Çeşitli Medeniyetlerden Tüm Dünyaya Öğüt Olacak Nitelikteki 25 Atasözü. Favorilerinize Ekleyin. Neredeyse her duruma cuk diye oturan birçok atasözüne sahibiz. Peki ya diğer medeniyetlerde bu tarz düşündürücü atasözleri yok mu? Elbette var. İşte çeşitli medeniyetlerden derlediğimiz en anlamlı 25 atasözü sizlerle. TDK'ya göre Bir şey (veya şeyler) olmak atasözü ve deyimi ne demektir? İşte Türk Dil Kurumu sözlüğünde Bir şey (veya şeyler) olmak ile ilgili bilgiler 20 Kasım 2021 12:50 TDK Sözlük Anlamı Anlamı : Güzel günleri, güzellik dönemi geçmiş, çirkin günler, çirkin dönemi başlamış insanlar için kullanılır. Atasözü : Ahmak ıslatan (yagmuru). Anlamı : Öyle bir yağmur ki yağan, şemsiyesiz yürüsem bir şey olmaz dersin, ince ince ıslanırsın. Böyle havalarda yürüyenlere ithaf edilmiş bir söz bu. "Sürekli öz disiplin ve öz denetimle, büyük bir karakter geliştirebilirsiniz." – Grenville Kleise “Kendini kontrol etmede ustalaşmak, kişinin duygularını dizginleme eylemi başarının gerçek anahtarıdır.” – Timothy Pina "Öz disiplin, vicdanınızın size bir şey yapmanızı söylemesi ve buna karşılık vermemenizdir." kendİnİbİr Şey sanmak Bencil, kendini beğenmiş hırslı kişilerin en sık kullandığı sözlerden birisi " Benden sonra tufan" demeleridir. Ben varsam mesele yok, sorun yok, ben bilirim, benim dediğim olur, benim borum öter, ben haklıyım der yani hangi taşı kaldırsak altından onun ben, ben, ben diyen, insanlara yukardan bakan Vay Tiền Nhanh. İlgili atasözleri ve anlamları İçinde "kendi" sözcüğü geçen atasözleri ve açıklamaları Kendi düşen ağlamaz atasözünün anlamı Kendi zararına kendi neden olanın yakınmaya hakkı yoktur. Kendinden küçükten kız al, kendin büyüğe kız ver Kızlar, evlenecekleri erkeğin evinde, babalarının evinde bulduklarından fazlasını bulup mutlu olmalıdır. İlgili deyimler ve anlamları İçinde "kendi" kelimesi geçen deyimler ve açıklamaları Kendi ağzıyla tutulmak Suçu, yalanı ya da savının yanlışlığı kendi sözüyle ortaya çıkmak. Kendi başına kendi kendine Kimseye sormadan. Başkasının payı ya da yardımı olmaksızın, tek başına, bir başına. Kendi çalıp kendi oynamak deyiminin anlamı Herkesin ilgisini çeki sonra da kimseyi işe karıştırmadan ortalığı velveleye vermek. Kendi derdine düşmek Kendi derdi yüzünden başka şeyle ilgilenememek. Kendi göbeğini kendi kesmek Gereksindiği yardımı başkalarının esirgemesi üzerine ne yapıp yapıp kendi işini kendi görmek. Kendi gözündeki merteği görmez, elin gözündeki çöpü görür Büyük kusurlarına bakmayıp başkasının en küçük kusurunu bile kınayanlar için söylenir. Kendi halinde Hiçbir şeye karışmayan kimseyi rahatsız etmeyen, essiz, saf. Kendi havasına gitmek kendi havasında olmak Aklına eseni yapmak. Kendi kendine Kimseye danışmaksızın. Yalnız başına. Kendi kişiliğine. Kendi kendine gelin güvey olmak Nasıl karşılanacağını hesaba katmadan bir işi olmuş bitmiş sayarak boşuna sevinmek. Karar verecek kişi bir başkası iken, asıl söz sahibi kendisi olmadığı halde, bir işi kendi başına tasarlayıp biçimlendirmeye kalkışmak. Kendi kendini yemek Bir şeyi, isteğine uygun olmuyor diye kendisine dert etmek, kendisine üzüntü yapmak. Kendi payıma Bana gelince, bana sorarsanız, düşünceme göre, bence. Kendi söyler kendi dinler Ne söylediği anlaşılmaz, kendi kendine söylenir. Kendi yağıyla kavrulmak Elinde olanlarla geçinip kimsenin yardımına gerek duymamak. Kendinde olmamak Aklı başında olmamak. Kendinden geçmek Bilinci işlemez olmak, kendini kaybetmek, bayılmak. Kendin pay paha biçmek Başkasının durumun, kendi başından geçmiş benzeri bir durumla karşılaştırmak. Kendine gelmek Ayılmak. Aklı başına gelmek. Durumu düzelmek. Kendine hakim olmak Gereksiz bir davranışta bulunmamak ya da söz söylememek için kendini tutmak. Kendine ... süsü vermek Kendini ... gibi göstermek. Kendine onuruna yedirememek Kendine yapılan ya da kendisinin başkasına yapması söz konusu olan bir şeyi onur kırıcı sayıp yapmaktan vazgeçmek. Kendine yontmak Çıkan bir fırsattan yararlanarak ve başkalarını hiç düşünmeyerek hep kendi çıkarını sağlayacak yolda davranmak. Kendini ağırdan satmak Bir işi yapmak istediği halde nazlanarak kabul etmemek. Kendini alamamak İstemeyerek bir işi yapmak durumunda kalmak. Bir yere Kendini atmak Hemen gitmek. Kendini beğenmek Başkalarını küçümseyerek kendini üstün görmek. Kendini bilen kendini bilir Ağırbaşlı, onurlu, saygınlığını korumasının bilen. Kendini bilmek Aklı başında olmak. Erin olmak, ergenlik çağına girmek. Durumuna, onuruna yakışır biçimde davranmak. Kendini bir şey sanmak Kendini olduğundan değerli görmek. Kendini bir yerde bulmak Farkında olmadan bir yere ulaşmış olmak. Kendini bulmak Kişilik kazanmak. Bir yere kendini dar atmak Ferahlık bulacağı bir yere yetişmiş olmak. Kendini dev aynasında görmek Kendini olduğundan pek çok üstün biri gibi görmek. Kendini dinlemek Hastalık kuruntusu içinde bulunmak. Kendi haline kalmak. Kendini dirhem dirhem satmak Pek nazlı ya da kurumlu davranmak. Kendini fasulye gibi nimetten saymak Kendine aşırı ölçüde değer vermek. Kendini göstermek Gücünü göstermek, beğenilecek niteliklerini gözler önüne sermek. Kendini kendisini helak etmek Ölesiye çalışıp yorgun, bitkin düşmek. Kendini kapıp koyvermek Kendine özen göstermemek, kötümser, karamsar olmak. Kendini kaptırmak Bir şeyin etkisinden kurtulamayacak duruma düşmek. Bir işe olanca gücüyle sarılmak. Kendini kaybetmek Bayılmak. Öfkesinden ne yaptığını bilmemek. Kendini naza çekmek Nazlanmak. Kendini tartmak Ne durumda olduğunu anlamak için kendini yoklamak. Kendini toparlamak Durumunu düzeltmek. Dikkatini çalıştığı konuya toplamak. Kendini tutamamak Bir durum karşısında heyecanına kapılıp bir şeyler söylemek ya da yapmak; kendine hakim olamamak. Bir şeye kendini vermek Bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak. Bütün gücünü bir şeyi yapmaya harcamak. Kendisini bir şeyin tutkusuna kaptırmak. Kendini bir şeye vurmak Üzüntülerini unutmak niyetiyle bir şeye düşkün olmak, müptelası durumuna gelmek. Kendisi muhtacı himmet bir dede nerede kaldı gayriye himmet dede Kendisi yardıma muhtaçken nasıl olur da başkasına yardım edebilir. bir şey sanmak bir deyimdir.” bir şey sanmak “ Deyim anlamı ve cümle içinde kullanımıbir kimseyi, bir şeyi, bir yeri gerçeğinden, olduğundan başka türlü düşünerek hayal kırıklığına uğramak, değerlendirmede yanılmakÖrnek Kullanım Tüccar deyince biz de onu bir şey Hakkında Kısa BilgiDeyim, genellikle gerçek anlamından uzak kendine özgü bir anlam taşıyan, ifadeyi daha zengin ve etkileyici kılmak amacıyla söylenen kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler sözlüğümüz atasözleri sözlüğümüz ile birlikte, binlerce atasözü ve deyimin anlamını ve örnek cümlelerini içermektedir. Dilimizde çok fazla deyim ve atasözü olup çok olduğu için bu söz öbekleri a’dan z’ye baş harflerine göre sayfalara ayrılmıştır. Yandaki menüden bu sayfalara doğrudan geçiş yapabilir ya da tüm listeye Sözlük linkimizden ulaşabilirsiniz. Her sayfada deyimler ve atasözleri birlikte alfabetik olarak sıralanmıştır. Deyimler ve atasözleri kalın bold biçimde, örnek cümleler veya alıntılar ise eğik italik biçimde Neden Önemlidir ve Nerede Kullanılır?Sınavlarda soru olarak karşınıza gelir. Anlamını bildiğinizde soruları çözmeniz ödevi olarak karşınıza çıkar. Uzun uzadıya açıklamalar yapmaya gerek kalmadan kısaca düşüncenin anlatılmasını sağlamak için zenginliklerindendir. Kendinizi çok daha iyi ifade etmenizde yardımcı olur. Siz de mutlaka kullanmaya çalışın. Siz de yukarıda yer alan açıklama ve örnek cümleye katkıda bulunmak isterseniz lütfen yorum kısmına örnek cümle, karikatür ya da size verilen kompozisyon ödev konularını girin. Bu sayede sizlerle birlikte herkesin bilgi seviyesi artacaktır. Haberler EĞİTİM Sözlük Kendini ağır veya ağırdan satmak ne demek? Kendini ağır veya ağırdan satmak TDK sözlük anlamı nedir? 1852 Son Güncelleme 1554 TAKİP ET Türkçe dilinin en büyük zenginliklerinden olan atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, öğrenmesi ve anlamlarına tam tamına hakim olunması bir o kadar zor kelime gruplarıdır. Çünkü bu kelime grupları, eski zamanlarda oluşmuş ve o dönemin özelliklerine göre anlam verilmiş sözlerdir. Ancak yine de günümüzde kullanılabilecek, zamansız anlamlar içerirler. Bu nedenle günlük yaşamda ve edebi sanatlarda sıklıkla kullanılırlar. Bu ifadelerden biri de Kendini ağır veya ağırdan satmak sözüdür. Kendini ağır veya ağırdan satmak ne anlama gelir? En Çok Okunan Eğitim Haberler İlginizi Çekebilir fasulye gibi kendini nimetten saymak bir deyimdir.” fasulye gibi kendini nimetten saymak “ Deyim anlamı ve cümle içinde kullanımıkendine çok değer vermek, kendini bir şey Hakkında Kısa BilgiDeyim, genellikle gerçek anlamından uzak kendine özgü bir anlam taşıyan, ifadeyi daha zengin ve etkileyici kılmak amacıyla söylenen kalıplaşmış söz öbekleridir. Deyimler sözlüğümüz atasözleri sözlüğümüz ile birlikte, binlerce atasözü ve deyimin anlamını ve örnek cümlelerini içermektedir. Dilimizde çok fazla deyim ve atasözü olup çok olduğu için bu söz öbekleri a’dan z’ye baş harflerine göre sayfalara ayrılmıştır. Yandaki menüden bu sayfalara doğrudan geçiş yapabilir ya da tüm listeye Sözlük linkimizden ulaşabilirsiniz. Her sayfada deyimler ve atasözleri birlikte alfabetik olarak sıralanmıştır. Deyimler ve atasözleri kalın bold biçimde, örnek cümleler veya alıntılar ise eğik italik biçimde Neden Önemlidir ve Nerede Kullanılır?Sınavlarda soru olarak karşınıza gelir. Anlamını bildiğinizde soruları çözmeniz ödevi olarak karşınıza çıkar. Uzun uzadıya açıklamalar yapmaya gerek kalmadan kısaca düşüncenin anlatılmasını sağlamak için zenginliklerindendir. Kendinizi çok daha iyi ifade etmenizde yardımcı olur. Siz de mutlaka kullanmaya çalışın. Siz de yukarıda yer alan açıklama ve örnek cümleye katkıda bulunmak isterseniz lütfen yorum kısmına örnek cümle, karikatür ya da size verilen kompozisyon ödev konularını girin. Bu sayede sizlerle birlikte herkesin bilgi seviyesi artacaktır. Kategori İngilizce Türkçe General 1 Genel do-it-yourself i. birinin kendi başına monte edebileceği şey 2 Genel do-it-yourself i. birinin kendi başına yapabileceği şey şey 3 Genel do-it-yourself i. kendin yap 4 Genel do-it-yourself project i. kendin yap projesi 5 Genel avoid attracting attention to yourself f. dikkat çekmemeye çalışmak 6 Genel make yourself useful f. bir işe yaramak 7 Genel surrender yourself to the rhythm f. kendini müziğin ritmine bırakmak 8 Genel let yourself go with the rhythm f. kendini müziğin ritmine bırakmak 9 Genel teach yourself f. kendi kendine öğrenmek 10 Genel think to yourself f. bir şeyle ilgili kendi kendine düşünmek 11 Genel be hard on yourself f. kendine haksızlık etmek 12 Genel bury yourself f. kendini gömmek 13 Genel buy yourself out f. askerlikten vb tazminat ödeyerek ayrılmak 14 Genel go out and enjoy yourself f. çıkıp eğlenmek 15 Genel set aside time for yourself f. kendine vakit ayırmak 16 Genel set aside time for yourself f. kendine zaman ayırmak 17 Genel believe in yourself f. kendine inanmak 18 Genel talk yourself f. kendi kendine konuşmak 19 Genel treat yourself f. kendini ödüllendirmek 20 Genel treat yourself f. kendini ödüllendirmek 21 Genel abandon yourself to something f. kendini bir şeye bırakmak 22 Genel make yourself up f. kendine makyaj yapmak 23 Genel have time for yourself f. kendine zaman ayırmak 24 Genel be patient with yourself f. kendine karşı sabırlı olmak 25 Genel doubt yourself f. kendinden şüphe etmek 26 Genel do-it-yourself s. yardımsız yapılabilen 27 Genel by yourself zf. kendi kendinize 28 Genel by yourself zf. kendi kendine 29 Genel by yourself zf. tek başına 30 Genel help yourself! ünl. buyurun 31 Genel help yourself ünl. buyurunuz 32 Genel go beyond yourself! ünl. aş kendini Phrasals 33 Öbek Fiiller lever yourself out of something f. bir yerden destek alarak ayağa kalkmak 34 Öbek Fiiller lever yourself out of something f. bir yerden destek alarak hareket etmek 35 Öbek Fiiller lever yourself onto something f. bir yerden destek alarak ayağa kalkmak 36 Öbek Fiiller lever yourself onto something f. bir yerden destek alarak hareket etmek Phrases 37 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini alarak 38 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul ederek 39 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle 40 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle 41 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini bilerek 42 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske atarak 43 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske attığını bilerek 44 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske attığının bilincinde olarak 45 İfadeler at risk to yourself/somebody/something f. kendi/biri/bir şey pahasına 46 İfadeler don't suppress yourself expr. kendine yüklenme 47 İfadeler apply yourself expr. kendini ver 48 İfadeler go easy on yourself expr. kendine yüklenme 49 İfadeler what matters most is how you see yourself expr. önemli olan kendini nasıl gördüğündür 50 İfadeler through yourself expr. şahsınızda 51 İfadeler despite yourself expr. elinde olmadan 52 İfadeler despite yourself expr. elinde olmayarak 53 İfadeler despite yourself expr. istemese de 54 İfadeler despite yourself expr. ister istemez 55 İfadeler despite yourself expr. istemediği halde Proverb 56 Atasözü why keep a dog and bark yourself? para verip tuttuğun başka birisi varken sen niye yapasın? 57 Atasözü if you want a thing done well do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 58 Atasözü if you want a thing done well do it yourself kendi ununu kendin öğüt 59 Atasözü serve yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 60 Atasözü serve yourself kendi ununu kendin öğüt 61 Atasözü if you would be well served, serve yourself işinin iyi görülmesini istiyorsan, kendi işini kendin gör 62 Atasözü why keep a dog and bark yourself? maşa varken ateşi elinle tutmak niye? 63 Atasözü don't make yourself a mouse, or the cat will eat you kuzu gibi olma, kurda yem olursun 64 Atasözü don't make yourself a mouse, or the cat will eat you çekingen olma, hakkından gelirler 65 Atasözü don't make yourself a mouse, or the cat will eat you çekingen olursan bunu fırsat bilirler/istismar ederler 66 Atasözü don't make yourself a mouse, or the cat will eat you ses çıkarmazsan/kuzu gibi olursan bunu fırsat bilirler 67 Atasözü if you want a thing done well/right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 68 Atasözü if you want a thing done well/right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 69 Atasözü if you want a thing done well/right, do it yourself bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın 70 Atasözü if you want it done right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 71 Atasözü if you want it done right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 72 Atasözü if you want it done right, do it yourself bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın 73 Atasözü if you want it done well, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 74 Atasözü if you want it done well, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 75 Atasözü if you want it done well, do it yourself bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın 76 Atasözü if you want something done right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 77 Atasözü if you want something done right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 78 Atasözü if you want something done right, do it yourself bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın 79 Atasözü if you want something done well, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 80 Atasözü if you want something done well, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 81 Atasözü if you want something done well, do it yourself bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın 82 Atasözü if you want something done well/right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın 83 Atasözü if you want something done well/right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt 84 Atasözü if you want something done well/right, do it yourself bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın Colloquial 85 Konuşma Dili googling yourself i. kişinin google'da kendi adını veya websitesini aratması 86 Konuşma Dili excel yourself f. kendini aşmak 87 Konuşma Dili stop deluding yourself f. kendini aldatmayı bırak 88 Konuşma Dili laugh yourself silly f. gülmekten kırılmak 89 Konuşma Dili laugh yourself silly f. gülmekten kendinden geçmek 90 Konuşma Dili laugh yourself silly f. deli gibi gülmek 91 Konuşma Dili laugh yourself silly f. çılgın gibi gülmek 92 Konuşma Dili kill yourself laughing [uk] f. gülmekten ölmek 93 Konuşma Dili kill yourself laughing [uk] f. gülmekten yerlere yatmak 94 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini helak etmek 95 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi canını çıkarmak 96 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak 97 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için aşırı çabalamak 98 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak/çabalamak 99 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye bir tarafını yırtmak 100 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini yırtmak 101 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye canını dişine takmak 102 Konuşma Dili kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için aşırı çaba/efor sarf etmek 103 Konuşma Dili keep yourself busy f. kendini oyalamak 104 Konuşma Dili keep yourself busy f. kendine yapacak bir şeyler bulmak 105 Konuşma Dili keep yourself busy f. boş kalmamak/durmamak 106 Konuşma Dili keep yourself busy f. hiçbir şey yapmadan durmamak 107 Konuşma Dili play yourself in f. -e alışmak 108 Konuşma Dili play yourself in f. oyunun içine girmek 109 Konuşma Dili play yourself in f. kendini oyunun içine sokmak 110 Konuşma Dili play yourself in f. '-e dahil olmak 111 Konuşma Dili play yourself in f. kendini oyuna dahil etmek 112 Konuşma Dili play yourself in f. duruma alışmak 113 Konuşma Dili play yourself in f. kendini akışa dahil etmek 114 Konuşma Dili play yourself in f. akışa dahil olmak 115 Konuşma Dili play yourself in f. ritmi yakalamak 116 Konuşma Dili explain yourself f. kendini açıklamak 117 Konuşma Dili explain yourself f. davranışının nedenini açıklamak 118 Konuşma Dili explain yourself f. söylediği şeyi açmak 119 Konuşma Dili explain yourself f. ne demek istediğini açıklamak 120 Konuşma Dili explain yourself f. ne kast ettiğini açıklamak 121 Konuşma Dili push yourself f. kendini zorlamak 122 Konuşma Dili let yourself go f. kendini salmak 123 Konuşma Dili let yourself go f. kendini bırakmak 124 Konuşma Dili let yourself go f. kendini rahat bırakmak 125 Konuşma Dili full of yourself s. kendini beğenmiş 126 Konuşma Dili full of yourself s. kendini bir bok sanan 127 Konuşma Dili full of yourself s. kendini bir şey sanan 128 Konuşma Dili full of yourself s. böbürlenen 129 Konuşma Dili full of yourself s. çalımından geçilmeyen 130 Konuşma Dili full of yourself s. havasından geçilmeyen 131 Konuşma Dili full of yourself s. havalara girmiş 132 Konuşma Dili sure of yourself s. kendinden emin 133 Konuşma Dili sure of yourself s. kendine güvenen 134 Konuşma Dili listen to yourself expr. ağzından çıkanı duysana 135 Konuşma Dili show yourself expr. çık ortaya/meydana 136 Konuşma Dili keep your hands to yourself! expr. dokunma! 137 Konuşma Dili go chase yourself! expr. defol git ve beni rahatsız etme! 138 Konuşma Dili make yourself comfortable expr. evindeymiş gibi hisset 139 Konuşma Dili keep your opinions to yourself! expr. fikirlerini kendine sakla! 140 Konuşma Dili go see for yourself expr. git kendin bak 141 Konuşma Dili keep your opinions to yourself! expr. görüşlerini kendine sakla! 142 Konuşma Dili keep your hands to yourself! expr. ellerine hakim ol! 143 Konuşma Dili go take care of yourself expr. git kendinle ilgilen 144 Konuşma Dili show yourself expr. göster kendini 145 Konuşma Dili take care of yourself expr. iyi bak kendine 146 Konuşma Dili keep your intentions to yourself expr. içinden geçeni kendine sakla 147 Konuşma Dili pull yourself together expr. kendine çekidüzen ver 148 Konuşma Dili make yourself at home expr. kendi evinizdeymiş gibi davranın 149 Konuşma Dili show yourself expr. kendini göster 150 Konuşma Dili get yourself a towel expr. kendine bir havlu bul 151 Konuşma Dili make yourself at home expr. keyfine bak 152 Konuşma Dili put yourself in other people's shoes expr. kendini diğer insanların yerine koy 153 Konuşma Dili make yourself comfortable expr. keyfine bak 154 Konuşma Dili speak for yourself expr. kendi adına konuş 155 Konuşma Dili have some respect for yourself expr. kendine biraz saygı duy 156 Konuşma Dili have yourself a drink expr. kendine bir içki al 157 Konuşma Dili get it yourself expr. kendin hallet 158 Konuşma Dili discover yourself expr. kendini keşfet 159 Konuşma Dili take some time for yourself expr. kendine biraz zaman ayır 160 Konuşma Dili buy yourself some food expr. kendine yiyecek bir şeyler satın al 161 Konuşma Dili take very good care of yourself expr. kendine çok iyi bak 162 Konuşma Dili make yourself at home expr. kendi evinizdeymiş gibi hareket edin 163 Konuşma Dili stop feeling sorry for yourself expr. kendine acımayı kes 164 Konuşma Dili find yourself a place to stay expr. kendine kalacak bir yer bul 165 Konuşma Dili pull yourself together expr. kendine çeki düzen ver 166 Konuşma Dili pull yourself together expr. kendini topla 167 Konuşma Dili keep your intentions to yourself expr. niyetini kendine sakla 168 Konuşma Dili comfort yourself expr. kendini rahatlat 169 Konuşma Dili enjoy yourself expr. keyfine bak 170 Konuşma Dili take very good care of yourself expr. kendine çok ama çok iyi bak 171 Konuşma Dili stop blaming yourself expr. kendini suçlamayı bırak 172 Konuşma Dili consider yourself on notice expr. kendini uyarılmış bil 173 Konuşma Dili face yourself expr. kendinle yüzleş 174 Konuşma Dili stop blaming yourself expr. kendini suçlamaktan vazgeç 175 Konuşma Dili introduce yourself expr. kendinizi tanıtın 176 Konuşma Dili you're fooling yourself expr. kendini kandırıyorsun 177 Konuşma Dili pull yourself together expr. kendine hakim ol 178 Konuşma Dili make yourself a drink expr. kendine bir içki hazırla 179 Konuşma Dili put yourself in his position expr. kendini onun yerine koy 180 Konuşma Dili suit yourself expr. keyfin bilir 181 Konuşma Dili see for yourself expr. kendin gör 182 Konuşma Dili get it yourself expr. kendin al 183 Konuşma Dili get a grip on yourself! expr. kendine hakim ol! 184 Konuşma Dili put yourself into her shoes expr. kendini onun yerine bir koy 185 Konuşma Dili pull yourself together expr. kendine gel 186 Konuşma Dili make yourself at home expr. kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin 187 Konuşma Dili stop deluding yourself expr. kendini kandırmayı kes 188 Konuşma Dili put yourself into his shoes expr. kendini onun yerine bir koy 189 Konuşma Dili take care of yourself expr. sağlıcakla kalın 190 Konuşma Dili get a grip on yourself expr. sakinleş 191 Konuşma Dili take care of yourself expr. sağlıcakla kalınız 192 Konuşma Dili you did it to yourself expr. sana müstahak 193 Konuşma Dili take care of yourself expr. sağlıcakla kal 194 Konuşma Dili make yourself comfortable expr. rahatınıza bakın 195 Konuşma Dili make yourself comfortable expr. rahatına bak 196 Konuşma Dili comfort yourself expr. rahatına bak 197 Konuşma Dili make yourself at home expr. rahatınıza bakın 198 Konuşma Dili suit yourself expr. paşa gönlün bilir 199 Konuşma Dili pull yourself together expr. topla kendini 200 Konuşma Dili introduce yourself expr. tanıt kendini 201 Konuşma Dili get yourself together expr. topla kendini 202 Konuşma Dili knock yourself out expr. yap da görelim 203 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen de arkadaş mısın? 204 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. senin gibi arkadaş mı olur? 205 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sana arkadaş demeye bin şahit lazım 206 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen kendine arkadaş mı diyorsun? 207 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen kendini arkadaş mı sanıyorsun? 208 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen kendine nasıl arkadaş diyebiliyorsun? 209 Konuşma Dili suit yourself expr. kendin bilirsin 210 Konuşma Dili don't knock yourself out expr. kendini çok yorma 211 Konuşma Dili don't knock yourself out expr. kendini perişan etme 212 Konuşma Dili go soak yourself expr. defol git 213 Konuşma Dili go soak yourself expr. haydi oradan 214 Konuşma Dili go soak yourself expr. git başımdan 215 Konuşma Dili go soak yourself! expr. defol git! 216 Konuşma Dili go soak yourself! expr. haydi oradan! 217 Konuşma Dili go soak yourself! expr. git başımdan! 218 Konuşma Dili all to yourself expr. tamamen kendine 219 Konuşma Dili all to yourself expr. yalnızca kendine 220 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen de kendine arkadaş mı diyorsun? 221 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen de kendini arkadaştan mı sayıyorsun? 222 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. sen nasıl arkadaşsın? 223 Konuşma Dili call yourself a friend? expr. senin gibi arkadaş mı olur? 224 Konuşma Dili don't strain yourself expr. aman zahmet etme 225 Konuşma Dili don't strain yourself expr. aman rahatını bozma 226 Konuşma Dili dry don't repeat yourself expr. bilgisayar programcılığında yazılım geliştirirken kod tekrarına düşmeyi veya gereksiz kodları azaltmak için kullanılan bir prensip 227 Konuşma Dili dry don't repeat yourself expr. kendini tekrar etme 228 Konuşma Dili dry don't repeat yourself expr. aynı kodları tekrar etme 229 Konuşma Dili go and chase yourself expr. defol git 230 Konuşma Dili go and chase yourself expr. kaybol 231 Konuşma Dili go and chase yourself expr. çık git 232 Konuşma Dili go and chase yourself expr. git başımdan 233 Konuşma Dili go and chase yourself expr. yürü git 234 Konuşma Dili keep telling yourself that expr. sen öyle düşünmeye/sanmaya devam et 235 Konuşma Dili let yourself go expr. kendini bırak 236 Konuşma Dili let yourself go expr. kendini rahat bırak 237 Konuşma Dili let yourself go expr. sal kendini 238 Konuşma Dili and yourself? exclam. ya sen? 239 Konuşma Dili go and chase yourself! exclam. defol git! 240 Konuşma Dili go and chase yourself! exclam. kaybol! 241 Konuşma Dili go and chase yourself! exclam. çık git! 242 Konuşma Dili go and chase yourself! exclam. git başımdan! 243 Konuşma Dili go and chase yourself! exclam. yürü git! 244 Konuşma Dili kick yourself büyük pişmanlık yaşamak 245 Konuşma Dili kick yourself dizini dövmek 246 Konuşma Dili kick yourself kendine kızmak 247 Konuşma Dili kick yourself kafasını/başını taşlara vurmak 248 Konuşma Dili kick yourself pişmanlık duymak 249 Konuşma Dili kick yourself kendini suçlamak Idioms 250 Deyim not have a penny to bless yourself with f. cebinde üç kuruşu bile olmamak 251 Deyim not have a penny to bless yourself with f. çok fakir olmak 252 Deyim not have a penny to bless yourself with f. parasız/pulsuz olmak 253 Deyim not have a penny to bless yourself with f. meteliksiz olmak 254 Deyim not have a penny to bless yourself with f. meteliğe kurşun atmak 255 Deyim not have a penny to bless yourself with f. çulsuz olmak 256 Deyim be unable to hear yourself think f. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak 257 Deyim be unable to hear yourself think f. kafasını toparlayamamak/toplayamamak 258 Deyim be unable to hear yourself think f. gürültüden dolayı konsantre olamamak 259 Deyim be unable to hear yourself think f. kafası şişmek 260 Deyim pull yourself up by your own bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek 261 Deyim pull yourself up by your own bootstraps f. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek 262 Deyim pull yourself up by your own bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak 263 Deyim drag yourself up by your own bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek 264 Deyim drag yourself up by your own bootstraps f. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek 265 Deyim drag yourself up by your own bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak 266 Deyim do well for yourself f. başarılı olmak 267 Deyim make something of yourself f. başarmak 268 Deyim make something of yourself f. başarılı olmak 269 Deyim take it upon yourself to do something f. durumdan vazife çıkarmak 270 Deyim pay yourself first f. eline geçen parayı kullanmadan önce bir kısmını ayırmak/biriktirmek 271 Deyim can barely hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak 272 Deyim can hardly hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak 273 Deyim challenge yourself f. kendini aşmak 274 Deyim do yourself a mischief f. kendini yaralamak 275 Deyim put yourself in somebody's shoes f. kendini başkasının yerine koymak 276 Deyim put yourself in somebody's place f. kendini başkasının yerine koymak 277 Deyim project yourself into the future f. kendini gelecekte canlandırmak 278 Deyim do yourself a mischief f. kendine zarar vermek 279 Deyim find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belada olmak 280 Deyim find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belaya girmek 281 Deyim dust yourself off f. toparlanmak 282 Deyim dust yourself off f. yaralarını sarmak 283 Deyim fall all over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok/aşırı hevesli olmak 284 Deyim fall over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok/aşırı hevesli olmak 285 Deyim fall all over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok düşkün olmak 286 Deyim preen yourself f. böbür böbür böbürlenmek 287 Deyim not know where to put yourself f. utancından kaçacak/girecek delik aramak 288 Deyim congratulate yourself f. böbür böbür böbürlenmek 289 Deyim boast about yourself f. böbür böbür böbürlenmek 290 Deyim not know where to put yourself f. utançtan saklanacak yer aramak 291 Deyim not know where to put yourself f. utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak 292 Deyim big yourself up f. böbür böbür böbürlenmek 293 Deyim fall over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok düşkün olmak 294 Deyim brace yourself f. kötü bir şeye kendini hazırlamak 295 Deyim drape yourself in the flag f. yurtseverlik kisvesine bürünmek 296 Deyim wrap yourself in the flag f. yurtseverlik kisvesine bürünmek 297 Deyim not know where to put yourself f. utancından saklanacak delik aramak 298 Deyim brag about yourself f. böbür böbür böbürlenmek 299 Deyim not have a penny to bless yourself with [old-fashioned] f. beş parasız olmak 300 Deyim not have a penny to bless yourself with [old-fashioned] f. beş parası olmamak 301 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek 302 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek 303 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek 304 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak 305 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. başkalarından yardım/destek almadan başarmak 306 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. kendi çabasıyla başarmak 307 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. kendi kendine başarmak 308 Deyim drag/pull yourself up by your own bootstraps f. başarısını kendine borçlu olmak 309 Deyim draw yourself up/rise to your full height f. dik durmak 310 Deyim draw yourself up/rise to your full height f. dimdik durmak 311 Deyim laugh yourself silly f. gülmekten karnı ağrımak 312 Deyim laugh yourself silly f. gülmekten ölmek 313 Deyim laugh yourself silly f. gülmekten karnına kramp girmek 314 Deyim laugh yourself silly f. gülmekten karnına ağrılar girmek 315 Deyim laugh yourself sick f. gülmekten karnı ağrımak 316 Deyim laugh yourself sick f. gülmekten ölmek 317 Deyim laugh yourself sick f. gülmekten karnına kramp girmek 318 Deyim laugh yourself sick f. gülmekten karnına ağrılar girmek 319 Deyim do yourself an injury f. yaralanmak 320 Deyim do yourself an injury f. incinmek 321 Deyim do yourself an injury f. fiziksel zarar görmek 322 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendini/birini yaralamak 323 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendini/birini incitmek 324 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendine/birine fiziksel zarar vermek 325 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendi kendini yaralamak 326 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendi kendini incitmek 327 Deyim do somebody/yourself an injury f. kendi kendine zarar vermek 328 Deyim dig yourself into a hole f. kendini utanç verici bir duruma düşürmek 329 Deyim dig yourself into a hole f. kendi kendini sıkıntıya sokmak 330 Deyim dig yourself into a hole f. kendi kendini dara sokmak 331 Deyim dig yourself into a hole f. kendi başına çorap örmek 332 Deyim dig yourself into a hole f. kendi başına iş açmak 333 Deyim dig a hole for yourself f. kendi kendini sıkıntıya sokmak 334 Deyim dig a hole for yourself f. kendi kendini dara sokmak 335 Deyim dig a hole for yourself f. kendi başına çorap örmek 336 Deyim dig a hole for yourself f. kendi başına iş açmak 337 Deyim dig yourself a hole f. kendini kötü bir duruma sokmak 338 Deyim dig yourself a hole f. kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak 339 Deyim dig yourself into a hole f. kendini kötü bir duruma sokmak 340 Deyim dig yourself into a hole f. kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak 341 Deyim get a hold on yourself f. kendini tutmak 342 Deyim get a hold on yourself f. kendini kontrol altında tutmak 343 Deyim get a hold on yourself f. kontrolünü kaybetmemek 344 Deyim get a hold on yourself f. duygularını frenlemek 345 Deyim get a hold on yourself f. sakin kalmak 346 Deyim get a hold on yourself f. kontrollü davranmak 347 Deyim take a hold on yourself f. kendini tutmak 348 Deyim take a hold on yourself f. kendini kontrol altında tutmak 349 Deyim take a hold on yourself f. kontrolünü kaybetmemek 350 Deyim take a hold on yourself f. duygularını frenlemek 351 Deyim take a hold on yourself f. sakin kalmak 352 Deyim take a hold on yourself f. kontrollü davranmak 353 Deyim get a grip on yourself f. kendini tutmak 354 Deyim get a grip on yourself f. kendini kontrol altında tutmak 355 Deyim get a grip on yourself f. kontrolünü kaybetmemek 356 Deyim get a grip on yourself f. duygularını frenlemek 357 Deyim get a grip on yourself f. sakin kalmak 358 Deyim get a grip on yourself f. kontrollü davranmak 359 Deyim take a grip on yourself f. kendini tutmak 360 Deyim take a grip on yourself f. kendini kontrol altında tutmak 361 Deyim take a grip on yourself f. kontrolünü kaybetmemek 362 Deyim take a grip on yourself f. duygularını frenlemek 363 Deyim take a grip on yourself f. sakin kalmak 364 Deyim take a grip on yourself f. kontrollü davranmak 365 Deyim get above yourself f. burnu kafdağı'nda olmak 366 Deyim get above yourself f. burnu kafdağı'na çıkmak 367 Deyim get above yourself f. kendini bir şey sanmak 368 Deyim get above yourself f. kendini dev aynasında görmek 369 Deyim get above yourself f. burun şişirmek 370 Deyim get above yourself f. burun yapmak 371 Deyim get above yourself f. üstünlük taslamak 372 Deyim get above yourself f. kendini diğerlerinden üstün görmek 373 Deyim get above yourself f. burnu havada olmak 374 Deyim get above yourself f. burnu büyük olmak 375 Deyim get above yourself f. havalara girmek 376 Deyim get above yourself f. kibirlenmek 377 Deyim get above yourself f. büyüklenmek 378 Deyim be above yourself f. burnu kafdağı'nda olmak 379 Deyim be above yourself f. burnu kafdağı'na çıkmak 380 Deyim be above yourself f. kendini bir şey sanmak 381 Deyim be above yourself f. kendini dev aynasında görmek 382 Deyim be above yourself f. burun şişirmek 383 Deyim be above yourself f. burun yapmak 384 Deyim be above yourself f. üstünlük taslamak 385 Deyim be above yourself f. kendini diğerlerinden üstün görmek 386 Deyim be above yourself f. burnu havada olmak 387 Deyim be above yourself f. burnu büyük olmak 388 Deyim be above yourself f. havalara girmek 389 Deyim be above yourself f. kibirlenmek 390 Deyim be above yourself f. büyüklenmek 391 Deyim get yourself into a stew about/over something f. bir konuda endişelenmek 392 Deyim get yourself into a stew about/over something f. bir şey hakkında telaşlanmak 393 Deyim get yourself into a stew about/over something f. etekleri tutuşmak 394 Deyim get yourself into a stew about/over something f. paçaları tutuşmak 395 Deyim have tickets on yourself f. kendiyle gurur duymak 396 Deyim have tickets on yourself f. kibirli olmak 397 Deyim have tickets on yourself f. bunu havada olmak 398 Deyim have tickets on yourself f. kendini beğenmiş olmak 399 Deyim have tickets on yourself f. burnu büyük olmak 400 Deyim have tickets on yourself f. burnundan kıl aldırmamak 401 Deyim not look yourself f. normal görünmek/normal görünmemek 402 Deyim not look yourself f. kendine gelmiş görünmek/kendinde değil gibi görünmek 403 Deyim not look yourself f. sağlıklı/sağlıksız görünmek 404 Deyim not look yourself f. iyi/kötü görünmek 405 Deyim take it on yourself to do something f. bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek 406 Deyim take it on yourself to do something f. bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek 407 Deyim take it on yourself to do something f. bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak 408 Deyim take it upon yourself to do something f. bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek 409 Deyim take it upon yourself to do something f. bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek 410 Deyim take it upon yourself to do something f. bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak 411 Deyim run yourself into the ground f. çok çalışmaktan hasta düşmek 412 Deyim run yourself into the ground f. çok çalışmaktan yorgun düşmek 413 Deyim run yourself into the ground f. çok çalışmaktan bitap düşmek 414 Deyim run yourself into the ground f. oyunda çok koşmak 415 Deyim run yourself into the ground f. oyunda deli gibi koşmak 416 Deyim run yourself into the ground f. oyunda çok koşturmak 417 Deyim give a bad account of yourself f. batırmak 418 Deyim give a bad account of yourself f. becerememek 419 Deyim give a bad account of yourself f. kötü geçmek 420 Deyim give a bad account of yourself f. kötü sonuç almak 421 Deyim land yourself in the soup f. kendi başını belaya sokmak 422 Deyim land yourself in the soup f. dara düşmek 423 Deyim land yourself in the soup f. kendini sıkıntıya sokmak 424 Deyim land yourself in the soup f. sıkıntıya düşmek 425 Deyim land yourself in the soup f. kendi başını derde sokmak 426 Deyim be a law unto yourself f. kafana göre hareket etmek 427 Deyim be a law unto yourself f. bildiğin gibi davranmak 428 Deyim be a law unto yourself f. bildiğini okumak 429 Deyim be a law unto yourself f. başına buyruk gitmek 430 Deyim be a law unto yourself f. sağı solu belli olmamak 431 Deyim be a law unto yourself f. öngörülebilir/tahmin edilebilir olmamak 432 Deyim be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmak için çok hevesli olmak 433 Deyim be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya dünden hazır olmak 434 Deyim be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya can atmak 435 Deyim be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok meraklı/istekli olmak 436 Deyim be falling over yourself to do something f. bir şey yapmak için birbirinin üstüne çullanmak/birbirini yemek 437 Deyim get yourself into a stew about/over something f. bir konuda paçaları tutuşmak 438 Deyim get yourself into a stew about/over something f. bir konuda telaş yapmak 439 Deyim land yourself/somebody in the soup f. hapı yutmak 440 Deyim land yourself/somebody in the soup f. ayvayı yemek 441 Deyim land yourself/somebody in the soup f. dara düşmek 442 Deyim land yourself/somebody in the soup f. sıkıntıya girmek/düşmek 443 Deyim be/feel sorry for yourself f. kendi derdine yanmak 444 Deyim be/feel sorry for yourself f. kendi kendine acımak 445 Deyim be/feel sorry for yourself f. kendi haline acımak 446 Deyim be above yourself f. kendini bir şey sanmak 447 Deyim be above yourself f. kendini dev aynasında görmek 448 Deyim be above yourself f. haddini aşmak 449 Deyim be above yourself f. kendini üstün görmek 450 Deyim be above yourself f. kendini beğenmiş olmak 451 Deyim get above yourself f. kendini bir şey sanmak 452 Deyim get above yourself f. kendini dev aynasında görmek 453 Deyim get above yourself f. haddini aşmak 454 Deyim get above yourself f. kendini üstün görmek 455 Deyim get above yourself f. kendini beğenmiş olmak 456 Deyim buy yourself time f. kendine zaman kazandırmak 457 Deyim buy yourself time f. zaman kazanmak 458 Deyim can't hear yourself think f. gürültüden neredeyse kendi sesini bile duyamamak 459 Deyim can't hear yourself think f. gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek 460 Deyim collect yourself/your thoughts f. sakinleşip kendine gelmek 461 Deyim collect yourself/your thoughts f. kendini toparlamak 462 Deyim collect yourself/your thoughts f. kafasını toplamak 463 Deyim collect yourself/your thoughts f. kendini toplamak 464 Deyim collect yourself/your thoughts f. aklını başına toplamak 465 Deyim collect yourself/your thoughts f. zihnini toplamak 466 Deyim collect yourself/your thoughts f. düşüncelerini toparlamak 467 Deyim do yourself a mischief f. kendine zarar vermek 468 Deyim do yourself a mischief f. kendini sakatlamak 469 Deyim do yourself a mischief f. kendini incitmek 470 Deyim do yourself a mischief f. kendine kötülük yapmak/etmek 471 Deyim do yourself a mischief f. kendine zarar verecek bir şey yapmak 472 Deyim do yourself a mischief f. kendine zarar vermek 473 Deyim do yourself a mischief f. kendini incitmek/sakatlamak 474 Deyim do yourself justice f. her zamanki performansını göstermek 475 Deyim do yourself justice f. bekleneni vermek 476 Deyim do yourself justice f. yapabileceğinin en iyisini yapmak 477 Deyim do yourself justice f. elinden geleni yapmak 478 Deyim do yourself an injustice f. kendine haksızlık etmek 479 Deyim do yourself an injustice f. kendine insafsızca davranmak 480 Deyim do yourself proud f. kendini gururlandırmak 481 Deyim do yourself proud f. kendi göğsünü kabartmak 482 Deyim do yourself proud f. kendi yüzünü kara çıkarmamak 483 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek 484 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek 485 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek 486 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak 487 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. başkalarından yardım/destek almadan başarmak 488 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi çabasıyla başarmak 489 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi kendine başarmak 490 Deyim drag/pull yourself up by your bootstraps f. başarısını kendine borçlu olmak 491 Deyim drink yourself silly f. deli gibi içmek 492 Deyim drink yourself silly f. manyak gibi içmek 493 Deyim drink yourself silly f. çılgın gibi içmek 494 Deyim drink yourself silly f. öküz gibi içmek 495 Deyim drink yourself silly f. hayvan gibi içmek 496 Deyim drink yourself silly f. çatlayana kadar içmek 497 Deyim laugh yourself silly f. deli gibi gülmek 498 Deyim laugh yourself silly f. manyak gibi gülmek 499 Deyim laugh yourself silly f. çılgın gibi gülmek 500 Deyim laugh yourself silly f. öküz gibi gülmek

kendini bir şey sanmak atasözü