulu ve şanslı olduğunun işaretidir. Yetenekli ve sezgileri kuvvetlidir. İç seslerine güvenirler. Sabırlı ve paylaşımcı özellikleri ağır basar. İsminin ilk harfi U-Ü olan kişilerin öne çıkan olumsuz yönü, bireysel kararlar alması olduğu gibi kararlarından tereddüt yaşamalarıdır. V V harfi 4 rakamıyla temsil edilir. Birleştirme, başlangıçları ifade eder. Yönetici Gezegeni Uranüs’ün etkisiyle başkaldırma ve kendi bildiği yolda hareket etme isteğini içinde barındıran kişilerdir. Bir sonraki hamlesi tahmin edilemeyen şaşırtıcı kişilikleri vardır. İsminin ilk harfi V olanlar kimi zaman acımasız tavırlar gösterebilirler. Bireysel davranmaktan hoşlanırlar. Yeniliklere karşı duyarlı ve isteklidirler. Y Y alfabenin son harflerinden olup numerolojik değeri 7’dir. Gizemleri ve sırları temsil eder. Bağımsızlıklarına önem verirler. Baskı altında yaşamak onlara göre değil, kısıtlamaya gelemezler. Düşüncelerini ifade etme teknikleri ile öne çıkarlar. Hafızaları kuvvetlidir. Kolay kolay unutmak bir kenara yıllar üstesinden geçmiş olsa bile dün yaşanmış gibi net bir şekilde anlatırlar. Depresif yönleri ağır basar. Z Alfabenin son harfi olan Z gücün harfe olan yansımasıdır. Kuvveti ve sağlamlığı simgeleyen Z harfini isminde barındıran kişiler hedeflerine bağlı, inançlı kişiliğe sahiptirler. Aşka aşıktırlar, acı çekeceklerini bilseler de aşık olmaya devam ederler. Z harfi samimi ve hareketiyle hayatın pozitif yanını aktarır. Beklentileri yüksek, duyarlı insanlardır. Naifliğin yanı sıra pratikliği ile şaşırtıcı özellikleri vardır. Neptün’ün etkisinde oldukları için hayal kurmayı severler ve gizemli taraflarıyla ön plana Dil ve Dilbilim İnsanlar için yürümek, koşmak, oturmak, kalkmak ne kadar doğalsa, birbirleri ile iletişim kurmak da o kadar doğaldır. İnsanlar bir araya geldiklerinde birbirleriyle konuşurlar, soru sorarlar, görüşlerini paylaşırlar, bilgi alışverişinde bulunurlar. Halen dünyada sayıları 3,000-6,000 arasında değiştiği düşünülen dil bulunmaktadır. Çince gibi bir milyardan fazla konuşucusu bulunan diller olduğu gibi, konuşucu sayısı yalnızca 200-250 olan diller de bulunmaktadır. Dil, insanları diğer canlılardan ayıran en temel özelliklerden biridir. Birçok toplumda bir çocuğun ilk sözcüklerini söylemesi anne-babasını ne kadar sevindirirse, bazı toplumlarda yeni doğan çocuklar ilk sözcüklerini söyleyinceye kadar toplumun bir parçası olarak sayılmamakta, ancak konuşmaya başladıklarında insan’ olarak kabul edilmektedir. Dil Bilmek Ne Demektir? Dil bilmek algılanan/duyulan iletinin içerdiği sesleri ayırt edebilme ve ayırt edilen seslerin bileşimlerinden hangilerinin anlamlı olduğunu, bu anlamın ne olduğunu anlayabilmektir. Bir konuşucu için ise dil bilmek, dinleyiciler tarafından anlaşılabilen, kabul edilebilen bir ileti oluşturabilmek demektir. Başka bir deyişle, dil bilmenin bir başka boyutu da konuşucu tarafından dinleyicinin bildiği seslerin oluşturulmasıve bunların dinleyicinin kabul edeceği biçimde birleştirilmesidir. Her dil için hangi birimlerin olduğunu, hangi yapı için hangi birimlerin seçileceğini ve bu birimlerin nasıl birleştirildiğini bilmeyen kişiler, o dili bilmiyordur. Dil bir kurallar dizgesidir. Bir dizge, o dizgeyi oluşturan birimlerden ve o birimlerin kurallı biçimde dizilişinden oluşur. Dil bilmek, o dilin birimlerini ve birimler ile ilgili kurallarıbilmek demektir. Ancak,insanlar arasında iletişim yalnız konuşma dili ile olmaz. İşitme engelli kişiler el hareketleri ve yüz-vücut hareketleri ile ifade edilen işaret dili’ ile iletişim kurarlar. İşaret dilleri de, konuşulan diller gibi, doğal dillerdir; iki dil türünün arasındaki fark, konuşulan dillerin kendilerini ifade etmek için ses kullanmaları, işaret dillerinin ise, ses kullanamadıkları için, ifade etmek istedikleri anlamı el, yüz ve vücut hareketleri ile aktarmalarıdır. Bir dilin dilbilgisi dört ana bileşenden oluşursesbilim, biçimbilim, sözdizim, anlambilim. Sesbilim, o dilde bulunan ses birimlerinin niteliği, dağılımı ve birleşimlerini belirleyen kuralları içerir; biçimbilim sözcüklerin yapısı, en küçük anlam birimleri olan biçim birimlerin özellikleri, dağılımı ve birleşimlerini belirleyen kuralları içerir; sözdizim tümce yapısını belirleyen birim ve bunların dağılımını ve birleşimlerini belirleyen kuralları içerir; anlambilim dilin anlam yapısını inceler. Bütün insanlar anadili olarak konuştukları dilin sesleri hakkında çoğu zaman niteliğini tam olarak ifade edemediği ama kendi dilinin bir birimi olup olmadığı üzerinde kesin bir karar verebileceği içsel bir bilgiye sahiptir. Anadili konuşucularının içselleştirmiş oldukları başka bir bilgi de seslerin sözcük içinde dizilişleridir. İletişim, bir dilde çıkarılan sesler ve bu seslerin dilin ses yapısına uygun olarak dağılımı ve dizilişini belirleyen kurallara uygun olarak art arda sıralanmasıile kurulur. Ancak sesler tek başlarına anlamsızdır. Sözcükleri oluşturan sesler onların biçimi, anlamlarıda sözcüklerin göndergeleridir, bir kavramı temsil ederler. Sözcükler biçim-anlam birleşimleridir. Doğal dillerde sözcüklerin biçimleri ile anlamları/ göndergeleri arasındaki ilişki doğal değildir. Örneğin, su içmek için kullandığımız ve camdan yapılmış olan konik nesnenin Türkçede adının bardak olmasıya da ekmek kesmek için kullanılan kesici aletin adının bıçak olması belirttikleri nesne ile sözcükleri oluşturan sesler arasında bulunan doğal bir ilişkiden biçimleri ile anlamları arasındaki ilişki rastlantısaldır. Türkçe konuşanlar arasındaki toplumsal anlaşma sonucu ortaya çıkmıştır, uzlaşımsaldır. Sözel iletişim kurarken, sözcüklerden oluşan tümcelerle konuşuruz. Kendi başlarına anlamsız olan ve dildeki en küçük birimler olan seslerin birleşmesi ile oluşan sözcükler bir araya gelerek öbekler, öbekler biraraya gelerek tümce oluştururlar. Sözcükler tek bir anlamlıbirim olabileceği gibi birden fazla anlamlı birimden de oluşabilir. En küçük anlamlı birimlere biçimbirim denir. Dilin en temel özelliklerinden biri, dillerde tümce sayısının sonsuz olmasıdır. Bir dilde üretilebilecek tümcelerin hepsini sıralamak olanaksızdır, çünkü dil yaratıcıdır. Konuşma sırasında konuşucular daha önce hiç kurmadıkları ve başkalarından duymadıkları tümceler kurarlar. Anadili konuşucuları aynı zamanda hangi yapıların dilbilgisel olduğunu hangilerinin dilbilgisi dışı olduğunu bilir. Anadili konuşucuları, konuştukları dilde bir yapının dilbilgisel olup olmadığına dair dilbilgisellik değerlendirmeleri yapabilirler. Dillerin bir başka özelliği de, tümce uzunluğunda bir kısıtlama olmamasıdır; tümce yapısı özyineleyicidir. Tümcelerde içe yerleştirilmiş yan tümcelerin sayısı sonsuzdur. Anadili konuşucuları, sözcüklerin ve tümcelerin ne anlama geldiğini anlarlar. Bir konuşucunun yaptığ ıanlam sapmalarını anlarlar; genellikle bir sapma, anlam genişletmesi ya da daraltması olan durumları anlamakta zorluk çekmezler. Aynı biçimde, kendileri anadillerinin yapılarını, istedikleri anlam ve amaçta kullanabilirler. Sözcüklere yeni anlamlar yükleyebilirler, anlam sapmaları yapabilirler, sözcüklerin anlamlarını genişletebilirler ya da onları dar anlamda kullanabilirler. Dil Yetisi ve Edim Dilin yapısı hakkında yukarıda bahsettiğimiz bilgiler, anadili konuşucuları tarafından içselleştirilmektedir. Ancak içselleştirilmiş bu bilginin niteliği ile bilginin uygulanması arasında bir ayrım vardır. Bu ayrım dil yetisi ile dil edimi arasındaki ayrımdır. Bir anadili konuşucunun içselleştirmiş olduğu bilgi onun dil yetisini oluşturur. Anadili konuşucusunun içselleştirmiş olduğu bilgi, onun şimdiye kadar hiç duymadığı bir tümceyi anlamasını ve şimdiye kadar hiç söylemediği bir tümceyi söylemesini mümkün kılar. Ancak anadili konuşucuları dillerinin tüm yapılarını içselleştirmiş olmalarına karşın, bir iletişim ortamında dilbilgisel yapılar oluşturamadıkları anlar olur. Yorgunluk, uykusuzluk gibi fiziksel nedenler ya da sınav heyecanı, önemli bir iş görüşmesi yarattığı baskı gibi psikolojik nedenlerden dolayı, bazen tümce kurmakta, istediğimiz sözcükleri bulmakta zorluk çekeriz. Bu durumu ortaya çıkaran nedenler ortadan kalktığı zaman, anadili konuşucusunun dil edimi sorunları yok olur ve yapıları oluşturmada ya da sözcük bulmadaki sorunları sona erer. Dilbilgisi Nedir? Dilbilimde dilbilgisi terimi bir anadili konuşurunun konuştuğu dilin yapısı hakkında içselleştirmiş olduğu bilgiyi ifade eder. Bu tür bilgiyi içeren dilbilgisine betimlemeli dilbilgisi denir. sözcük oluşturmak için o dilde bulunan seslerin birleştirilmesinde etkin olan ses kurallarınıiçeren sesbilim, sözcüklerin içyapısınıbelirleyen kurallarıiçeren biçimbilim, sözcüklerin birleşerek öbek oluşturmasını ve öbeklerin birleşerek tümce oluşturmalarında etkin olan kuralları içeren sözdizim ve sözcüksel ve tümcesel düzeylerde anlamı belirleyen kuralları içeren anlambilim bileşenlerinin özellikleri. Kuralcı dilbigisi dile kuralcı bir yaklaşım içeren dilbilgisidir. Bunlardan bazıları dilde bulunan bazı yapıların diğerlerine göre kabul edilemez/yanlış’ olduğunu ve bu yapıların kullanımının iyi’ ya da güzel’ dil kullanımı olmadığını savunan, değer yargılarına dayalıkuralcı’ yaklaşımı benimsemişlerdir. Bir dili başka dil konuşurlarına öğretmek amacı ile yazılmış olan dilbilgileri olan öğretici dilbilgisi kitapları, dilbilgisi’ terimini genel dilbilimde kullanılan anlamdan farklı bir biçimde kullanır. Dil Evrenselleri Dünyada çok sayıda dil vardır. İki ayrıdilin anadili konuşurlarının birbirleri ile iletişim kurabilmeleri için birisinin diğer dili öğrenmesi gerekmektedir. Diller birbirlerinden çok farklı gibi dursalar da hepsinde bulunan birçok dil özelliği vardır. Bütün dillerde bulunan bu özellikler dil evrenselleridir. Diller ad, eylem gibi sözcük ulamları arasında ayrım yapar; dillerin sözdizimsel yapıları içinde ad öbeği, eylem öbeği gibi öbek yapılarıvardır. Böylece bir dilin dilbilgisinin iki tür kuralı içerdiğini görmekteyiz; a. Evrensel kurallar, b. Dile özgü kurallar. Dil Edinimi Çocuklara anadilleri öğretilmez. Çocuklar doğdukları andan itibaren etraflarında konuşulan dilin özelliklerini herhangi bir eğitim görmeden içselleştirirler. Çocukların anadillerini içselleştirme sürecine dil edinimi denir. Dil edinimi, tüm çocukların geçirdikleri bir süreçtir;tüm çocuklar doğmuş oldukları dil ortamından bağımsız olarak aynı süreçten geçerler. 3-4 yaşına gelmiş olan bir çocuk, yetişkinlerin yaptığı birçok şeyi yapamazken, etrafında konuşulan dilin temel yapılarını içselleştirmiş olup anadilinde söylenileni rahatça anlayıp kendisi de o dilde etrafındaki yetişkinlerle iletişim kurabilmektedir. Dilbilim Nedir? Dilbilim bu dilleri inceleyen bilim dalıdır. Bir bilim dalınıdiğer alanlardan ayıran özellik, o alanda yapılan çalışmaların bir yöntem çerçevesinde yürütülmesidir. Dilbilimin inceleme alanıdildir. Dilbilim insan dili denilen olgunun özelliklerini araştırır ve onun niteliğini ortaya çıkarmayı amaçlar. Betimlemeli dilbilim dillerin kendilerine özgü birim ve kurallarınıele alır. Her dilin sesbilimsel, biçimbilimsel, sözdizimsel ve anlambilimsel özelliklerini betimler. Dilbilgisi kitaplarındaki kurallar, o dilin anadili konuşucularının dilbilgisel olarak kabul ettikleri yapı kuralları betimler. Kuramsal dilbilim dillerde görülen özellikleri, bir kuram çerçevesinde açıklamayı amaçlar ve bu dile özgü nitelikleri dil evrenselleri çerçevesinde ele alır. Metindilbilim bir metni oluşturan öğelerin ve metindeki dilsel düzenleri çözümlenmeyi amaçlamaktadır. Gerek sözlü gerek yazılımetinleri işlev ve iletişim değeri açısından ele alır ve bunları metni oluşturan öğelerin yapısal ve işlevsel düzenleri, metin tür ve alt türleri, ve biçembilim ve sözbilim ilişkileri açısından inceler. Söylem çözümlemesi yazılı ve sözlü dilde tümcelerin, sözcelerin ya da işlevsel birimlerin daha büyük birimler oluşturmalarının, kısaca, dil kullanımının incelenmesi işlemidir. Söylem çözümlemesinin başlıca ilgi alanlarıolarak konuşmada sıra düzeni, konuşmacıların rolleri, konu, konu değiştirme gibi konuşma çözümlemesi, ad-adıl ilişkileri, kavramlar arasındaki ilişkileri kapsayan bağlaşıklık, bağdaşıklık ilişkileri, konuşanlar arasında uzaklık yakınlık, el yüz devinimlerini kapsayan iletişim ilkeleri, ve selamlaşma, açıklama, özür dileme gibi değişik dilsel işlevlerin gerçekleşmesini araştırır. Dillerin bir başka boyutu da sürekli bir değişim içinde olmalarıdır. Bu tarihsel değişim bütün diller için geçerlidir. Art zamanlı dilbilim dillerin tarih içinde geçirdikleri değişiklikleri ele alır ve bir dilin daha önceki devreleri ile sonraki devreleri arasında dilde görülen yapısal değişiklikleri saptamayı amaçlar. Art zamanlı dilbilimin bir başka araştırma alanıda dillerin hangi dil ailesine ait olduğunu belirlemek ve bu ailenin ortaya çıkmasına neden olmuşolan, o aileye bağlı tüm dillerin atasıolan anadil’in yapısını belirlemeye çalışmaktadır. Toplumdilbilim dilin toplum içinde kullanımını inceler. Dil kullanımında konuşucuların yaşı, cinsiyeti, eğitim düzeyi ve birbirlerine yakınlık derecesi kullanılan dil yapısınıbelirler. Toplumdilbilim etmenlerin niteliğini ve dil kullanımı üzerine etkisini araştırır. Toplum dilbilim aynı zamanda bir dil topluluğunda yörelere bağlıolarak gösterdikleri farklılıkları inceler ve yöreler arasındaki dil farklılıklarının niteliğini saptamayı, bu farklılıkların dağılımını ve sınırlarını belirten dil atlası oluşturmayı amaçlar. Çocukların dil edinim süreçleri ruhdilbilimciler tarafından araştırılmaktadır. Ruhdilbilimciler aynızamanda, dil bozukluklarıüzerine çalışmakta ve afazi, disleksi gibi çeşitli dil bozuklukları sergileyen konuşucuların dil özelliklerinin niteliğini araştırmaktadırlar. Dilbilimin alanlarından biri de ikinci dil edinimidir. İkinci dil edinim sürecinin niteliğini saptamaya çalışan bu alan, aynızamanda ikinci dil edinimi ile anadili edinimi arasındaki benzerlik ve farkları belirlemeye çalışmaktadır. Uygulamalıdilbilim, dil öğretiminde etkili olacak dil öğretim yöntemleri üzerinde durmakta ve ikinci dil öğreniminde ne gibi etmenlerin öğrenim sürecini etkilediğini araştırmaktadır. İşaret Dili İşitme engelli çocuklar, konuşulan dillerin temelini oluşturan sesleri duyamadıkları için işitme engelli olmayan çocuklar gibi konuşulan dili edinemezler. Ancak dil insanlara özgü, içgüdüsel bir olgudur. Bunun en önemli kanıtlarından biri de işitme engellilerin ses yerine el, yüz ve beden hareketleriyle oluşturdukları işaretler ile iletişim kurmalarıdır. Konuşulan diller gibi, işaret dilleri de yaratıcıdır. İşaret dillerinde de sonsuz sayıda tümce üretilir. yapısal özellikler İng. constitutive propertiesÖzdeği kuran atomların oluşturdukları yapı türüne ilişkin, sertlik gibi özellikler. yapısal özellikler için benzer kelimeler aygıta özgün özellikler ayırıcı özellikler bağlaşık özellikler eklenik özellikler etken çözümlemeli özellikler fiziksel özellikler ilgin özellikler istatistiksel özellikler yapısal özellikler, 18 karakter ile yazılır. Ayrıca, y harfi ile başlar, r harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'y', 'a', 'p', 'ı', 's', 'a', 'l', ' ', 'ö', 'z', 'e', 'l', 'l', 'i', 'k', 'l', 'e', 'r', şeklindedir. yapısal özellikler kelimesinin tersten yazılışı relkillezö lasıpay diziliminde gösterilir. biz özellikleri reseptörleri ne bahsedeceğiz Bugün, çeşitliliği ve yapı çözümleyicilerin düşünün. hayatlarımız reseptör olmadan tamamen imkansız olurdu. Hayat bizim işitme, görme, koku, dokunma, tat olmadan nasıl nasıl göründüğünü düşünün. Birinci ve birincil işlevi analiz - korunmasıdır. duruşma olmadan, herhangi bir uyarı sinyallerini araba, acil radyo reklamları ve benzeri duymak mümkün olmaz; vizyon tamamen karanlıkta dalmış olacağını olmadan nasıl dünyamız güzel bilemeyiz; Koku da tehlike bizi korumak için mümkün olduğu örneğin, zaman bir gaz sızıntısı; dokunma duyusu gövdesini zarar verebilecek olası hasar hakkında bize; tat tomurcukları bize tuzlu veya ekşi tatlı ayırt etmenizi sağlar. duygularıyla hakkında biraz konuşmak ve özellikleri reseptörleri neler olduğu sorusuna dönelim. hisler Sadece birkaç ayırt edebilirsiniz duyumları türlerini Cilt hissi; tat duyusu; koku alma duyusu; Görsel hisler; işitsel hissi; Uzayda konumu; hareket hissi; Organik. İlk tip içerdiğini not etmek önemlidir dokunun; basıncı; dokunma duyusu; Sıcaklık hissi; acı. 6 ve 7. grup statik ve kinetik içerir By. 8 zihin derken duyumlar bu tür atamak açlık; susuzluk; böylece iç organların ve hissi. Biz özellikleri reseptörleri ne göstermek önce, onların çeşitleri analiz eder. reseptörlerinin çeşitleri Şimdi bazı bakımlardan sınıflandırma kurşun sunuyoruz. tomurcukları ne nitelikleri sorulduğunda, biyoloji 8. sınıf öğrencileri cevaplamanız gerekir. Biz şimdi özellikleri ve işlevleri bir sonraki bölümde ve not - uyaranın algı sınıflandırma mekanoreseptörler; kemoreseptörlerin; thermoreceptors; fotoreseptör; Nosiseptörler. Biz açmıştır başka sınıflandırma, bu psikofizyoloji açısından dayanmaktadır. reseptörleri gruba ayrılır olduğunu hatırlayın görsel; işitme; tat; koku; dokunma veya dokunma. fonksiyonları ve reseptörlerin özellikleri Bu bölümde türleri, işlevler ve reseptörün özelliklerine bakacağız. Bu durumda, özellikleri arasında tespit edilebilir özgüllük; duyarlılık. Bunların her biri hakkında Şimdi biraz daha fazla. özgüllük ile, reseptör uyarıcı yalnızca bir tür algıladığı kastedilmektedir. Yani, reseptörler tek-şekilli, ama bu onların algılama yeteneği ve diğer tahriş, sadece daha küçük kendilerine hassasiyet yana çoğu zaman böyle değildir. Bu yüzden yavaş yavaş ikinci özelliğine gel - duyarlılığını. Mutlak eşiği - O ölçülebilir, bu rakam bir adı vardır. İşte reseptörleri uyum hızına göre bölünebilir dikkat etmek önemlidir tonik; ara; safhası. reseptör fonksiyonu sinyal; sinir impulslarının, fiziksel enerji dönüşümü; Gelen uyaranların başlangıç analizi. Tipleri ve yapısı analiz Ne reseptörlerin özellikleri, kısaca gözden geçirilmiştir. Biz tipi ve yapısı analiz cihazları gitmek sunuyoruz. Başlamak için, biz "analizörü" kavramının kendisini tanıtmak. sinyallerini analiz etmek için izin Bu kompleks sistem sinir yapıları, dışarıdan alınan. çeşitli kriterlere göre onları sınıflandırmak Can, biz de amacına göre bir sınıflandırma verir. Yani analiz ayrılır dış; iç; vücut pozisyonu; acı. analiz yapısı üç bölüme ayrılabilir periferal; iletken; merkez. Birinci bölge taşıma reseptörleri, ikinci göre - nöron devresi üçüncü - Veri analizi gerçekleştirmek nöron 2 türleri. görme Biz reseptörlerin hangi genel özelliklerini öğrendim. Şimdi görme merkezi hakkında biraz konuşun. çok kısa ve öz için, görsel analiz , aşağıdaki yapılardan oluşur optik; desteği; Sinir. Bütün bu algılama ve hafif sinyallerini analiz yardımcı olur. Biz adam hakkında ayrı ayrı konuşmak, gözler aynı hat üzerinde olmasından sayesinde, belirli parametreleri tanımlamak mümkündür derinlik; hacmi; mesafesi vb. Bu, insan görme dürbünle düşündürmektedir. işitme Yani, reseptörleri Ne var özellikler? Unutmayın duyarlılık ve özgünlük. hiçbir şey işitsel reseptörler bakımından değişti. Kulaklar, sadece duyabiliyorum. Bu bir kez daha spesifik reseptörler, ama tüm sesleri bakmamalarıdır onaylar. Bu işitsel reseptörler bir duyarlılık özelliği vardır düşündürmektedir. İnsan işitme sisteminin ultrason ve infrasound algılayamaz. Neden? işitsel reseptörlerin insan duyarlılığı eşiğinin ötesinde 20 KHz, aşan - Infrasound dalga aralığı az 20Hz, ve ultrason olup. dokunmak Biz alımı genel fizyoloji dokunsal reseptörlerine uzanır inceledik. Vücudumuzun boyunca dokunsal reseptörlerinin çok sayıda yer almaktadır. Bu sıcak, ıslak kuru bir soğuk ayırt edebilir bunların sayesinde. Gerçeği bilmek önemlidir olmasıdır tüm farklı reseptörler, sıcaklık sorumlu biri, diğerlerinden ise - ağrı için vb. koku en koku duyusu hakkında birkaç söz söyleyelim. Burun kişi basitçe biz kokusu kokusu, vb gıda tat ve içinden ihtiyacı vardır. Burun insanlara bile ölümcül bazı durumlarda birçok tehlikelerden, bizi korur. koku duygu ve ruh halini etkileyebilir. Eğer çocukluk favori kokusu var kesin Unutmayın, taze süt, pişirme kokusu veya anne parfüm olabilir. Biz hayvan dünyayı düşünün bu durumda bazı sorunların önlemenin bir yolu da hayvanlar toprakları, daha az güçlü erkek güçlü topraklarında ayak hiç işaretlemek. vestibüler aparat Herkes insan vücudu bize uzaydaki konumunu belirlemesine izin uzman reseptörleri içerdiğini bilir. Böylece akrobatik numaralar ve gerçekleştirirken örneğin sürmek, onlar yok olsaydı, baş aşağı olmanın hiçbir duygu olacağını, böylece üzerinde sonsuz baş dönmesi ve acı, düz zeminde düşecekti. Bu cihaz oldukça karmaşıktır. eserinde düzensizlikler varsa, bu kişi noktasına, oldukça kötü olmak zorunda olacağını uzayda oryantasyon, o sadece olamaz. tat Ve nihayet - hayatımızda ne rol hakkında biraz tat alır. İlk tat tomurcukları bize gıda tadı ayırt etmenizi sağlar. Tüm insanlar gibi tat özelliklerini hissetmek mümkün dil yapısı tüm özdeş olarak ve tat tomurcukları yüzeyde bulunur. Onlar bir isim var - damak tadınızı. dilimizin, onların çok çeşitli olarak, ama her biri tat bir gölge sorumludur. Maddenin Tanımı ve Özellikleri Kimya Maddenin özelliklerini, iç yapısını, reaksiyonlarını ve meydana gelen enerji değişimlerini inceleyen bilim dalıdır. Madde Kütlesi, hacmi ve eylemsizliği olan tanecikli ve boşluklu yapıya sahip olan her şeye madde denir. Hacim Maddenin uzayda kapladığı yere hacim denir. Hacmin birimi cm3 ve katlarıdır. Kütle Hacmi dolduran madde miktarına kütle denir. Birimi kg ve katları şeklindedir. Eylemsizlik Maddenin durumunu devam ettirme eğilimine denir. Üzerindeki net kuvvetin sıfır olduğu bir cismin duruyorsa durmasına devam etmesine hareket halindeyse hareketine sabit hızla devam etmesine eylemsizlik denir. Eylemsizliğin birimi yoktur. Tanecikli ve Boşluklu yapı Bütün maddelerin atom ve molekül gibi taneciklerden oluşması bize maddelerin tanecikli yapıda olduğunu gösterir. Maddeler tanecikli yapıda ise eğer bu tanecikler arasında çok küçükte olsa boşluk olacaktır. Bu da bize maddelerin boşluklu yapıda olduğunu gösterir. Maddenin Fiziksel Halleri Bir madde sıcaklık ve basınca bağlı olarak üç halde bulunabilir. Maddenin hal değişimlerine ilişkin terimler aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Katı Katı maddeleri incelersek belirli şekillerinin olduğunu görürüz. Dışarıdan herhangi bir kuvvetle müdahale olmadığı sürece şekillerini korurlar. Bu da katı maddelerin moleküllerini birbirine sıkı bağlandığını gösterir. Katı maddelerin moleküllerinin birbirine sıkı bağlanması , katı maddelerin hareket etmedikleri anlamına gelmez. Katı maddeler öteleme hareketi yapmazlar fakat bulundukları yerde titreşim hareketi yaparlar. Katı maddelere taş , bardak , kalem , cd , cam , tahta örnek olarak verebiliriz. Katı maddeleri kısaca özetlemek gerekirse Katı maddeler sert yapılıdır, belirli şekilleri ve hacimleri vardır. Katı maddeleri meydana getiren tanecikler arası mesafe çok azdır. Bundan dolayı moleküller arası çekim kuvveti fazladır. Maddenin en düzenli halidir. Katı maddeler kuvvet ve basınç altında sıkıştırılamazlar. Sıvı Sıvı maddelerin katı maddeler gibi belli şekilleri olmadığından konuldukları kapların şekillerini alırlar. Katı maddeler gibi belli şekillerinin olmama nedeni sıvı maddelerin moleküllerinin birbirinden daha uzak ve akışkan halde olmasındandır. Sıvı maddelerin akışkan olmasının bize günlük hayatta birçok faydası vardır. Örneğin içme suyunun akışkan olması sayesinde borularla evlerimize kadar ulaştırabiliyor olması. Su , zeytinyağı , alkol ve sirkeyi sıvı maddelere örnek olarak verebiliriz. Sıvı maddeleri kısaca özetlemek gerekirse Belirli bir hacme sahip olan ve belirli bir şekli olmayıp bulundukları kabın şeklini alan maddelere denir. Sıvı moleküller arası çekim kuvveti katılara göre daha düşük olduğundan birbirinden fazla ayrılmayacak şekilde birbirlerinin üzerinden kayarak yer değiştirirler. Sıvılar katılara göre daha düzensiz gazlara göre ise daha düzenli bir yapıdadır. Sıvılar ısıtıldıklarında, sıvı bu enerjiyi kimyasal bağlara aktarır ve bağlar arası mesafe arttığından sıvının hacmi artar. Sıvıların hacmi kuvvetle artırılamaz. Gaz Belirli bir şekli ve belirli bir hacmi olamayan maddelere denir. Maddenin en düzensiz hali olan gaz halindeki maddelere hava , oksijen , azot , lpg , He helyum , örnek olarak verilebilir. Tanecikler arası mesafe çok fazla olduğundan gazlar bulundukları kabı tamamen doldururlar. Gaz molekülleri serbestçe hareket edebildiklerinden dolayın kabın çeperlerine çarparak kuvvet uygularlar. Sıcaklık arttığında moleküllerin hızı artar. Gazların hacmi sıkıştırılarak azaltılabilir. Basınç ve sıcaklığa bağlı olarak gazların hacmi değiştirilebilir. Gazların belirli hacimleri olmamasına rağmen işlem yapılırken gazın hacmi kabın hacmi olarak alınır. Plazma Katı haldeki maddeyi ısıtmaya devam edersek önce erir , daha sonra gaz haline geçer. Gaz halindeki maddeyi ısıtırsak maddenin atom ve moleküllerinden elektron koparırız. Bu durumda maddenin atom ve molekülleri iyonlaşır ve iyonlar + ve - yükler şeklinde sistemde bulunur. Sıcaklık o kadar yüksektir ki madde kararlı hale geçemez. İşte bu kararsız halde bulunan + ve - yüklü parçacıkların oluşturduğu durum maddenin 4. hali olarak bilinen plazma halidir. Plazma haline güneş , yıldızlar , yıldırım , magma ve mum alevi örnek verilebilir. Bazı bilim adamları maddenin plazma adı verilen dördüncü bir hali olduğunu kabul etmektedir. Maddenin bu halinin öz kütlesi çok yüksek olup yıldızlarda var olduğu bilinmektedir. Ayrıca likit kristal hali maddenin beşinci hali olduğu bilim adamları tarafından kabul edilmiştir. Fakat beşinci hal durumu ÖSYM tarafından sorulmamaktadır. Maddenin Ortak ve Ayırt Edici Özellikleri Maddenin Ortak Özellikleri Madde miktarına bağlı olarak değişen özelliklerdir. Maddenin ortak özellikleri maddenin ayırt edilmesinde tek başına kullanılamaz. Kütle Hacim Eylemsizlik Tanecikli ve Boşluklu Yapı Maddenin Ayırt Edici Özellikleri Maddenin ayırt edici özellikleri maddenin miktarına ve şekline bağlı olmayıp, maddenin cinsine bağlı olan özelliklerdir. Özkütle yoğunluk Özhacim Özısı Çözünürlük Erime Noktası Kaynama Noktası Donma Noktası Genleşme Katsayısı Esneklik Katsayısı Buhar Basıncı Elektrik iletkenliği Yoğunluk özkütle Birim hacimdeki madde miktarına denir. Yoğunluk kütlenin hacme bölünmesiyle elde edilir. Bir maddenin yoğunluğu o maddenin en temel özelliklerinden biridir. Yoğunluk ya da özkütle özellikle saf maddeler için ayırt edici bir özelliktir. Yoğunluk d = Kütle m / Hacim V formülü kullanılır. Kütle hacim grafiğinin eğimi yoğunluğu verir. Kütle Birimleri kg kilogram , g gram , mg miligram Hacim L litre , mL mililitre Genellikle bütün maddelerin yoğunluğu en yüksek katı halde, en düşük ise gaz halinde karşımıza çıkar. Erime ve Kaynama Noktası Erime ve kaynama noktası saf maddeler için ayırt edici bir özelliktir. Erime ve kaynama noktasını ifade ederken belirli koşullar için ifade ederiz. Örneğin deniz seviyesinde ifadesi basıncı ifade eder. Farklı basınçlarda erime ve kaynama noktası da değişir. Isınma ve soğuma grafikleri, bir maddeye verilen veya maddenin verdiği ısı miktarına bağlı olarak sıcaklığın değişimini gösterir. Maddeler ısındıkça sıcaklıkları artar. Ancak hal değiştirme sırasında sıcaklık sabittir. Bu durum saf maddeler için böyledir. Ancak karışımlarda hal değiştirme sırasında da sıcaklık sabit değildir. Çözünürlük Belirli sıcaklık ve basınçta 100 gram çözücüde çözünebilen maksimum madde miktarına çözünürlük denir. Çözünürlük, çözünen ve çözücünün cinsine, sıcaklığa ve ortak iyon derişime bağlıdır. Gazların sıvı içerisinde çözünmesinde basınç da etkilidir. Değişik maddelerin aynı koşullarda belli bir çözücüdeki çözünürlükleri ayırt edici özelliktir. Esneklik Katıların üzerine bir kuvvet uygulandığında üzerindeki değişime esneklik denir. Sadece katılar için ayırt edici bir özelliktir. Genleşme Bir maddenin sıcaklığının yükseltilmesi sonucunda hacminin artmasına genleşme denir. Genleşmenin nedeni sıcaklık artışıdır. Sıcaklığın artması moleküllerin kinetik enerjisinin artması demektir. Kinetik enerji arttıkça moleküller daha çok hareket edecek ve hacimsel büyümeye neden olacaktır. Bütün gazların genleşme katsayısı aynıdır. Bu nedenle genleşme sadece katı ve sıvılar için ayırt edici özelliktir. Öz Isı Isınma ısısı Bir maddenin 1 gramının sıcaklığını 1 °C arttırmak için gereken ısıya öz ısı denir. Bir maddenin farklı fazdaki öz ısısı da farklıdır. Öz ısı maddenin üç hali için de ayırt edicidir. Elektrik İletkenliği Maddelerin üzerinden akım elektrik akımını aktarma özelliklerine elektrik iletkenliği denir. İletkenliği etkileyen faktör dirençtir. Direncin artması akımın geçmesini zorlaştırır. Farklı maddelerin farkı dirençleri vardır. Bu nedenle elektrik iletkenliği ayırt edici bir özelliktir. Özellik Katı Sıvı Gaz Özkütle Yoğunluk + + + Özhacim + + + Özısı ısınma ısısı + + + Çözünürlük + + + Kaynama Noktası — + — Erime Noktası + — — Genleşme Katsayısı + + — Esneklik Katsayısı + — — Buhar Basıncı — + — Elektrik İletkenliği + + — Maddelerin Sınıflandırılması Madde saf madde Arı madde ve saf olmayan madde karışım olmak üzere ikiye ayrılır. 1 . Saf Arı Madde Saf maddeler kendi arasında Elementler ve Bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. Aynı cins atom veya moleküllerden oluşmuş maddelerdir. Saf maddelerin; sabit basınç ve sıcaklıkta kendisine özgü, yoğunluğu, erime noktası, kaynama noktası ve çözünürlüğü vardır. Saf maddeler homojen yapıdadır. 1 . 1 Elementler Aynı cins atomlardan oluşan saf maddelere element denir. Elementler tabiatta atomik ya da moleküler halde bulunurlar. He , Na , O2 , O3 ve N elementlere örnektir. Elementlerin Özellikleri Saf arı maddelerdir. Yoğunlukları sabittir. Aynı zamanda ayırt edici özellik olduğunu hatırlatalım Elementler semboller simge ile gösterilir. Sembollerin ilk harfi büyük varsa ikinci ve üçüncü harfleri küçük yazılır. He , Mg , Ca , Cl Sabit erime ve kaynama noktaları vardır. Fiziksel veya kimyasal yollar ile daha basit maddelere dönüştürülemezler. Homojendirler. Elementler metaller, ametaller ve soygazlar olarak üç gruba ayırılır. 1 . 1 . 1 Metaller Metaller konusu Periyodik Cetvel konusunda detaylıca ele alınacağından dolayı burada sadece metallere ait özellikleri inceleyeceğiz. Metallerin hepsi cıva elementi hariç oda koşullarında katıdır. Bütün metaller parlaktır Metalik parlaklık. Işığı yansıtırlar. Metaller sert ve yumuşak olabilir. Sert olan metal yumuşak olanı çizer. Metaller, tel, levha ve toz haline gelebilir. Metaller esnektir; eğilip bükülebilir. Elektrik ve ısıyı iletir. Soy metaller altın, platin gibi dışında diğer metaller havada paslanır. Metaller birbirleriyle bileşik yapmaz. Ancak birbiri içinde eritilerek karıştırılabilirler ve alaşım oluştururlar. İki veya daha çok metal birbiriyle molekül oluşturmaz. Moleküllerin öz kütleleri büyük, erime noktaları yüksektir. Örneğin, demir 1535°C’de erir. Yoğunluğu 7,8 g/cm3’tür. Metaller, daima elektron vererek + yüklü iyon katyon olmak son yörüngelerinde 1,2,3 elektron barındırabilirler. Metallerin çoğuna Na, Mg, Fe, Zn gibi asitler etki eder. Bunun sonucunda tuz oluşur ve hidrojen gazı açığa çıkar. Alaşım Alaşım, iki ya da çok metal ya da yarı metal eriyiğinin karıştırılmasıyla elde edilen metal nitelikli maddelere verilen isimdir. Alaşımlar bu nedenle birden çok kimyasal element içerirler. Bazı metallerin sertliğiyle aşınma direnci yeterli olmadığı için doğrudan kullanılamazlar. Bu tür metallere değişik miktarlarda başka elementler katılarak homojen metal görünümündeki alaşımlar elde edilir. Alaşımlar metallerin görünüş ve fiziksel özelliklerini korurlar, ancak kendilerini oluşturan element ve metallerden komponentlerden değişik özellikler kazanırlar. Farklılaşan temel özellikler sertlik, ergime noktası, iletkenlik ve kimyasal etkilere dayanıklılıktır. Alaşımı oluşturan metallerin iç yapıları değişik olmasa da, alaşımın yapısal özellikleri farklılaşır. Bu özellik ya da nitelik değişimi çok duyarlıdır. Saf metallerin özellikleri ne kadar bilinirse bilinsin, saf metale karıştırılan % oranındaki yabancı element, özellikleri önceden kestirilemeyen bir alaşım oluşturabilir. Kalay Sn — Kurşun Pb —-> Lehim Bakır Cu — Çinko Zn —-> Pirinç Bakır Cu — Kalay Sn —-> Tunç Bronz 18 veya 14 ayar altın Altın – Bakır alaşımına örnektir. Civanın oluşturduğu alaşımlara malgama ve amalgam denir. 1 . 1 . 2 Ametaller Metaller konusu Periyodik Cetvel konusunda detaylıca ele alınacağından dolayı burada sadece metallere ait özellikleri inceleyeceğiz. Ametaller, metal özelliği göstermeyen elementlerdir. Sertlik, Mekanik uyarlanabilirlik ya da elektrik iletkenliği gibi metallere özgü özellikleri göstermeyen maddelerdir. Genellikle karbon, azot, fosfor, oksijen, kükürt, selenyum, flüor, klor, brom, iyot ve soy Gaz elementlerine ametal denir. Metaller çözeltilerde katyonları pozitif yüklü iyonları oluştururken, ametaller anyon negatif yüklü iyon oluşturma eğilimindedir. Metallerin aksine iyi iletken değillerdir ve elektronegatiflikleri çok yüksektir. Metaller ve ametaller arasında özellikler gösteren bazı yarıiletken elementler, “metaloidler” olarak da adlandırılır. Halojenler ve soygazlar da ametal doğadadır. Isı ve elektriği iletmezler Grafit hariç . Yüzeyleri mattır. Kırılgandırlar , tel ve levha haline dönüştürülemezler. Bileşiklerinde hem pozitif hem de negatif değerlikte olabilirler. Oda koşullarında katı,sıvı veya gaz hallerinde bulunabilirler. Elektron almaya isteklidirler çünkü son yörüngelerinde 5,6,7 elektron barındırabilirler. Erime Noktaları,Kaynama Noktaları ve Yoğunlukları düşüktür. Kendi aralarında kovalent bağlı bileşik oluştururlar. Metallerle iyonik bağlı bileşik oluştururlar. Oksijenli bileşikleri asidik özellik gösterir. Doğada moleküler halde bulunurlar. 1A grubunda sadece hidrojen ametaldir. Yarımetaller Periyodik tabloda metaller ve ametaller arasında, yarı metaller veya metaloidler olarak bilinen bir element sınıfı vardır. Bu elementlerin özellikleri de metal ve ametallerin ortasındadır. Yani iki grup elementin özelliklerini de kısmen gösterirler. Çoğu yarı metal, parlak, metalik bir görünüme sahiptir ancak kırılgan, düşük elektrik iletkenleri olup, metalik olmayan kimyasal özellikler gösterir. Yarı metaller, yarı iletken özelliklere sahip olan ve amfoter oksitler oluştururlar. Yarı metaller, periyodik tablodaki metaller ile ametaller arasındaki çizgi boyunca bulunurlar. Metal ve ametaller arasında periyodik tabloda zig zag çizerler. 1 . 1 . 3 Soygazlar Metaller konusu Periyodik Cetvel konusunda detaylıca ele alınacağından dolayı burada sadece metallere ait özellikleri inceleyeceğiz. Periyodik tabloda 8A grubunda bulunurlar. Yok denecek kadar az reaktiftirler. Son yörüngelerindeki orbitalleri tam doludur. Çok yüksek iyonlaşma enerjileri vardır. Çok düşük elektronegativiteleri vardır. Kaynama noktaları düşüktür. Oda koşullarında gaz şeklinde bulunur. Yanıcı ve yakıcı değildirler. Renksiz ve kokusuzdurlar. Düşük basınçta elektriği iletebilirler. Metaller, Ametaller ve Soygazlar Özelliklerinin Karşılaştırılması Özellikler/elementler Metaller Ametaller Soygazlar Elektrik ve ısıyı İletir İletmez Grafit hariç İletmez Yüzeyleri Parlaktır Mattır – Tel ve levha haline Getirilebilir Getirilemez Getirilemez Bileşikteki değerlik Pozitif Pozitif ve negatif Yok 1 . 2 Bileşikler İki ya da daha fazla maddenin kimyasal özelliklerini kaybederek sabit kütle oranlarında bir araya gelmesiyle oluşturulan yeni saf maddeye bileşik denir. Bileşiğin en küçük birimi farklı atomlardan oluşan moleküller veya iyonlardır. CO2, NH3, H2O molekül yapılı bileşiklere, NaCl, Al2SO43 ise iyonik bağlı bileşiklere örnektir. Bileşikler İyonik Bileşikler ve Kovalent Bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. Kovalent Bileşikler ise Polar Kovalent Bileşikler ve Apolar Kovalent Bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. Metal + Ametal —-> İyonik Bileşik Ametal + Ametal —-> Kovalent Bileşik Bileşiklerin Özellikleri Saf maddelerdir. Homojendirler. Yoğunlukları sabittir. Erime ve kaynama noktaları sabittir. Formüller ile gösterilirler. Bileşenleri arasında sabit kütle oranı vardır. Bileşenlerinin kimyasal özelliğini göstermezler. Kimyasal yollar ile ayrışırlar. NOT Bileşikler farklı cins atom aynı cins moleküller içerirler. Aynı cins moleküllerden oluşan bir maddenin bileşik olduğu kesin değildir. Molekül halde bulunan elementler de vardır. Saf bir maddenin bileşik olması için aynı cins moleküller ve farklı cins atomlar içermesi gerekmektedir. H2O molekülü bir bileşiktir. SO2 molekülü bir bileşiktir. NO molekülü bir bileşiktir. H2 , O2 , Cl2 , N2 molekülleri bileşik değil elementtir. 2 . Karışım İki veya daha fazla maddenin kimyasal özelliklerini kaybetmeden herhangi bir oranda bir araya gelmesiyle oluşan yeni maddelerdir. Karışımlar homojen ve heterojen olmak üzere ikiye ayrılır. Karışımların Özellikleri 1- Karışıma giren maddeler kendi özelliklerini kaybetmezler. 2- Karışımlar fiziksel yollarla bileşenlerine ayrılabilirler. Damıtma , Kristallendirme , Ayıklama , Eleme , Mıknatısla ayırma , Süzme , Santrifüjleme , Diyaliz , Süblimleşme 3- Karışımların Erime ve kaynama noktaları sabit değildir. 4- Karışımlar Homojen ya da heterojen durumda olabilirler. 5- Karışımların Yapısında en az iki farklı madde vardır. 6- Karışımlar Saf değildir. 7- Karışımlar kimyasal özelliklerini kaybetmedikleri için formülleri yoktur. 2 . 1 Homojen Karışımlar Özellikleri her yerinde aynı olan ve bakıldığında tek bir madde gibi görünen karışımlara homojen karışım denir. Etil alkol – su, alaşımlar, gaz karışımları gibi. Tüm arı maddeler saf maddeler homojendir. Fakat tüm homojen maddeler arı madde değildir. Homojen bir madde, arı madde element ya da bileşik olabildiği gibi karışım da olabilir. Katı – Katı —> Alaşımlar Pirinç , lehim , bronz … Sıvı – Katı —> Şekerli su , Tuzlu su Sıvı – Sıvı —> Alkol – Su Sıvı – Gaz —> Gazlı İçecekler Gaz – Gaz —> Hava Tüm gaz karışımları homojen karışımdır. 2 . 1 Heterojen Karışımlar Özellikleri her yerinde aynı olan ve bakıldığında tek bir madde gibi görünmeyen karışımlara heterojen karışım denir. Türk Kahvesi , Çorba , Salata , Çamurlu Su , Zeytinyağı – Su , süt , ayran , su – kum gibi. Bazı heterojen karışımların özel isimleri vardır. 2 . 1 . 1 Emülsiyon Sıvı – Sıvı şeklindeki karışımlara verilen isimdir. Başka bir deyiş ile bir sıvıda başka bir sıvının damlacıklar halinde heterojen olarak dağılmasıdır. Örnek Zeytinyağı – Su , Benzin – Su 2 . 1 . 2 Süspansiyon Katı – Sıvı şeklindeki karışımlara verilen isimdir. Başka bir deyiş ile bir sıvıda başka bir katının damlacıklar halinde heterojen olarak dağılmasıdır. Örnek Tebeşir tozu – Su , Ayran , Çamurlu Su , Türk Kahvesi 2 . 1 . 3 Aerosol Bir gaz içerisinde sıvı damlacıkların veya katı parçacıklarının heterojen olarak dağılmasıdır. Örnek Sis , Duman , Spreyler , Deodorantlar , Sinek İlacı 2 . 1 . 4 Kolloidal Gözle görülemeyecek kadar küçük katı maddelerin sıvı içerisinde heterojen olarak dağılmasıdır. Örnek Süt , Kan , Boya , Jöle Not Maddenin yapısındaki faz kavramı ile maddenin fiziksel hali birbirine karıştırılmamalıdır. Bu kavramlar her zaman ayrı anlamda kullanılmaz. Gaz hali ile gaz fazı aynı anlamı verebildiği halde sıvı ve katılarda aynı fiziksel halde iki farklı faz bulunabilir. Zeytinyağı ile su karşımı sıvı halde bir maddedir. Ancak üstte zeytinyağı, altta su olmak üzere iki ayrı faz içerir. Elementler, Bileşikler ve Karışımlar Arasındaki Farklar Özellikler/maddeler Bileşik Karışım Element Bileşenleri arasındaki oran Sabittir Değişkendir Yoktur Bileşenleri, kendi özelliklerini Kaybeder Korur Yoktur Bileşenlerine ayrılma yöntemi Kimyasal Fiziksel Yoktur Erime ve kaynama noktaları Sabittir Değişkendir Sabittir Yoğunlukları Sabittir Değişkendir Sabittir Gösterilme durumu Formüllerle Yoktur Sembollerle Maddenin Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri Maddenin özelliklerini fiziksel ve kimyasal özellikler diye ikiye ayırabiliriz. Maddenin Fiziksel Özellikleri ve Fiziksel Olay Maddenin ölçülebilen, gözlenebilen, dış görünüşü ile ilgili olan özelliklere fiziksel özellik denir. Renk, koku, tat, sertlik, yoğunluk, ısı iletkenliği, elektrik iletkenliği, erime noktası, kaynama noktası, çözünürlük gibi özellikler fiziksel özelliklerdir. Maddenin kimyasal yapısının bozulmadığı değişimlere de fiziksel değişim denir. Başka bir deyişle maddenin dış yapısında olan değişimlere denir. Maddenin bağ ve molekül yapısı değişmez. Fiziksel değişimlerde; Maddenin toplam kütlesi değişmez. Maddenin kimyasal özelliği değişmez. Fiziksel olayların çoğu tersine döndürülebilir. Fiziksel özelliklerin bir kısmı değişir. Fiziksel değişim örnekleri Camın kırılması Tahtanın parçalara ayrılması veya talaş elde edilmesi Şekerin veya tuzun suda çözünmesi Gökkuşağı oluşumu Sütten tereyağ elde edilmesi Metal bir telin elektriği iletmesi NaCl tuzunun suda çözünmesi NaClk → Na+aq + Cl–aq Naftalinin süblimleşmesi Suyun donması Kağıdın yırtılması Mumun ısıtılarak eritilmesi Şeker pancarından şeker elde edilmesi Bakır telin elektriği iletmesi Camın kırılması Buzun suda erimesi Katı yağların erimesi Odundan talaş elde edilmesi Kağıdın parçalanması Kar oluşumu Kırağı oluşumu Suyun buharlaşması Naftalinin süblimleşmesi Şekerin suda çözünmesi Yoğurttan ayran yapılması Reçelin şekerlenmesi Alaşımlar Lehim, Pirinç, Tunç veya Bronz, 14 veya 18 ayar altın Tüm hal değişimleri Erime, donma, buharlaşma, yoğunlaşma, kırağı oluşumu, süblimleşme Fiziksel değişmelere örnektir. Maddenin Kimyasal Özellikleri ve Kimyasal Olay Maddenin tanecikleri atom ve molekülleri ile ilgili olan özelliklere kimyasal özellik denir. Örneğin bir maddenin asit veya bazla reaksiyon verip vermemesi, yanıcı olup olmaması gibi özellikleri o maddenin kimyasal özellikleridir. Kimyasal olay ise; maddenin atom veya moleküllerinde yani maddenin iç yapısında meydana gelen değişimlerdir. Kimyasal değişim sonucunda maddenin bağ ve molekül yapısı değişir. Kimyasal değişimlerde; Maddenin toplam kütlesi değişmez. Maddenin kimyasal özelliği değişir. Kimyasal olaylar tersine dönüştürülemez. Kimyasal özelliklerin tamamı değişir. Kimyasal değişim örnekleri Suyun elektrolizi H2O → H2 + 1/2O2 Yumurtanın pişmesi Zn nin HCl de çözünmesi Kömürün yanması Yaprağın sararması Paslanma Olayları Demirin paslanması Kararma Olayları Gümüşün kararması Ekşime Olayları Sütün ekşimesi Etin kokması Çürüme Olayları Meyvenin çürümesi Sütten peynir veya yoğurt yapılması Peynirin küflenmesi Mayalanma Olayları Hamurun mayalanması Üzüm suyundan sirke yapılması Fotosentez olayı Grizu patlaması Zeytin yağından sabun elde edilmesi Sofra tuzunun elektrolizi Yağlı boyanın kuruması CO2 gazının kireç suyunu bulandırması Üzümden şarap elde edilmesi Betonun donması Elektrolit elektriği ileten çözeltilerinin elektrik akımını iletmesi Patlama olayları Grizu, tanker patlaması vs. Yanma olaylarının tamamı Pillerin Elektrik üretmesi Solunum Fotosentez Ağaçtan kağıt elde edilmesi Limon suyunun mermer ile etkileşimi Not Kimyasal olay gerçekleştiğinde fiziksel değişim de meydana gelir. Ancak fiziksel değişim olduğunda kimyasal değişim meydana gelmez. Not Ezber olarak madde geri dönüşüme uğramıyor ise kimyasal değişimdir gibi bir bilgi vardır. Ancak bu her durumda geçerli değildir. Örneğin buğdaydan un yaptığımız zaman undan tekrar buğday elde edemeyiz ama yine de bu durum fiziksel değişime örnektir. Konu Anlatımı Değerlendirme Konu Anlatım 100% Bilgilendirme 100%

harflerin yapısal özellikleri ne demektir